Azra’nın Labirenti

(Beat başlar, davul ritmi yükselir)

Karanlıkta bir siluet, Azra belirir,
Gözleri yorgun, ruhu tedirgin.
Labirentin dehlizinde kaybolmuş,
Yolunu arayan gölge misali.

(Ritim hızlanır, baslar devreye girer)

Kuyuların dibinde yankılanan fısıltılar,
Geçmişin hayaletleri, anıların tortuları.
Kutsal kitapların sayfalarında gizlenen sırlar,
Azra’nın aklını karıştıran imgeler.

(Beat yükselir, gitar rifleri duyulur)

"Ters ayinle" kutsanmış adı,
Bedduaların gölgesinde kalmış ruhu.
Hiçliğin müridi olmuş varlığıyla,
Mürşit arayan nefsi tasavvufda.

(Ritim yavaşlar, piyano melodisi belirir)

Gülün kanaması gibi suskunluğu,
Kökü kurumuş umutların çığlığı.
Şer gelir mahşeri atlarla,
Sahte vahiyler indirir şeytan.

(Beat yeniden hızlanır, davul solosu)

Taş basması levhalara kazınan gerçekler,
Dibini ölçtüğü kuyularda ruhunu arayan pusula.
Bedbaht kuyusuna inen Azra,
Çıkrık sesi dolu sabrıyla bekleyen.

(Müzik doruk noktasına ulaşır)

Hurufatın sırrını çözemeyen,
Kitabelerde sureleri okuyamayan.
Lav çeken arzın dibinden,
İmgeden örülü göğün Azra’sı.

(Beat düşer, piyano ve yaylılar duyulur)

Kayıp kıtasın coğrafyada,
Su perisi ormanına uzaksın.
N’olur çık o kuyudan Azra!
Tutun vicdanın raconuna.

(Müzik yavaşlar, fısıltılar duyulur)

Esirgeyen bağışlayan Rabbin adıyla,
Kaç medyumun insafına sığındın?
Kaç kahinin urbasından söz çaldın?
Aleve barutla yaklaştın, alevi eğittin.

(Beat durulur, son bir piyano notası)

Nefsimiz toplanınca orda,
Yangın çıkar batıl falına.
Remil açan çöle müştaksın,
Harından nur dilenen hiçliğe yalvaran.

(Şiir biter)



www.youtube.com/watch?v=0WtQ2ACrt5Y