Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Zeynep Tavukçu
Zeynep Tavukçu

Ben –VIII- Ölü Yorum

Yorum

Ben –VIII- Ölü Yorum

16

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1138

Okunma

Okuduğunuz yazı 7.4.2007 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Ben –VIII- Ölü Yorum

‘’Bir rüya gördüm... Hayırdır inşallah!’’

Yaşar’ın Sevda Sinemalarda adlı albümünden sevdiğim bir şarkısının ilk sözü ve adı ile aynı olan nakaratı.
İyide, cidden ciddi bir rüya gördüm! İçinde ben düşmüşüm, dizim kanıyor. Durumu oldukça ağır! Bir ses karanlık şehrimin kıyılarından yükselen! Ölüyorum...

Uyumaya niyetlendiğimde saat gece yarısını geçmişti. Gözlerim kapalı. Hala uykum olduğuna göre, demek ki pek fazla vakit geçmemiş; henüz sabah olmamış. Ürkütenin sadece ses olduğu rüyamı gördüm. İrkilerek uyanmam lazım ama nafile. Beynime irkilme ve uyanma emri veriyorum. Ses yok!... Bir emir daha...
Emir erim terlemiş, son sürat arama motorunun üzerinden yüzüme bakıp ‘’yok öyle bir şey’’ diyor bana. Sesimi yükseltiyorum iç çığlıklarımla...

_Hey beynim! Neredesin?...

Olasılıkları düşünüyorum. Yatmadan önce devre dışı bırakmadığıma göre kendimi, baktım fişimde hala takılı prize...
Ya hu ben bilgisayar mıyım? Neler düşünüyorum? Hem beynim dururken beynime emir vermekte nereden çıktı? Emir veren ve verilen kim? Yoksa ben bende değil miyim?

O an tüm gerçek gözlerimin önüne seriliyor. Hani film şeridi gibi geçti derler ya...

O karanlık şehrimin kıyılarından yükselen ses yineleniyor neresi olduğunu bilmediğim bir boşlukta;
’Ölüyorum.’

Evet, evet yanlış duymadınız. Ölüyorum!
Abartacak bir durum yok canım. Mutlak yerine getirmem gereken görevimi ifa ediyorum. Belki de getirdim. Kim demiş ölüm ‘’son’’ dur diye? Her doğanın bir kez yaşaması gereken geçiş noktası sadece. Hem de bedenen. Ne var ki bunda?
Ben binlerce kere Onun için zavallı seven ruhumu öldürmüşüm. Ruhsuz dolaşmış durmuş, ölmeden ölümün tadını Onun teninin yokluğunda ve Onun acımasız sözlerinde tatmışım. Şimdi, bir çok zaman bana verilmiş bir beddua olarak nitelendirdiğim beden denilen bu kas ve yağ karışımı altmış kiloluk kemikli et parçasından ruhumun ayrılmasına mı üzüleceğim?
Komik olmayın! Bitti işte bakın. Bir daha ölmem gerekmeyecek artık!
Vuslatıma erdim.

Yumuşacık, kuş tüyü gibi; varla yok arası öyle bir sıcaklıkta, ölesiye bir huzur içindeyim.

Ölesiye mi? Öldüm ben zaten! Hatırlamıyorum bile nasıl olduğunu ama...
O kadar mı tatlı bu ölüm?
İnsan bir defa tattı mı alışıyor galiba. Öldükçe ölesi geliyor anlaşılan. Hani en ufak bir mutluluk karşısında yeniden doğmuşuz hissi ile dolar taşarız ya. Aşık olsak mesela dilimize düşer tanıdık bir dize ’’ geldin ya bana, yeniden doğarım ben’’... Ölümde bunun gibi bir şey olsa gerek işte.

