0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
39
Okunma
Kamil ilkeli bu varlık
Hz Meryeme cennet sofrası gelirdi...Yunus emre içinde cennet sofrası gelirdi denilir...
Cennette her şey kolaylaşacak.ilim elde etmek de rızık eldeetmek de çünkü kamilliğin ödülü şükrün ödülü var KAMİL ilkeli bu varlık
Ekmek aslanın ağzında değil Esmadan payı kamil olanlara...Osmanlıya ticaret yolları nasib etti Allah ve Rabçılığa harcadı ama Arabın petrol gelirleri boşa gitti...Sömürücüleri musallat etti Allah şükretmezsen sömürücülerle başın dertte olur...BU ilkeli varlık...
Şükretmezsen yani Rabçı olmazsan dolandırıcıları musallat eder...Nemrudu hz İbrahime musallat etmesi ceza değildi...Ateşin bile sınırlılığını "El_Galibin Allah olduğunu"topal sinekle bile galib geline bileceğini hz İbrahime öğretti...ceza başka eğitmek başka...Tufan NUHA ceza değildi kavmine cezaydı sonuçtan bu anlaşılıyor çünkü
Allah sınırsızbenim der.İlmiyle alimler arasına fark koyar zordur bu sebebten ilim elde etmek zenginlik de zor.Galiblik de adillik
﴾Ali-İmran/83﴿ Onlar Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar! Oysa göklerde olanlar da yerde olanlar da isteyerek veya istemeyerek hep O’na boyun eğmişlerdir ve O’na döndürüleceklerdir.
Tefsir
“Onlar Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar?” şeklinde tercüme ettiğimiz cümleyi “Onlar Allah’ın dininden başkasını aramaktalar!” diye çevirmek de mümkündür (Râzî, VIII, 121) ve her iki durumda göklerde ve yeryüzündeki bütün varlıklar O’nun kudreti önünde teslimiyet gösterdiği halde O’nun dininden yüz çevirip başka kurtuluş yolları aramanın ne kadar yanlış ve beyhude olduğu vurgulanmış olmaktadır.
Bu âyette geçen “Oysa göklerdekiler ve yeryüzündekiler isteyerek ya da istemeyerek hep O’na boyun eğmişlerdir” cümlesiyle ilgili belli başlı yorumlar şunlardır: a) Yüce Allah’ın dışındaki bütün varlıkların var olması yahut olmaması mümkündür. Bu mânada olan hiçbir varlık da O var etmeden var olamaz ve O’nun yok kılması olmadan yok olamaz. Şu halde Allah’ın dışındakilerin hepsi gerek varlık gerekse yokluk bakımından O’nun kudretine boyun eğmiş demektir ki bu, teslimiyet ve boyun eğmenin doruk noktasıdır. Yine bu cümle “vâcibü’l-vücûd” (varlığı kaçınılmaz ve başkalarının iradesinden bağımsız) yegâne varlığın Allah Teâlâ olduğunu göstermektedir. b) Hiç kimse O’nun iradesini aşamaz, herkes isteyerek veya istemeyerek O’nun belirlediği kader çizgisinin içinde seyretmek zorundadır: Samimi müslümanlar dinin icaplarını yerine getirirken isteyerek, doğalarının gereği hoş karşılamadıkları hastalık, fakirlik ve ölüm gibi hususlarda istemeyerek O’nun iradesine boyun eğmektedirler; inkârcılar ise her hâlükârda –O’nun kazâ ve kaderinden kaçamadıklarından– istemeyerek O’na boyun eğmiş olmaktadırlar. c) Müminler isteyerek, kâfirler ise Mü’min sûresinin 84. âyetinde belirtildiği üzere ölümle yüz yüze gelince kerhen teslimiyet gösterirler. d) Herkesin boyun eğmesinden maksat bezm-i elestte (bk. A‘râf 7/172) söz verilmesidir. e) Gönüllü boyun eğme özellikle göklerdekiler hakkındadır, yeryüzündekilerin ise bir kısmı isteyerek bir kısmı kerhen teslimiyet gösterirler (İbn Atıyye, I, 466-467; Râzî, VIII, 122-123; Nîsâbûrî, III, 241). Âlûsî bu konuda tasavvuf ehlinden şu yorumu aktarır: Gönüllü boyun eğme hiçbir kuşku yaşamadan teslimiyeti, kerhen boyun eğme ise bazı tereddütler yaşadıktan ve ruhî badirelerden geçtikten sonra teslim olmayı ifade eder; melekler ve yeryüzündeki seçkin kişiler birinci gruptan, diğerleri ikinci gruptandır (III, 342-343).Kaynak: Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 620-621
Ülkesini seven ülkesine hiç yararı dokunmayan zenginlere sataşsın ve sunniliğe...Faydalı çözümler arasın Kur’andan Kur’an sınırsızdır...sınırsızdan geldi sunniliği Arab beyni şekillendirdi oluşturdu ama Medine devletini ülkü olarak al...O hz Muhammedin marifetiyle dolu...Yıldızlarla sahabe yaşamlarıyla dolu...60 yıllık o devleti al ve ülkün nihai hedefin kıl...haylin-ülkün kıl...
