Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Tu
Turan Yalçın

Ezanı Beklerken

Yorum

Ezanı Beklerken

0

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

626

Okunma

Ezanı Beklerken

Ezanı Beklerken

EZANI BEKLERKEN
Sevgili dostum,
Mustafa Kutlu hikayeleri ile zamanında liseye giden oğlumun “ Baba Uzun Hikaye filmi vizyona girmiş. Bu bir kitap uyarlaması bu kitabı al okuyalım da sonra filmine gideyim” demesi ile “Uzun Hikaye” kitabını okuyarak Mustafa Kutlu hikayeleri ile tanışmıştım. Sonrasında hikayenin samimi dili beni sarmış, tüm hikayelerini sırası ile alıp okumaya hatta kitaplık işleten emekli Edebiyat Öğretmenlerini de tanıştırmıştım Mustafa Kutlu hikayeleri ile. Çoğu edebiyat Öğretmeninin Mustafa Kutlu hikayeleri oku8mamış olmasına şahit olmuş ve şaşırmıştım. Halen de çok edebiyat öğretmeninin Mustafa Kutlu adını bile duymadıklarını öğrenince şaşkınlığım devam eder. Sonrasında her yeni hikaye kitabı çıkınca alıp okumuş, tanıtmış, kütüphanelere de hediye etmiştim. “Ezanı Beklerken” hikaye kitabını olduğu gibi.. Kitap iki ay önce çıkmış ama ben yeni öğrendim çıktığını hemen alıp okudum zaten.
Sevgili edebiyatsever dostum,
Bu kitapta Mustafa Kutlu’nun gönlünden çıkan “emekliler boş durmasın, ibadetini yapsın ama ezanı beklerken de insanlık yararına muziki, muhtaçlara yardım, ülke sorunlarına çözümler üretsin” fikrini anlatıyor. Yani benim de düşündüğüm bir şey. İnsan senelerce okuyor, sonra mesala öğretmen oluyor, öğretmenlik yaparken de okuyor, öğretirken yeniden öğreniyor, ben yazarken yeniden öğrendiğim ve bilgi birikimi yaptığım gibi. Emekli olanlar ya emekliler evinde ya da camilerin önünde oturarak anılarını anlatıyorlar. Ya da parkta. Bir kaç emekli de anılarını yazıyor. Bunları bende okuyor ve faydalanıyor, hatta sana da mektuplar ile anlatıyorum. Ama bu yetmez, onların hayat tecrübelerini daha geniş kitleler okumalı. Ama kendi hayatımızdan da gördüğümüz gibi, çok zaman insanın çocukları ve torunları bile baba ve dedelerinin yazdığı bu kitapları okumuyor.
Sevgili dostum,
“Ezanı beklerken” Hadi beyin miras paylaşımı sonrasında eline geçen para ile Sirkeci’de küçük bahçeli bir oteli alması ve “Yeni Hayal Oteli” adını koyarak emekli, kimsesiz ve kötü alışkanlıkları olmayan insanların zaman zaman veya devamlı bu otelde buluşarak “ezanı beklerken” zaman geçirmesini anlatıyor. Bu insanlar yanlarında çalışan yeğen veya evlenmelerine izin verilmediği için Anadolu’dan İstanbul’a kaçan insanlara kol kanat gerilmesi, onları hayata bağlamalarının hikayesini anlatıyor.Gençlerin kötü alışkanlıklar yerine yarım kalmış eğitimlerini tamamlamaları, musiki ile uğraşmaları, güzel alışkanlıklar edinmeleri için çaba harcanması anlatılıyor. Bu otelde emekli milletvekili, emekli imam, hoca, musikişinas insanların bir araya gelerek “Ülke ve gençler için ne yapalım?” sorularına cevap aramalarının hikayelerini yazarın samimi ama zaman zaman mizah ile süslenen hikaye üslubundan öğreniyoruz. Yazar zaman zaman kendini de mizaha alıyor.
Sevgili dostum,
Mustafa Kutlu 79 yaşında olmasına rağmen halen üretken, Edebiyat fakültesi mezunu ve dili farklı samimi Anadolu insanının hikayelerini güzel anlatıyor. “Ezanı Beklerken” Dergah Yayınlarının “Mustafa Kutlu serisi 51” ibaresini okuyoruz içerikte. Mustafa Kutlu Dergah Yayınlarından başka yayınevi ile çalışmadığından 51. Kitabı olarak algılıyoruz. Bayağı üretken bir yazar.
Kendisi öyle her yere gitmeyen , fuarlarda bulunmayan , kendini gençlere adamış, onlara yazmak, okumak ve yayınlamak konusunda destek olan bir” Mustafa Kutlu Edebiyat Akademisi” yani bunu romanlarında pardon hikayelerinde de uzun uzun anlatıyor. “Biigili Kültürlü ve her daim okuyan, okuduklarını uygulamak isteyen gençlere severek anlatan her insan bir akademidir” düşüncemizi destekler mahiyette. Aynen öyle değil mi bilgi ve kültürü ne kadar çok olsa da okumayı alışkanlık haline gerirerek” oku” emrini ölünceye kadar devam ettirmek, uygulamak isteyenler.
