0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
17
Okunma
Her can, kader defterine yazılmış bir vakitle nefes alır bu âlemde. Kimimizin nefesi uzun, kimimizin kısa… Ama her nefes, sahibine emanet; her ecel, sahibine sadıktır. Vakti geldiğinde rüzgâr nasıl yaprağı alıp götürürse, ecel de insanı öylece alır; sessiz, sakin, telaşsız… Ardında yalnızca bir boşluk bırakır; yüreğin ortasında derin bir oyuk.
Düşünürüz sonra, bir zamanlar aynı sofrayı paylaştığımız, aynı göğe bakıp hayaller kurduğumuz, omzumuza başını koyan o insanları… Ne çok ihmal etmişiz meğer. Havadan, sudan konuşmuşuz saatlerce; ama gönlümüzde biriken sevgiyi dile getirmeyi, teşekkür etmeyi, halini hatırını sormayı ertelemişiz. Sanki hep yanımızda olacakmışlar gibi. Sanki onlara ayırmadığımız zaman bize geri verilecekmiş gibi… Oysa hayat, erteleyenleri affetmez.
Ecel geldiğinde, bir beyaz bez parçasıyla uğurluyoruz onları. Dünyanın bütün debdebesi, bütün hırsı, bütün gururu o an yok oluyor. Bir ömür boyu sakındığımız nice şey, toprağa verdiğimiz o canın ardından bir anda anlamsızlaşıyor. Hani kıyamadığımız, kırılmasın incinmesin diye sözlerimizi yuttuğumuz yakınlarımız… Şimdi karın, kışın, yağmurun altında toprağa emanet ettiğimiz o insanlar. Bir zamanlar sıcacık ellerini tuttuğumuz, sesine alıştığımız, yokluğunu hiç düşünmediğimiz insanlar.
Belki bizim dünyada saramadığımız kadar sıkı sarıyor onları toprak şimdi. Bizim söyleyemediğimiz sözleri rüzgâr fısıldıyor üzerlerinde. Acı değil mi? Hayattayken verebileceğimiz bir tebessümün, bir merhamet dokunuşunun, bir “seni seviyorum”un, bir “iyi ki varsın”ın kıymetini ölümle öğreniyoruz.
Oysa insan, insana hayattayken değer vermeli. Çünkü gönüller, ölümle kapanmaz; ihmalle kapanır. Bir kalbi kırmak kolaydır; ama tamir etmek için bazen bir ömür yetmez. Bir insanın gönlünde yer edinmek kolaydır; ama o yeri korumak için sevgi, sabır ve ilgi gerekir.
Hayat bize defalarca gösterir: Değer vermek ertelemeye gelmez. Sevgi, kalpte saklanmak için değil, dile gelmek içindir. Bir gün gelecek, sevdiğimiz herkes birer birer hatıraya dönüşecek. İşte o gün geldiğinde, içimizde keşke ateşleri değil, huzur ve minnet bıraksın diye, bugün sevelim. Bugün sarılalım. Bugün affedelim. Bugün değer verelim.
Çünkü ölüm, insanın elinden sevdiklerini alır; ama pişmanlığı da avuçlarında bırakır. O yüzden en büyük hikmet şudur:
Hayattayken kıymet bilmek, hayattayken gönül almak, hayattayken sevmek…
Keşkesiz bir ömrün mümkün olmadığını biliriz belki, ama keşkeleri azaltmak bizim elimizde. İnsan, insana hayattayken rahmet olmalı; çünkü toprağın sarışı, insanın sarılışının yerini hiçbir zaman tutmaz.
Abdurrahman Tümer