Lakin meraklı yapım rahat durmuyor. Son bir deneme gözlerime açılmasını söylüyorum. Açıldı! Bak görüyor... Yaşam denen o karanlık dehlizinden çıkmış, rengarenk ışıkların oynaşlığındaki sisi yararak koşan bana bakıyor. İnsanoğlunun en güçlü ve eski korkusu olan bilinmezlik kapılarını açılıyor karşımda, kirpiklerimi aralamamla birlikte. Kirpiklerim hala benim mi bilmiyorum tabii ki. Ayrıca ben olan o koşan siluet, bu bakan gözler ve ben neden ayrıyız? Hiçbir fikrim yok!

Ben; ben miyim?

‘’ Soracak kimsede yok ‘’ derken, birden kaldırımın aşağısında yol üstündeki mazgala sigara izmaritini atıp, ardından attığı izmarite dalıp giden bir adam belirdi karşımda. Yaklaşıp yanına soran gözlerimle, tam ağzımı açıp konuşacak iken, yüzüme doğru içindeki dumanlı nefesini üfürüyor. Tanıdık bu konu ile geçmiş özlem dolu hatıralarım canlanırken, tozlu mazgala doğru benim bakışlarım dalgın bir şekilde düşüyor. Düşen sadece bakışlarım değil. Bende kayıp gidiyorum o küçücük pis mazgal deliklerinden derinlere doğru, muğlak bir yere, belki de zamana.
Tasviri yok!
Yere ya da yer olduğunu düşündüğüm zeminimsi, görünmeyene yumuşak bir vaziyette nüfus ediyorum. Bu arada, zaten basmadığımı ve vücudumun bulunmadığını ya da varsa bile hissetmediğimi söyleyeyim. Sadece izliyorum her şeyi bir rüya gibi.

Bir rüya...

Anlık bir irkilme ile tüm vücudum geriliyor sıcak yatağımda. Dudaklarımda ise hala sigara dumanın tadını alabiliyorum oysa. Gözlerimi açmamak için uğraşsam da...

İşte orada!

Ruhumun çocuksu solgun yüzü karşımda.
Hareketsiz, soğuk dudaklarına düşmüş leylak rengi yine.



Zeynep Tavukçu 7/4/7

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ben –vııı- ölü yorum Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ben –vııı- ölü yorum yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ben –VIII- Ölü Yorum yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
SEMİH SEYYİD
SEMİH SEYYİD, @semihseyyid
9.4.2007 09:27:39
Deneme yazınızı şiirleriniz gibi beğendiğimi
söylemeye bilmem gerek var mı?
Günün yazısı seçilmeyi fazlasıyla hak etmiş.
Derin saygılarımla!






SEMİH SEYYİD tarafından 4/9/2007 9:28:27 AM zamanında düzenlenmiştir.

SEMİH SEYYİD tarafından 4/9/2007 9:28:52 AM zamanında düzenlenmiştir.
SEMİH SEYYİD
SEMİH SEYYİD, @semihseyyid
9.4.2007 09:25:32

................2...................
Sonra buldum diplerde gövdemi
Uzanmış boyluboyunca soğuğa
Uzun, beyaz/sarı suretimi
Tanımıyorum ama “Bu ben!”
Bir yabancı bir yabancı geldi
Tanıyamadım ve dahi kendimi!

Üstad!
Kendin bile yabancı gelmeden
Helalini al tüm dostlarının
Ve çekip gittiğinde yarın
Ardından dedikodun yapılmasın!

SEMİH SEYYİD
SEMİH SEYYİD, @semihseyyid
9.4.2007 09:24:51
................1...................
Gece tatlı rüyalar arasında
Kendimi gördüm karanlıklarda
Yüksekten bir kalın ip sarkıttım
Sonra seğirtip inmeye aşağılara
Inerken dolandı elim koluma
Bir an direnmek istemedim
Bıraktım ipi, düştüm boşluğa!

