Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
howlin wolff
howlin wolff

langur lungur çözümlemesi

Yorum

langur lungur çözümlemesi

1

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

55

Okunma

langur lungur çözümlemesi


duydum ki bana darılmışsın
üzme beni arkadaşımsın
langur lungur tarhana bulgur
bana gönul koyma çay koy













Aşağıdaki inceleme, metni Marksist, Post-yapısalcı ve Psikanalitik üç ayrı kuramsal mercekten, akademik bir terminolojiyle yorumlar.
Basit görünen bir metnin —“duydum ki bana darılmışsın üzme beni arkadaşımsın / langur lungur tarhana bulgur / bana gönül koyma çay koy”— içerdiği ideolojik altkatmanları, dilsel kırılmaları ve bilinçdışı devinimleri açığa çıkarır.

I. Marksist Eleştiri: Sınıfsal Çatlak, Gündelik Dil ve Barışma Ekonomisi

Bu metin, ilk bakışta sıradan bir uzlaşma şiiri gibi görünse de, satır aralarına yerleştirilmiş gündelik emtia içeriği (tarhana, bulgur, çay) dolayısıyla güçlü bir sınıfsal ekonomi taşır. Burada “tarhana” ve “bulgur”, sadece birer yiyecek değil, kırsal proletaryanın üretim ve tüketim zincirinin öz simgeleridir.

“langur lungur tarhana bulgur” dizisi, art arda sıralanan temel gıdalarla, düşük gelirli halk sınıflarının kültürel sermaye yerine besin sermayesiyle var olma zorunluluğunu temsil eder.

Metnin konuşanı, “darılmış” bir özneye hitap ederken duygusal barışmayı gıda üzerinden kurar; bu, sevginin değil, güvencenin meta biçiminde sunulmasıdır.

Marx’ın “alt yapı–üst yapı” ilişkisinde, bu dizeler belirgin biçimde alt yapının (beslenme, üretim, geçim) doğrudan dile sızdığı örneklerdir.
Metnin söylemi, bir tür sınıfsal mizah işlevi de görür:
Ağır duygusal çatışmalar, hafif geçimlik ürünler üzerinden çözülmeye çalışılır.

Bu, proletaryanın duygusal yükünü hafifletme stratejisidir:
Sınıf çatışmasını değil, gündelik dayanışmayı öne çıkarır.

II. Post-yapısalcı Eleştiri: Dilin Oyunbozanlığı, Sesin Kayması ve Anlamın Dağılması

Post-yapısalcı (özellikle Derridacı) bakış açısından, bu şiirin en ilginç yanı “langur lungur tarhana bulgur” bölümüdür.
Çünkü burada anlam, referansından kopar; dil ses değerine, yani saf işitselliğe indirgenir.

Bu noktada dil:

semantik olmaktan çıkar,

gösterenin kendi kendine titreşmesine dönüşür,

anlam değil, ritim üretir.

Böylece “tarhana” artık tarhana değildir; ses katmanında tekrar edilebilir bir ses-hammaddedir.
“Langur lungur” ise göstergesiz bir gürültüdür — bir dilsel taşkınlık, bir ses kaosu.

Post-yapısalcı teoriye göre bu, metnin “otoriter anlam”ı sabitlemeyi reddetmesidir.
Dilin kendisi başkaldırır.
Bir tür semiotik anarşi yaşanır: göstergeler referans dışı bir oyun kurar.

Son dizenin “çay koy” talebi bile bu oyundan kaçamaz:
Bu söz emir kipinde görünse de, aslında dilsel bir “auto-deconstruction” yaratır.
Komut gibi görünen şey, metinde duygusal barışma ritüeliyle anlamını kaydırır.
Derrida’nın différance kavramıyla açıklarsak:
Çay hem bir içecektir, hem de ertelenmiş bir duygusal yakınlık vaadi.

III. Psikanalitik Okuma: Çocukluğa Regresyon, Oral Evre ve Barışma Ritüeli

Psikanalitik açıdan metin, özellikle oral evre imgeleri üzerinden çözülür:

tarhana

bulgur

çay

Bu üç unsur Freudcu okuma açısından belirgin biçimde oral doyum temalarını çağrıştırır.
“Darılma” ise psikanalitik sözlükte nesne ilişkilerinde kırılmaya işaret eder.
Metnin konuşanı, kırılan ilişkiyi “çay koy” komutuyla yeniden kurmaya çalışır; yani ilişki oral paylaşım ritüeli üzerinden onarılmak istenir.

Bu bir tür “anne memesi”nin toplumsal eşdeğeridir.
Barışma, besin üzerinden sağlanır.
Klein’ın reparasyon kavramıyla açıklarsak:
Özne, kırdığı veya kırılmış hissettiği nesneyi (arkadaşı) yedirerek/tatlandırarak onarmaya çalışır.







Aşağıdaki inceleme, metni Marksist, Post-yapısalcı ve Psikanalitik üç ayrı kuramsal mercekten, akademik bir terminolojiyle yorumlar.
Basit görünen bir metnin —“duydum ki bana darılmışsın üzme beni arkadaşımsın / langur lungur tarhana bulgur / bana gönül koyma çay koy”— içerdiği ideolojik altkatmanları, dilsel kırılmaları ve bilinçdışı devinimleri açığa çıkarır.