Necm/32: Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Sonunda O, kötülük yapanlara işlediklerinin cezasını verecek; iyilik yapanları, ufak tefek kusurlar hariç, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanları ise daha güzeliyle ödüllendirecektir. Şüphesiz rabbinin bağışlaması çok geniştir. Sizi topraktan yarattığı zamanki halinizi de, annelerinizin karınlarında cenin olarak bulunuşunuzu da en iyi bilen O’dur. Şu halde kendinizi temize çıkarmayın! Kimin günahtan sakındığını en iyi bilen O’dur.
Tefsir
Ödüllendirilmeyi hak edenlerin temel bir niteliğine daha dikkat çekilmektedir. Buna göre Allah katında makbul insan olma sadece iyilik severlikle tanımlanamaz; onlar ayrıca büyük günahlardan ve çirkin fiillerden kaçınan, kısaca ahlâkî duyarlılığı gelişmiş ve eylemlerine yansımış müminlerdir. “Ufak tefek kusurlar” diye çevrilen lemem kelimesi kapsamına giren fiiller için tefsirlerde, haram olan öpme, dokunma, bakma gibi örnekler verilmiştir. Ayrıca kelimenin sözlük anlamına ve bu konudaki bazı rivayetlere dayanılarak “lemem” şu mânalarla da açıklanmıştır: a) Kişinin aklından geçirdiği fakat eyleme dönüştürmediği kötülükler, b) Yapmaya başlamışken pişmanlık duyup vazgeçtiği kötülükler, c) Müslüman olmadan önce işlediği şirk ve diğer günahlar,
d) Dünyada cezayı âhirette de azabı hak ettirmeyecek derecedeki günahlar (Taberî, XXVII, 65-69; günah çeşitleri ve büyük günah hakkında bilgi için bk. Nisâ 4/31; “çirkin işler” diye çevrilen ve fâhişe kelimesinin çoğulu olan fevâhiş, “hayasızlıklar, kötülükler” şeklinde de tercüme edilebilir, bilgi için bk. Âl-i İmrân 3/135; En‘âm 6/151).
