HANGİSİ DOĞRU HANGİSİ GERÇEK KAVRAYAMADIM
Kız gerçek aşkı sadece romanlarda okumuş, filmler de izlemişti. Gerçek hayatta, etrafındaki gördükleri ise çoğunlukla yalandan ibaretti. İnsanların çoğu bazı şeylerin anlamını yitirmişler, birlikteliklerini çıkarları doğrultusunda yaşıyorlardı. Kız birkaç kez sevmeyi denemişti ama sonunda kullanıldığını hissedip, dönmüştü yine yalnızlığına. O da istiyordu hayatında birinin olmasını ama bir türlü doğru insanı bulamıyordu. Ya da yanlış insanlara gönlünü kaptırıyordu. Sadece umut edip bekliyordu. Nadir rastladığı güzel aşklara iç geçirip, ALLAH bozmasın diye dua edebiliyordu şimdilik.
Kız hep sıradanlıklarla dolu bu hayatta, sıradan olmamasını istiyordu bazı şeylerin. O yüzden bu sefer belki de farklıydı.
Tiyatroda tanışmışlardı. Kız okulun tiyatro grubundaydı. Edebiyata, tiyatroya resmen aşıktı. En büyük hayallerinden biri bir çok yeri gezip, insanların ve yerlerin fotoğrafını çekip, hepsinin öyküsünü yazabilmekti. Yalnızlığı sevmezdi. Bu yüzden bu hayalini gerçekleştirirken de yanında birisinin olmasını isterdi.
Çocuk ise hayatında ilk kez tiyatroya geliyordu. Rolünden de olsa gerek kız ilgisini çekivermişti. Oyunun sonuna kadar oyunu değil de kızı izlemişti. Çocuğun hayatına çok kişi girmişti ama hep farklı birini aramıştı. Kolay elde edemeyeceği, hayatımın sonuna kadar bu insanı sevebilirim diyebileceği birini.
Çocuğun hayatında bir çok problemi vardı. Hayatını yoluna sokabilmek için onu bu hayatından alıp, doğru yola sürükleyecek birini bulmayı umut ederdi. Alkolikti, arkadaşlıkları çıkar uğrunaydı. Bugüne kadar hayallerinden sevdikleri uğruna vazgeçmek zorunda kalmıştı. Kızın ise sıradan, yolunda giden bir hayatı vardı.
Çocuk oyun biter bitmez soluğu kuliste almıştı. İçeri girdiğinde kız bir yandan arkadaşlarına tebessümle bir şeyler anlatırken, bir taraftan da çantasını topluyordu. Çocuğun oyunda oynayan bir arkadaşı daha vardı. Zaten onun ısrarı üzerine oyunu seyretmeye gelmişti. Kızın yanına gitmeye cesaret edemezken, arkadaşı belirivermişti yanında. Ardından kız yanlarına gelip, arkadaşına;
_’Merhaba Özgür, hoca seni arıyordu.’
Özgür arkadaşına hemen geleceğini, onu beklemesini söyleyerek hocanın yanına gitti. Kız, o an çocuğun farkına varabildi. Göz göze geldiklerinde, ayaklarının sanki yerden kesildiğini hissetti. Tuhaf bir heyecan sarmıştı bedenini tarifsiz, yanakları hemen al al olmuştu. Ne zaman utansa ya da heyecanlansa yanakları kızarırdı hemen, saklayamazdı içindekileri. İkisi de sustular kısa bir süre. Sadece birbirlerinin gözlerine baktılar. Sonra kız:
_’Pardon kendimi tanıtmadım, ben Su. Özgür’ün arkadaşı olmalısın, oyunumuzu nasıl buldun?’
Çocuk dalgınlığından çıkıp, yutkunur şekilde:
_Güzeldi...çok güzeldi ,diyebildi. Oysaki kızı izlemekten oyunun ne olduğunu bile anlayamamıştı. Kız o kadar masumdu ki çok güzel olmamasına karşın, çocuk gözlerine dalıp gitmişti. Kendini tanıtmayı bile unutmuştu. Çocuk içinden geçenleri anlamaya çalışırken, kızın çoktan gittiğini fark etti. Özgür:
_’Hadi gidiyoruz oğlum.’
Devamı gelecek…
HANGİSİ DOĞRU HANGİSİ GERÇEK KAVRAYAMADIM Yazısına Yorum Yap
"HANGİSİ DOĞRU HANGİSİ GERÇEK KAVRAYAMADIM" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.