Aradım nerede bu ben?
Bakındım çevreme
“Neredesin sen?”

mavi uçurtma
mavi uçurtma, @maviucurtma
8.4.2007 18:41:42
ilginç... yazı çok yoğun. cümleler akıp gitmiş bir sonrakini unutmayım dermişcesine telaşlı ama okuyanıda sürüklüyor kalem kendiyle birlikte. yazı hak ettiği yerde bana da kutlamak kalıyor. sevgiler...
mavi uçurtma
murat şahin
murat şahin, @muratsahin61
8.4.2007 12:57:41
DUMAN ALTI SAATLERDE GÖZ KAPAKLARINDAN SIZAN UYKU MU DUR???????????
VE BU KADAR ÖRSELENMİŞ İSE YÜREK.....
SEVGİLERİMLE
realduman
realduman, @realduman
8.4.2007 11:06:42
rüyanızı unutmayıp yazan beyninizi ,kutlarım.

" ben her sabah aşık olurum
rüzgar olur bulut olurum"

ölümsüzlük isteyenlere tavsiye edilir,doktor kontrolünde.

tebrikler,
dumanımla...
dumanımla...
aynur soysal kumcu
aynur soysal kumcu, @aynursoysalkumcu
8.4.2007 10:57:56
tebrıkler zeynep hocam guzeldı....yazarı ve yazıyı kutlar basarılarının devamını dılerım.
lili
lili, @lili
8.4.2007 06:12:51
Ben varken ölüm yok,ölüm varken ben yokum...Yazınız ikisini bir araya getirebilmiş.birbirleri ile yüzleşircesine.Sevgiyle kutluyorum.
mina
mina, @mina
8.4.2007 03:16:58
Yazıları ve şiirleri ile bu siteye pek çok güzel eser bırakmış insanın kurdelasını yürekten kutluyorum.
Sinan YILMAZ54
Sinan YILMAZ54, @sinan-yilmaz54
8.4.2007 01:10:23
Günün yazısı ve yazarını kutluyorum.KAleminiz dasim olsun dileklerimle ...saygılar .
Gökhan Cengiz
Gökhan Cengiz, @gokhancengiz
8.4.2007 00:07:49
ben hep burada olacağım...


tebrikler
kırkikindi
kırkikindi, @kirkikindi
7.4.2007 22:12:50
yazınızı ve sayın aydın bey'in hoş yorumunu okudum.
ancak aydın bey'in "bu son iki/üç ben yazısında biraz daha içerik mizaha kaydı gibi" sözüne katılmıyorum.
evet görünüşte mizah var (ve okurken hep bir gülümseme insanın yüzünde..) ancak görünmeyen tarafında (ki aslında yazıda bunu hissetmemek mümkün değil) yazar, bir iç hesaplaşma içerisinde, hayatı ve hayatın bitiş yerini sorguluyor.
ya da şöyle anlatabilirim;
yazar, mezarlıktan geçerken ıslık çalıyor, korkusunu bastırmak için.

bu sayfaya gelmeyi seviyorum.


saygıyla...
Aydın
Aydın, @aydin58
7.4.2007 17:45:08
8 puan verdi
Hicivci geldi haaaaaanııııııııım :)
-----------------------------------------------
Ve bir şiir akar gözlerimden
sessizce...
düşer dilimden ansızın
çığlıklar içinde
tek bir kelime...
ölüm

tebrikler efendim, leziz bir yazıydı...

------------------

"Yumuşacık, kuş tüyü gibi; varla yok arası öyle bir sıcaklıkta, ölesiye bir huzur içindeyim.

Ölesiye mi? Öldüm ben zaten! Hatırlamıyorum bile nasıl olduğunu ama...
O kadar mı tatlı bu ölüm? "

kaleminiz daim olsun...

----------------------------------

Kendi tekrar cümleleriiçindeboğulmuş bier yazı. Ölüm çok geçiyor?
evet, neden ölümu bu kadr ciddiye alırız ki??? !!!!!!!
yazarken ölmez miyiz biz...???!!1

sabırsızlıklbekliyorum diğr yazlarınızı...

--------------------------

Tebrikler kaleminiz daim olsun...


--------------------------

Yien sizden hoş bir yazı okudum. Sizin yazılarınızı okumak ayrı bir zevk veriyor bana. Hani nasıl desem...