Âyetin “sizi topraktan yarattığı zamanki halinizi” anlamı verilen kısmı “sizi yeryüzünde yarattığında; atanız Âdem’i, insan cinsini, ilk insan hücreciğini yarattığı esnada; insanın oluşumundaki, yani annenin yumurtası ile babanın sperminin meydana gelmesindeki temel gıdayı topraktan yarattığı sırada” mânalarıyla da açıklanmıştır. Âyetin devamında kişinin anne karnındaki devresinden söz edilmesi, bu ifadelerle Allah Teâlâ’nın, insanları kendilerinin dahi bilemedikleri, hatırlayamadıkları dönemleriyle bildiğine dikkat çekmenin amaçlandığını göstermektedir. Günahlardan ve çirkin fiillerden kaçınma çabası göstermenin önemine ve yüce Allah’ın bağışlamasındaki enginliğe değinildikten hemen sonra yaratılış kanununa değinilmesi, insanın Allah’ın ilmi ve kudreti karşısındaki aczini iyi kavraması, kendisinin günahsız olabileceği gibi bir yanılgıya ve benlik iddiasına asla kapılmaması için yapılmış bir uyarı anlamı taşır. Nihayet “Kimin günahtan sakındığını en iyi bilen O’dur” anlamına gelen bir cümleyle her bir fert hakkındaki bilginin Allah katında mevcut olduğu, kimsenin ecrinin zayi olmayacağı, dolayısıyla insanların kendi iyiliklerini başka insanlara onaylatma ihtiyaçlarının bulunmadığı veya bu iyiliklerin değerini bulması için kendilerini anlatmaları, övmeleri gerekmediği hatırlatılmış olmaktadır (bu konuya ışık tutan bir olay ve Hz. Peygamber’in bir değerlendirmesi için bk. Ahkaf 46/9).
Kaynak: Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 172-173
Oy alma iki kat daha zor ülkemde...çünkü kafa karıştırıcı çok...ajan çok münafık çok...demokrasi zor yaşar böyle ülkelerde...TDT baskısı olmalı değilse elden kayar gider bu ülke ve insanı...TDT baş biliyorsa bu ülkeyi başını korumalı...CHP kurnazlığına da ihtiyacımız var...Rabcı urnaz olmalı türkiyede ise...Dünyanın ajanları olan bir ülkede iseniz...Kürt vatandaşın oyunu alamazsa chp biter.Atatürk adını bile anmayacaklar Kürt seçmenin oyu uğruna ve Türk kelimesini unutacaklar...
Büyük bir değişim var CHP de...gerçi Yolsuzlukta tavan yapan bir partinin eşcinselliğe kıymet vermesi...uyumlu bir hal.Türk kelimesini az kullanması da...Atatürk kelimesini az kullanması da Kurnazlık...ama Kürt kardeşlerim ezildiği günleri unutmayacaktır...rumlar bile ezilmişti bir zamanlar...
CHP programına kadar hiçbir kitle partisi eşcinselliği meşrulaştırmamıştı...bu ülkede yani batıcı bir parti CHP...gizleyemez bunu...İşi zor..."oy vermez" kız almaktan zor artık bu bölgenin insanından oy almak artık...demokrasi zor yaşar artık...TDT sıkı bağlar kursun chp kaydı batıya ülke de kaymasın...Türk yüz yılı yaşansın inşallah...
Çocuk sahibi olmanın ve evlenmenin azaldığı, boşanmaların arttığı bir dönemde aileye daha fazla önem vermeliyiz.
Kabe oradayken dün lata tapan arab bu gün niye puta tapmasın hz İbrahimin öğretisi vardı dün Hz Muhammedin öğretisi farklı mı Sunniliği atın...Putlaştırdı çok şeyi sunnilik...sınırladığın mezheb İslam değil...sınırsızın dini sınırsız çözümler sunan dindir ancak...
Çin Gazzeyi de yutacaktı ABD olmasaydı Doğutürkistanı kurtaralım derken biz...Rusyayla paylaşırlardı...İsrail için ABD geldi...Arablar sürüye kurt getirir oldular sunniliği de Arabları da Islaha mecburuz...
CHP den kurtuluyoruz Osmanlı oluyoruz artık şükür...Osmanlı Rabçıydı faize ehven-i şer demişti alimleri sunnilik kıyamete kadar sürecek bir mezheb kabul edilmemişti...Osmanlı beyni sınırsız bir kur’ana sahibti…
Zorluklar kolay olur şükreden ol...Kamil ol...Esmadan payın kamil olsun...Faize haram deseydik hastanelerimiz olmazdı Kadın pilotlarımız olmazdı kadın nötürlenirdi Arab beyni kadını nötürledi ama Osmanlı beyni vakıf başkanı yaptı hayırlı salih amellerde kullanmıştır kadını...Arab beynin Arabın olsun Fransız beyni bir laiklik de fransızın olsun sınırsız bir ilim var çözüm var Kur’anda Kamil ol zorluk yok olur...Bir nükler bir ordudan büyük işi kolaylıkla başarır...Kamil ol zorlar yok olur...şükür kamil olmaktır...Hz İbrahim Kamildi ateşi söndü Gazzeli de nüklerli Pakistana asker olursa bu Kamilliktir ve zorunu kolaylaştırmış olur Gazzeli...NUH gemi ile MUSA ASA ile zorunu kolaylaştırmıştır...topal sinek üret kanatlı üret Nemrudun burnundan gir der sanki Kur’an analiz etmesini bilirsen...duymasını bilen kulağın varsa görmesini bilen gözün varsa Kur’an çözümler denizidir...