Sevgili dostum,
Hikayenin bir yerinde halktan kopuk, ama halkın içine karışmak isteyen Mehlika adında bir sinema sanatçısının “Yeni Hayal Oteli”ne gelmesini okuyoruz. Halktan kopuk olduğunu kabul eden, bunun yanlış olduğunu da her fırsatta dile getiren “Yeni Hayal oteli” nin güngörmüş sakinlerinden fikir alan ama bunu laf olsun diye değil de uygulamak için alan Mehlika Hanımı takdir ediyıruz. Bu olay ekranda hayran olduğumuz insanların halktan ne kadar kopuk olduklarını da gösteriyor. Bu da bizi düşünmeye sevk ediyor bu konuda. Mehlika Hanıma “Yeni Hayal oteli” sakinleri severek inanarak yardımcı olmaya gayret ediyorlar.
Sevgili dostum,
Okuduğumuz her kitap zaman geçsin diye okunmuyor. Okuyacaksın, anladıklarını kendi yorumunla sana bu mektup ile yaptığım gibi anlatacaksın, o kitaptan bir kaç tane alacaksın ve kitaplıklara, kitap okumayı seven insanlara hediye edeceksin ki, okumak fayda sağlasın sana. Ama bunu günümüzde insanlar yapmıyor işte sonra da ortaya çıkıp” kitap okumayan milletiz ve telefonun esiri oldu gençlerimiz” diye hayıflanıyor insanlar sanki bunu söylemek çözüm gibi. Çözüm ne harekete geçerek gençlere faydalı kitaplar hediye etmek. Okumazlar deme “Ya okursalar” faydaalnır ve onlarda çevrelerine kitap hediye ederseler? Güzel olmaz mı ?
Sevgili dostum,
Kitap çok uzun değil 203 sayfa. “Her şeyin azı kar ortası karar çoğu zarar” misali kitaplarında orta kalınlıkta olması en güzel şey. Artık bir kaç genç hariç, uzun metinler, kalın kitapları okumuyor gençler, insanlar. Edebiyatın da amacı kısa cümleler ve etkileyici kelimeler ile uzun şeyler anlatmak ve okuyucuyu düşünmeye sevk etmek değil mi ? Sen kısa yaz onlar zihinlerinde daha geniş düşünsünler ve ders alsınlar” diye. İşte bu yüzden 203 sayfa uzun hikaye bana makul geldi.
Sevgili dostum güzel Kardeşim,
Kitabı okuyarak kısa zamanda kapağını kapattığım zaman hemen sana bir mektupla bunu anlatmak istedim. Nedir bu” okuduğun güzel metinleri paylaşma isteği” aslında bu mektupta anlattıklarımı bir Üniversitede, lisede öğrencilere anlatmak, sorularını cevaplamak, güzel soru sorana kitaplar armağan etmek ile daha güzel olur ama kim davet edecek ki. Sen işte bu yüzden benim gözümde de “dost akademisi” güzel bir dostsun. Yaradan senin gibi dostları çoğaltsın dünyada.
Sevgili dostum güzel Kardeşim,
Bu kitap” Ezanı Beklerken” yani. Bana yeni ufuklar açtı. “İnsanlara daha fazla faydalı olma isteği” Bu da güzel duygu. Bu duygu insanın “değersizlik duygusu” na ilaç. Okuyarak insna kendini değerli hissediyor. “Bu yüzden “okumakla Var oldum” kitabını yayınladım. Kimi on onüç arkadaşına okuttu. Kimi dudak büktü geçti. Kimi çouk” okuyayaım da bende arkadaşıma okutayım” diyerek okuttu. “Sen kitap yaz okuyan ve okutan da olur, gülen de okuyacağım deyip okumayan da, bir kenara atan da “ artık kimin nasibi varsa o kitaptan.
Sevgili dostum,
“Ezanı Beklerken “ kitabını okuyu dersler aldıktan sonra, yeniden okunmak üzere kitaplığımıza koyarken, başka kitaplar da okunmak için bekliyor. Biraz durup geriye baktığımda son zamanlarda daha az okuduğum fark ettim ve bunun kayıp zaman olduğuna inandım.Bizim gibi insanlar daha çok okumalı, okuduklarını da anlatmalı değil mi ama* Arada da durup özeleştiri yapmak da kitap okumak kadar faydalı bence.

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ezanı beklerken Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ezanı beklerken yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ezanı Beklerken yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL