3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1251
Okunma
Piraha insanı ,Brezilyada Maici ırmağının kenarında yaşayan yaklaşık 300 kişilik bir grup . Bunların diğer yerlilerden ilginç olan tarafı ikiye kadar sayabilmeleri ve geçmiş kavramının olmaması . Onlar için renklerin bile önemi yok . Okuduğum bir haberden öğrendiğim bu topluluk bu güne kadar dünya iletişiminden kopuk kendi içinde gelişmeye kapalı kalmışlar . Avcılık ve toplayıcılığa dayalı yaşam tarzlarının gerekliliklerinin dışına çıkamadıklarından , basit bir yaşam tarzına sahipler . İhtiyaçları olan kadarı doğada mevcut . Fazlasını istemediklerinden biriktirme kavramları yok .
Dilbilimci Daniel Everett yaklaşık otuz yıldır bunları inceliyormuş . Bu inceleme den sonra’’anlık yaşama tarzı ’’diye nitelendirmiş . Çalışmaları sınucunda bunların ona kadar dahi saymayı öğrenemeyeceğini söylemiş .
Sayma yeteneğinin gelişmemiş olması çok normal değilmi ? Biriktirme sorunun olmayan bir hayatta niye sayasın ki .’’ Anlık yaşama ’’ tarzı denilince günümüz koşullarında bir çağrışım yapıyor mu sizlere ?
Günümüz insanında gelişmiş olan bazı kavramların gelişme göstermediği bu toplulukla aynı çağda yaşıyoruz sonuçta . Yada aynı zamanda yaşıyoruz diyelim .Biriktirme ve iktisat evrensel olgularmıdır ?Evrensel olgu ise bu tip ilkel yaşam tarzlarında biriktirme ve iktisat olmadığına göre bunlar çağdaşımız değilmidir ? Peki çağdaşımız değilse niye aynı zamanda yaşıyoruz . Piraha yaşam tarzı hadonist (hazcı)midir ? Açılımları çoğaltmak mümkün -bak çoğaltmak dedim- konuyu dağıtmamak adına fazla uzanım yapmadan devam edeyim .
Piraha kültürünü inceleyen Everett , şöyle bir açıklama getiriyor ’’ Dil kültürle gelişiyor .’’ Ben burada bir açılım getirmek istiyorum . Dünya kültürlerinde alet gelişimi nasıl ki zorunluluktan doğdu ise ’’anlık yaşama’’kültürü olan bu ilginç yapıda ,doğada yeterli beslenme kaynakları olduğundan biriktirme kavramı gelişmedi . Kültür dille gelişiyor olabilir mi ? Bence dil gelişimi de zorunluluktan doğuyor .
Bunların dün kavramları da yok bunu nasıl açıklayabiliriz ? Avlarsın ve tüketirsin bunun dünü bugünü olur mu ? Hergün yaptığın iş aynı ise dünü hatırlamanın ne gereği var ? Bu konuda günümüz insanıyla bir benzerlik kuracak olursak ; bizlere balık hafızalı deniyor ya . Kuş beyinli diyenlerde var . Dün vaatlerle gelipte şimdi halkı uyutan siyasetçiler az mı canım .
1990 yıllarında izlediğim bir film in oldukça etkisinde kalmıştım . Bak hatırlıyorum demekki balık hafızalı değilim . ’Kurtlarla Dans.’ Bu film amerikan yapımı olduğu halde beyazların kızılderililere yaptığı eziyetleri bir ölçüde veriyordu .
Bu arada Benjamin Franklin ’ in şu sözünü hatırlatmadan geçmek olmaz .’’ Yerlilere içirdiğimiz rom içkisi Tanrı nın bu pislikleri (kızılderililer ) yeryüzünden kaldırmak için yaptığı bir planın parçasıydı .’’ derken katliyamlarına mazeret olarak Tanrı yı gösteriyor.
’Kurtlarla dans’ filminden bir kesit ; Yerli at sürerken boş alanda bir nesne bulur . Bu nesne subayın şapkası . Attan iner ve alır . Bu kadar . Daha sonra yerlinin kafasında şapkasını gören subay bunun kendisine ait olduğunu anlatmaya çalışır ama anlatamaz . Çünkü herşey doğaya aittir ve herkes ihtiyacı olanı alır . Doğa ile denge içinde yaşayan toplumlarda aitlik kavramı yoktur .
Askerlerin yerlilerle başa çıkmak için avlanma alanlarına girip tüm bizonları keyfi öldürmesi de yerliler için beklenmedik bir durum . Çünkü bizonlar ihtiyaç kadar avlanır .Zevk için öldürme diye birşey sözkonusu değildir.
Gelelim Postmodernizme ,modernizmi eleştirerek kendini ortaya koyuyor o kadar . Alternatifin ne peki .BU yanlışsa doğrusuna vücut vereceksin . Pozitivizm eleştiriliyor , her tür hegamonya güya kabul edilmiyor .Belirsizlik temelinde sunuluyor . her tür yoruma açık . Günümüz insanına anlık yaşama psikolojisini enjekte ediyor . Pirahalarda olduğu gibi , tek fark nisbi refah artışı . Pirahalar gibi sende dünya nimetlerinden bihaber olsaydın bu nimetlerden istemeyecektin ki arkadaşım .