Ya Razzak diye zikir çekene deki "Allah rızık yapsın seni"...Razı mı.zikri kabul mu değil mi anlarsın.Zikirler zikir değil.Şükürler şükür değil sabırlar sabır değil...ve ödülsüzdür...
Sunnilik de bir batıl buz dolabından çıkarılmış bozulmuş et gibi şimdi...﴾İsra/81﴿ De ki: “Hak geldi bâtıl yıkılıp gitti! Zaten bâtıl yıkılmaya mahkûmdur.”
Tefsiri:
Sözlükte hak, “gerçek, sabit ve doğru olan, varlığı kesin olan şey” demek olup daha çok gerçeğe uyan inanç, düşünce, bilgi ve hükümleri ifade etmek üzere kullanılır. Hiçbir bozulmaya uğramadan aslî hüviyetini koruyan ilâhî dine hak din, çeşitli mezhepler arasında bu dini en doğru temsil ettiği kabul edilen mezhep veya mezheplere de hak mezhep denilmektedir. Hakkın karşıtı bâtıldır. Buna göre bâtıl da terim olarak asılsız, gerçeğe uymayan inanç, hüküm ve düşünceleri; ayrıca ilâhî kaynaklı olmadığı için hak olma özelliği de taşımayan veya ilâhî kaynaklı olmakla birlikte belirtilen özelliğini kısmen ya da tamamen kaybetmiş dinleri ve mezhepleri ifade eden bir terimdir. Söz konusu âyetteki hak kelimesinin öncelikli anlamı İslâm dini, bâtılın anlamı da putperestliktir. Hak kelimesinin burada özetlenen anlamı yanında bir de hukuk ve ahlâkı ilgilendiren anlamı vardır ki bu da “korunması, gözetilmesi ya da sahibine ödenmesi gerekli olan maddî veya mânevî imkân, pay, eşya ve menfaatler” şeklinde özetlenebilir (bilgi için bk. Fahrettin Olguner, “Bâtıl” DİA, V, 147-148; Mustafa Çağrıcı, “Hak”, a.e., XV, 137-139, V, 147-148).
Taberî, âyetteki hak ve bâtıl kelimeleriyle ne kastedildiği hakkında farklı görüşler olduğunu belirterek bunlara dair rivayetleri aktardıktan sonra –bizim de katıldığımız– kendi görüşünü özetle şöyle ifade etmektedir: Buradaki hak, Allah’ın hoşnut olduğu, O’na itaat anlamı taşıyan her şeyi kapsar... İnsanı şeytana uymaktan koruyan her şey hak, şeytana boyun eğme sayılabilecek her şey de bâtıldır. Kur’an hakkı getirmiştir, Allah’ın elçisi putperestlere karşı bütün anlamlarıyla hakkı gerçekleştirmenin ve bütün anlamlarıyla bâtılın kökünü kurutmanın mücadelesini vermiştir.Kaynak: Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 514-515
Acılarımıza...rüyada gördüğümüz insanlar kadar yalan ve uzak gördüğümüz insanlar ülkemde...Zenginlerimize saldıralım hesab soralım...Savunma sanayi için ne yapmışlar diye sorgulayalım...
Ve Arab-Fars-Kürt kardeşim değil çünkü düşmanımız ortak ama dostumuz ortak değil.Onlar TDT ye kardeş değil.Terk etmezsem akılsızım...