9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
881
Okunma
Önce sabahın alacasına düşerdi horoz sesleri. Bastonlu dedelerin sabah namazından dönmesiyle başlardı gün. Daha çok kendi susuzluğunu gidermek için, çiçeklere su verirdi babaanneler,anneanneler..Orta yaşlı, leçekli gelinler oya düşürürdü kaşına, kapı önlerini süpürür, bir ibrikle çilerdi serin sularla..Daha çok, sardunyalı,küpeli pencerelere saçlarını devirirdi genç kızlar..Ah radyolar..Hep Bedialı türkülere, Zeki Müren’li şarkılara ayarlanırdı daha çok..Gün ağarırken herkes sabahı mırıldanırdı beyaz tüylü kedilerle...Hayırlı işler..İyi sabahlar..Günaydınlar uçuşurdu sokaklarda...Telaş içinde olurdu hammallar, bir de bizim gibi işe geç kalan memurlar...
Günle birlik, evler sokaklara, sokaklar caddelere taşınırdı..Her sokağın bir delisi, her caddenin bir dilencisi olurdu..Birde Arnavut Ciğercisi..Güneşe göz kamaştırarak içilirdi tavşan kanı ilk çaylar, tellenirdi sigaralar..Herkes işinin başında ya hayat derdi !..Ajanslar ve efkar geceye ertelenirdi..Sonra bir eski itfaiye arabası korna çalarak gelirdi, sulardı tozlu caddemizi..Çek ulan arabanı !...Demez di...Bunca araba yoktu ki, Caddeler, sokaklar biraz da gezmek içindi...
Şehrin bir kıyısından bakınca güne..Tarktörlerini koşardı çiftçiler, gider gibi düğüne.. Remorklara çömelirdi başı yazmalı kızlar, fötr şapkalı oğlanlar..Bir yamaca vururdu koyun sörüsü, Ovalar başak başak eğilirdi ayağınıza, vişnesinden, kirazından, armudundan bir tat düşerdi ağzınıza..Rahmetler yağardı kar, kışımıza; yağmurlar yağardı yazımıza.. Daha çok ıslık ıslık türküler düşerdi sazımıza,sözümüze..En önemlisi kimse hor bakmazdı gözümüze...
Gün eğilirdi yavaş yavaş, biterdi gün boyu süren telaş... Daha çok çardaklara, kameriyelere, balkonlara, sedir önlerine kurulurdu akşam sofraları, çocukların birer birer sayılırdı adları..Yemekte birarada olmak adettendi..Gün akşam sofrasında erirdi...Ajans dinlenir, herkes yatağına çekilirdi..Eve mutlaka erken gelinirdi..En hovardamız bile bir kadınla, bir erkekle yetinirdi..Yataklarımız o günlerde bu denli belki rahat değildi ama, yanlarımıza batmazdı..Gece bu denli kanatmazdı...
Sahi ne oldu bize ?..Bir perdemi çektiler gözlerimize, neden ateş düştü evimize ?..Artık dualarda konmuyor ellerimize..Kuşlar neden gitti uzak iklimlere, melekler çekildi göklere...
Günaydın der misin anne ! Bak sayıklıyorum yine...
Hayrettin YAZICI