Artı üretim krizlerine giren kapitalizmin daha doğrusu emperyalizm in çıkış yolu ya savaş yada tüketici tek tip bireyler. Toplum önüne sürülen gündelik tüketim mallarından satın aldığı an o hayat tarzını kabul etmiştir . Mek Danıld kültürü mesela . Postmodernizm sömürü düzeninin ömrünü uzatmak için sunulan faydacı ve reklamcı (tabelacı) bir açılım sunuyor . Bir parça daha refah ama kime ?
Bazılarının savunduğu gibi serbestlik yada özgürlük değil , tüketimi azdırmak için hertür yolu deneme serbestliğidir .Postmodern kültür üretilirken Belirli modeller geliştiriliyor . İnsanlara sunulan , İmaj adı altında kadın ve erkek tektipleşiyor . Reklam kavramını masaya yatırın bunu görürsünüz . Taviz vermeyen , titiz , seçmeci özellikle soğukkanlı erkek model olacak . Bizim maganda dediğimiz tipe benzer yönleri var mı ? niye olmasın bizde de magandalar ön plana çıkmıyor mu . Kibar magandalar . BU nasıl mı oluyor . İçi maganda dışı kibar . Al sana ikiyüzlülük . Dişi modelimize gelelim , kadının kendinden daha fazla hoşlanmasını sağlamak için hertür olanak mevcut . Bu olanakları yakalamanın da yolları ortada . Erkekler arası rekabette erkeklerden birinin galip gelmesi markalaşır . Kadın kendi kendinden hoşlanabilmek için erkeğin olacak ’’ onun arabası ’’ , ’’onun parfümü ’’ gibi imaj fullll . Alın size marka . Alın size tüketim .
Kapitalist tarzın arzettiği ( sunduğu ) mal ve hizmet tektipleştirilirken aynı zamanda, modeller vasıtası ile tüketiliyor . Bu arada kadın ve erkek de tüketilmekte kültür tüketilmekte . Postmodernizm hani düzeni eleştiri idi . Süngerleşmiş insantipi sistem önüne ne sunarsa emiyor .
Gelecek kaygısı olmayan’’ anlık yaşayan ’’ yada anlık tüketen modeller arkasında koşarak yol alan , daha doğrusu yol alıyormuş gibi yapan insanlardan oluşan toplumların ,Brezilyadaki Piraha topluluğundan farkı var mı ? Piraha insanı sayı saymayı bilmiyormuş ihtiyacı yok saymaya ben biliyorum da ne oluyor . Benim de cebimde ikiden fazla para olmuyor ki. Piraha insanında renk kavramı yokmuş benim var ama bi işe yaramıyor . Biri mavi biri kırmızı arabalarım yok ki . Ama benim dışımda sayma eylemine ihtiyacı olmayan kafasını rakamlarla yormayan , babasının bankadaki hesabında ne kadar para olduğu sayılamadığı için bilinmeyen kimseler devar .
Alın size bir haber ; siber seks hizmetini sağlayan teknoloji o kadar gelişmiş ki , bir iş adamı başka bir şehre gittiğinde arada binlerce kilometre olduğu halde bilgisayarının başına geçip evdeki eşini tatmin edebilecekmiş . Postmodernizmin sunduğu olanaklara bakarmısınız .
Postmodernizmin darkafalılığı o kadar ileri gitti ki ; bir insanın istediği bir ortamı yaşatmak için teller bağlanıp atıyorum egede bir tatil yapmak için hangi iletiler gerekirse o tellerden veriliyormuş adam yaşamış gibi oluyormuş . Yada olacakmış . Vah vah içler acısı . Bir insan ancak bu kadar güdülenebilir.
Piraha olsun postmodern olsun sonuçta bu yaşam biçimleri bu gün var . Afrikada tamtamlarla iletişim kurulurken tellerdende bir haz yaratılan bir çağda yaşıyoruz ve hepimiz de çağdaşız . Emperyalizm de eşitsiz gelişim sözkonusu . İnsan hakları ikinci planda . Ama yeri gelir sıkı bir insan hakları savunucusu oluverirler . Bunları hepsi aldatmaca , bize bu aldatmaca dünyadan dijital haz almak düşüyor .
Bilgisayar elektroniğinde ikili sayı sitemi kullanılır . Bir ve sıfırlardan oluşan ikili sayı sisteminden oluşan bir alemde sörf yapılabiliyor yani . Bir elektirik akımının geçtiğini sıfır geçmediğini temsil ediyor . Alın size Piraha insanıyla bir benzerlik daha .
Bakınız : Piraha insanını inceleyen bilim adamları Kolombia Üniversitesinden
Peter GORDON ve dilbilimci Daniel EVERETT .