38
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1487
Okunma

Toprağın altından yaramaz çocuk edasıyla fışkıran küçücük ama kuvvetli bir ses geliyordu.. Aceleci ve tedirgindi.. Bembeyaz bedenini toprağın sıcaklığı ile ısıtıyor güneşe çocuksu bir bakış atıp ben geldim diyordu.. Bu cıvıltılar toprağın sıcaklığı ile ısınan, güneşin ışığıyla açtıkça açan bembeyaz gelinliğini giymiş sarı şapkalı narin papatyadan başkasına ait değildi.. Şapkasının etrafında oluşan beyaz yapraklar güzelliğine güzellik katıyor gerdanda inci misali parladıkça parlıyordu.. Bu ince ayrıntılar onun endamının ününün sebebini sormadan açıklıyordu.. Köklerini toprağın altına sağlamlaştırarak tüm bedenini güneşe, aşka, masumluğa ve gelinlere armağan etmek için güneşin ışığına sunuyordu.. Güneş ile sevişiyor bu bütünlüğün sonunda yaprakları daha beyaz bedeni daha bir yeşil oluyor kendini daha bir güçlü hissediyordu... Papatya ondan bir söz de alıyordu, zamanı geldiğinde güneş ısınmaya hazır yüreklerin sevda tomurcuklarını ısıtacak ısıttıkça tomurcuklar açacak ve çoğalacaklardı... Papatya etrafına bakınıyor ara ara diğer canlıların doğadaki salınışlarını izliyordu... Mutevazılığın, saflığın ve temizliğin sembolü olmasına rağmen içinden hafif bir gurur damlacığı akıyordu.. Kendince belki de haklıydı; çünkü o gerçek ve masum sevgilerin tek çiçeği olduğunu biliyordu..İçten içe bu mutluluğu içinde yaşıyor aşk ve sevgi için besliyordu kendini..
Çimenler en güzel yeşiline bürünmüş, gökyüzü en mavi en açık rengini sunuyordu doğaya... Sanki pınar daha bir berrak akıyor dibindeki çakıllar daha bir parlıyordu suyun dibinde..Sanki onlar da bu törene hazır gibiydiler..Papatya ayak seslerini duyuyordu... Sevdalarını yüreklerinde yaşayan iki can, mutluluğun doruklarında aşkın en coşkulu durağında bir içim su vaktinde geliyorlardı... Sesler yaklaşıyor yaklaştıkça tören anlamını kazanıyordu..--Bir el papatyanın bedenine yaklaşıyor, köklerini topraktan usulca çekiyordu.. Papatyacığın canı acımıyordu çünkü biliyordu bu güzelliğinin BEDEL inin ne olduğunu..Sonsuzluğa mutlu giden belki de tek çiçekti o... Nefes alışverişi, sarı şapkasının kenarındaki beyaz yapraklarının tek tek dökülmesiyle daralıyor daraldıkça bu sesler çoğalıyordu seviyor-sevmiyor, seviyor-sevmiyor, seviyor-sevmiyor..... Aşka vereceği bedelin son virajındaydı...Bu ritim eşliğinde çoğalan sesler vedalaşmanın sona bir vuruşundaydı...
Güneş sevdalıların yüreğini ısıttıkça ısıtıyor onları birbirine daha çok yaklaştırıyordu.. Belki de papatyaya verdiği sözü tutmaktı tek niyeti..
Bedel bazen nefes almamak bile olsa yaşamın gerçek değerlerinin, güzelliklerinin devamına bir parça katkı olacaksa dünyadan bir papatya....................................................
Beyaz Ağıt / Mehtap ALTAN