0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
27
Okunma
Kimsenin hikâyesine gülme. Çünkü hayat, dışarıdan izlenen bir sahne değil; içinde yaşanan uzun ve çetin bir yolculuktur. Herkesin ayağında farklı bir yük, sırtında görünmeyen bir hikâye vardır. Sen sadece yürüyüşünü görürsün; düştüğü yerleri, sustuğu geceleri, içine attığı çığlıkları bilemezsin.
İnsanlar çoğu zaman başkasının acısını hafife alır. Çünkü acı, uzaktan küçük görünür. Oysa yaklaştığında insanın nefesini keser. Bir tebessümün ardında saklanan yorgunluğu, bir sessizliğin içinde büyüyen fırtınayı herkes anlayamaz. Her suskunluk huzurdan, her gülüş mutluluktan doğmaz.
Yol uzundur. Ve bu yol, kimseye aynı adımlarla yürütülmez. Kimi düzlükte yorulur, kimi yokuşta güçlenir. Kiminin ayağına taş takılır, kiminin kalbine. Ama herkesin imtihanı kendine ağırdır. Başkasının yükünü hafif sanmak, kendi yükünü unuttuğun andır.
Üstelik daha seninki bitmedi. Hayat, kimseye “tamamladım” deme fırsatı vermeden sürprizlerini saklar. Bugün güldüğün yer, yarın sınandığın yer olabilir. Bugün güçlü sandığın kalbin, yarın en küçük rüzgârda sarsılabilir. Bu yüzden kibirle bakma, alayla konuşma, küçümseyerek yargılama.
Empati, insanı insan yapan en sessiz erdemdir. Anlamaya çalışmak, hak vermekten önce gelir. Çünkü herkes anlaşılmayı ister ama anlamaya pek azı cesaret eder. Oysa bir insanı yargılamadan dinlemek, bazen en büyük iyiliktir.
Kimsenin hikâyesine gülme…
Çünkü hayat adildir ama acımasızdır;
Sıra her zaman değişir.
Ve yol bittiğinde değil, yürürken insan oluruz.
5.0
100% (2)