Şiir gibi...

---------------------------

ufak tefek imla hataları var. noktalamada da pek dikkat yok gibi. içerik olarak ise cümleler biraz kopuk gibi...

--------------------------


çok güzel bir yazıydı tebrik ederim...

--------------------------

yürek bu dost, ölümle mi başa çıkacak... yine sen, yine güzel bir yazı, yine ben, yine duygusal bir yazı okuru...

kalemin daim ola dost!

---------------------------

seriye bağladık gidiyoruz ha, şaka maka artık ilerde ben 123 okuruz sizden :)

yazınız efenim...


-----------------------------------

sürükleyici, etkileyici. koltuklarınıza yapışacaksınız!!
"Times"
Yazarın belki de en iyi yazısı. Türk yazınına altın harflerle geçecek
"Atilla Dorsay"
Etkileyici! kaybolacaksınız!!
"türk yazarlar derneği"

-------------------------------------------------------------------------

Hicivci gitti haaaanıııııııııııııııııııııım :)

Bu kadar haftasonu rahatlığı ve eğlencesi sanırım bana yeter... Şimdi şakayı bir kenara bırakayım...

Ben serisinin içinde, aslında içinde geçmesini istemediğim bir konuya değinmişsiniz. Konu ölüm olunca insan ister istemez gerilerek okuyor.

Fakat diğer "ben" yazılarından farklı olarak; bu son iki/üç "ben" yazısında biraz daha içerik mizaha kaydı gibi. Ölüm konusu ise mizahla yedirilince, kurgusu toparlanmış güzel bir yazı çıkmış ortaya.

Her zamanki gibi, bazı ufak tefek imla hataları da mevcut. Onları da tekrar gözden geçirirseniz sevinirim. Yorumumun iki kere düzenlendiğine bakarsanız zaten, "bana kör diyenin ela gözü olsa" deyimini istediğiniz kadar hatırlatabilirsiniz... :)

Fakat önceden de söylediğim gibi, bunlar "yorumlarım". Geniş çapta bir eleştiri için, serinin bitmesini bekliyorum.

Ha, son olarak, yukarıdaki hicivciye pek aldırmayın, o konuşur konuşur gider...

İyi günleriniz olsun...






aydın tarafından 4/7/2007 6:00:20 PM zamanında düzenlenmiştir.

aydın tarafından 4/7/2007 6:05:35 PM zamanında düzenlenmiştir.

aydın tarafından 4/7/2007 6:43:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
taymaz
taymaz, @taymaz
7.4.2007 14:33:45
Ben sık sık ölmem iradem kuvvetlidir . Sık öldüğünüz zaman bir tadı kalmaz , marjinal fayda düşer .

Uyanmadan önce gördüğüm kalıntı ,
Rüyamın uykuya dalışı ,
Şimdi hatırlamıyorum ,
Kalemimle bağıntı kurmaya çalışıyorum .

Gördüğümüz rüyalar kontrolsüz bir şekilde bilincaltımızdan açığa çıkanlar oıduğu halde , bazen rüyamda düşündüğümü ve rüyamı kontrol edebildiğimi söyleyebilirim . Bu bir tür delilik olabilir mi ?

Paylaşımınız için teşekkürler .
yaz mevsimi
yaz mevsimi, @yazmevsimi
7.4.2007 13:35:12
10 puan verdi
"Ruhumun çocuksu solgun yüzü karşımda.
Hareketsiz, soğuk dudaklarına düşmüş leylak rengi yine."


Tebrikler, güzel bir yazı...
nerio
nerio, @nerio
7.4.2007 12:20:13
10 puan verdi
Öleceğime değil, sigarasız kalacağıma yanarım demiş birisi...

Sanırım o birisi benim...:)))

Çok mu hızlı dürttüm ,kusura bakma...:)

Kelimelerine tutundum sendeyim,
Sen bende...

Can...
Kalalım öylece...




© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL