[ italik ]İnsan zaafı 1917 ateşini çoktan söndürmüştü. Koca bir ülke yeniden yapılanıyordu. Para yoktu ama egemendi ve ilk defe bu kadar çok kişi mutlu-umutluydu (!)
……………

Cezveyi ocağın küçük gözüne koydu adam. Ankastre ocak.
6 dakika uykulu gözleri daldı kaldı mor menekşe yaprağına dönmüş doğalgaz alevine.
Oysa geçen sene 2 dakika bakardı gelincik yaprağı alevine aynı ocağın.

LPG (elpici): petrolden üretilmiş gaz.
NPG(enpici): yeraltından çıkan gaz.
BPG(bipici): bitkisel gaz yani osuruk gazı.

Demek bu doğalgaz güçsüzmüş diğerinden.

Dağlar-tarlalar-yollar-sokaklar oyuldu-eşildi. Uzak diyarlarda dünyanın dibi delindi.
Ne paralar, ne emekler heba edildi.
Boru döşenmedik sokak kalmadı. Herkese döşendi. Döşensin diye de ne gayretler gösterildi, özveride bulunuldu. Cep harçlıkları, pazar paraları bile verildi.
……………….

Nehir çalışanları, kanal çalışanları, dokçular ve gemiciler, bir o kadar da -hatta iki katı -taze, bakımlı-güzel dişiler. Açık-saçık ve güzel de giyinmişler.
İçiyorlar, silkeleniyor, silkeliyor- eğleniyorlar. İnsan tebahhuratıyla ısınıyorlar.

Bildik- alıştığın dışında bir şeyler olmuyor değil bazı geceler.

Oturmuş orta yere kara bıyıklı adamlar. Kırmızı kravat-beyaz gömlek-beyaz çorap-lacivert takımlılar. Ceketler askıda, yakalarda mendil, kollar fora.
Fısıldaşıyor kadınlar, barmen-garson kızlar. Alaycı-tedirgin ama daha çok ciddi ve belli ki görev başındalar.

"Minıstır, minıstır” diyorlar arada. İyi de hizmet ediyorlar.
Para da var için içinde, kadın mafyası da. Siperde dalyan gibi delikanlılar, bakışlarından irin akan korumalar da var.
Boru döşenecekmiş komşu ülkeye. Oluşturmak gerek altyapıyı. Boru döşenecekmiş bir ülkeye.
……………….

Gazeteler yazdı. Birileriyle dalga geçmiş olmalılar. Zaten gazeteler hep dalga geçer okuyanlarıyla.
Bir başka ülkede ;
"Gaz da neymiş”, demiş başkan. Döşeyin hortumu verin bedava. Hava bedava, su bedava, gaz bedava.

Bir başka ülke almış 70 dolara, satmış 300 dolara.
Alan, almış 300 dolara… İncir ağacı dikmiş ocaklara.
Dağıtım şirketi 10 milyar gaz almış 15 milyar gaz satmış.
Demek içine hava katmış.
Faturalar kabarmış. Ocağın alevi sararmış.
Böyle şeyler yazar gazeteler. Bazen dalga geçer, bazen adam seçerler.
………………

Şu kahve suyu neden geç kaynar ki bu sene. Adamın(!) takıldı kafasına. Akşama kadar.
Gaza-maza da aklı basmıyordu ya.
Vurdu yumruğu masaya, kurdurdu sofrayı.
Piyaz-miyaz, rakı-makı.. Tütsüledi kafayı.

Osuruktan işler değil mi bunlar.
Bir tüp koydu döşeğinin kenarına, hortumun bir ucunu tüpe,
öbür ucunu da arkadan kaba etlerinin arasına sallayıp daldı uyuya.

Sabah kahve suyunu daha çabuk ısıtma hevesiyle,
tasasız-telaşsız, hülyalara daldı adam.


(büyükharman)