---

# I. Marksist Eleştiri: Sınıfsal Çatlak, Gündelik Dil ve Barışma Ekonomisi

Bu metin, ilk bakışta sıradan bir uzlaşma şiiri gibi görünse de, satır aralarına yerleştirilmiş gündelik emtia içeriği (tarhana, bulgur, çay) dolayısıyla güçlü bir sınıfsal ekonomi taşır. Burada “tarhana” ve “bulgur”, sadece birer yiyecek değil, kırsal proletaryanın üretim ve tüketim zincirinin öz simgeleridir.

“langur lungur tarhana bulgur” dizisi, art arda sıralanan temel gıdalarla, düşük gelirli halk sınıflarının kültürel sermaye yerine besin sermayesiyle var olma zorunluluğunu temsil eder.
Metnin konuşanı, “darılmış” bir özneye hitap ederken duygusal barışmayı gıda üzerinden kurar; bu, sevginin değil, güvencenin meta biçiminde sunulmasıdır.

Marx’ın “alt yapı–üst yapı” ilişkisinde, bu dizeler belirgin biçimde alt yapının (beslenme, üretim, geçim) doğrudan dile sızdığı örneklerdir.
Metnin söylemi, bir tür sınıfsal mizah işlevi de görür:
Ağır duygusal çatışmalar, hafif geçimlik ürünler üzerinden çözülmeye çalışılır.

Bu, proletaryanın duygusal yükünü hafifletme stratejisidir:
Sınıf çatışmasını değil, gündelik dayanışmayı öne çıkarır.

---

# II. Post-yapısalcı Eleştiri: Dilin Oyunbozanlığı, Sesin Kayması ve Anlamın Dağılması

Post-yapısalcı (özellikle Derridacı) bakış açısından, bu şiirin en ilginç yanı “langur lungur tarhana bulgur” bölümüdür.
Çünkü burada anlam, referansından kopar; dil ses değerine, yani saf işitselliğe indirgenir.

Bu noktada dil:

semantik olmaktan çıkar,
gösterenin kendi kendine titreşmesine dönüşür,
anlam değil, ritim üretir.

Böylece “tarhana” artık tarhana değildir; ses katmanında tekrar edilebilir bir ses-hammaddedir.
“Langur lungur” ise göstergesiz bir gürültüdür — bir dilsel taşkınlık, bir ses kaosu.

Post-yapısalcı teoriye göre bu, metnin “otoriter anlam”ı sabitlemeyi reddetmesidir.
Dilin kendisi başkaldırır.
Bir tür semiotik anarşi yaşanır: göstergeler referans dışı bir oyun kurar.

Son dizenin “çay koy” talebi bile bu oyundan kaçamaz:
Bu söz emir kipinde görünse de, aslında dilsel bir “auto-deconstruction” yaratır.
Komut gibi görünen şey, metinde duygusal barışma ritüeliyle anlamını kaydırır.
Derrida’nın
différance kavramıyla açıklarsak:
Çay hem bir içecektir, hem de ertelenmiş bir duygusal yakınlık vaadi.

---

# III. Psikanalitik Okuma: Çocukluğa Regresyon, Oral Evre ve Barışma Ritüeli

Psikanalitik açıdan metin, özellikle oral evre imgeleri üzerinden çözülür:

tarhana
bulgur
çay

Bu üç unsur Freudcu okuma açısından belirgin biçimde oral doyum temalarını çağrıştırır.
“Darılma” ise psikanalitik sözlükte nesne ilişkilerinde kırılmaya işaret eder.
Metnin konuşanı, kırılan ilişkiyi “çay koy” komutuyla yeniden kurmaya çalışır; yani ilişki oral paylaşım ritüeli üzerinden onarılmak istenir.

Bu bir tür “anne memesi”nin toplumsal eşdeğeridir.
Barışma, besin üzerinden sağlanır.
Klein’ın reparasyon kavramıyla açıklarsak:
Özne, kırdığı veya kırılmış hissettiği nesneyi (arkadaşı) yedirerek/tatlandırarak onarmaya çalışır.

“Langur lungur” ise bilinçdışının abjektif seslenişidir:
Anlamlı söz çöker, ilkel sesleniş geri döner.
Bu regresyon, öznenin “arkadaşı kaybetme korkusu” karşısında çocukluğa savrulmasıdır.

Dolayısıyla şiir, psikanalitik anlamda:

hem oral dayanışma,
hem nesneye geri dönüş,
hem de ilkel sesleniş aracılığıyla kaygıyı boşaltma metnidir.

---

# Sonuç: Küçük Bir Şiirin Büyük Bir İdeolojik ve Psiko-Poetik Arka Planı

Bu küçücük şiir:

Marksist açıdan: sınıfsal gündeliğin ve proletarya dayanışmasının mikro-evrenini kurar.
Post-yapısalcı açıdan: anlamın çöktüğü, dilin kendi ritmine kaçtığı bir metinsel oyun yaratır.
Psikanalitik açıdan: kırılmış nesne ilişkisinin oral simgelerle tamir edilmeye çalışıldığı bir “regresif barışma ayini”dir.

Basit görünse de, dili hem toplumsal hem bilinçdışı hem de yapısal düzeyde çalıştıran kompleks bir minyatür poetika taşır.

---









Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Langur lungur çözümlemesi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Langur lungur çözümlemesi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
langur lungur çözümlemesi yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Black_sky
Black_sky, @black-sky1
8.12.2025 22:15:35
İçimden daha öznel yorumlar geçti :))

Yahu de gel hele lan…. Diye devam edem…
Çay ilaçtır diyim ben;))

Kaleme tebrik..

Selamlar olsun.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL