0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
94
Okunma
Sevgilim,
Kurşun yediği yeri unutmaz, yaralanan…
İşte ben de tam oradan sana sesleniyorum.
Kurşun çoktan bir kışa dönüştü, benden bütün güzel mevsimleri aldı.
Yaralı sokaktan ağır aksak yürüyerek senin sokağına kadar varıyorum.
Lütfen bunu mazur gör.
Yatağının desenlerini bilen oyunbaz hayallerim, yanına başkasını yaraştıran otomatik düzeninde refüje gidiyor.
Bir kaldırımdan ötekine geçen Kurşunumla, hayata karşı giydiğim çelik yelek hiçbir işe yaramadı.
Şimdi gözlerin bana simsiyah bir hayat hikayesini anlatırken
yeşili hangi mutluluğa parıldayarak bakar?
İçimden zamanı dövdüm, ağzını burnunu kırdım.
Sensiz akması çok saçmaydı zaten.
Bir yara da o aldı.
Şarkılar sokaklara gürültülü düşerken
sen de duyuyor musun?
Şarkılar birbirine uzak, birbirine devalüasyon.
Ekonomik kayıplarda hurcumun içine hapsedildi gelinliğim.
Damadım sendin, çeyizler geldi, sen bana varmayı unutuşa döndün.
Hakikaten, hiç mi cezai ehliyeti almak istemedi gönlün?
O zamanlar pırıl pırıl sevmişti halbuki,
Sevebildiğini kanıtlayarak bana varmıştı.
Çiçekler, çimenlerin fuzuli ayıbında bir arıya muhtaçken,
sen ile ben olamayız artık.
U’nun noktaları inler, adı aşk olur.
Hiç anlamazsın.
Dilara AKSOY