0
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
92
Okunma

Yürrü...oyalama eveleme,geveleme dedi
karakedi kendi kendisine
kızgın dama uğramayalı yıllar,yılgınca geçmişti
çılgınca seçmişti düşlerini,düşüreni,düşür emi
sokağın sakinleri tanımaz olmuştu onu
eli konu,insanlaşmaya adanmıştı,adaklanmıştı
tepe taklak gerdan merdan saydamlaşmıştı,siyah adam..
yüzüne sığmayan bakışları kendisine ait değildi
gözlerine saklanan usu yanılır,yüreğindeki kanı,
kınalanır olmuştuel elparmak parmak ırnak tırnak
renklerin havasına,katılır olmuştumatlaşmadan
tek tek,darbuka dümbelek
kelek bir alemde,dansa soyunmak,tangolaşmak varya
arya okurcasına,yakıp yakarıp,kavrulmak marya
maria antuvanet!,açlık nedir bilirmisin sen?
acıkınca ne kaleler devrilir,sayar mısın sen
oyarmısın sen,gözünü hanende olanların..
Bastilleştik dedi,kuyruğu dibinden kesilenler
giyotine sevdalılar,duvarları yıkılmış,surları serpilmiş
ikonaları kırılmış,koca şehir teslim olunca barbarlığa
berber alabruz kesince,ense tokatlaşınca
yokluk kol gezince,jandarma mavisi ufka gerilince
susam tarlası sazlık olunca
göle zehir zıkkım yağınca
gökkuşağı külbasana dönüşünce
yosun bakışlı kurbağa kral olur
ulu orta meydan yerinde osurunca
ses duvarını aşınca,kaderine terkedilenlerin avazı
tesbihleşir acem aşiran,vaazı maaşlıların
kazanı hoşaflıların,yağı kesilince
kalkar isyan bayrakları,allı karalı
teslim olmuşluk tükenir,kavga
yafta üstüne,pasta,peksimet altına
gizlenir dedi karakedi
bitlerini dişledi ayaza karşı
etleri dökülenler,inlerinden çıkınca yavaş yavaş
kemikleri tezgaha sürülenler
böbreği kesilip biçilenler
itler ibneler,fahiş fiyata satılan etler
baldır bacak,koç taşaklar
tezgaha serildi birer birer,alıcısı tükenmiş
pazar yerinde,unutulmuş kahkahalar
gabzımal hamid efendi,turşusu martlamış
armut suratl,hacı hüsrevin üçüncü karısına
iki okka badem postalayınca
burnu çiçekli,dilbaz oğlanla...
kıyamet koptu,mahallenin namusu
keresteci halile teslim olunca
boş yerler bir bir dolunca
dolmuş köşeyi dönünce,fireni patlayınca,tepetaklak...
akşam tez bastı,sokağın köşeleri,gölgelenmeden mora
bir afattır boşaldı,gökyüzü yarılınca
bekci bekir yetişmeseydi imdada
damı akan hacer bacı,karsuyuna batıp,eriyecekti,kışın ayazında
telaşa alışık değildi karakedi,
nede temaşaya dönüşen,bel mel bakışa
bu kış,gomunizm gelir deye
avazı çıkan zabit hayrullaha,baktı
bir de damda ,damla sakızına dönüşmüş buza
içi dondu,kansızlar deye ünledi
izansızlar,imansızlar,bu şehri saltana dadanmışlar
kara sülükler sizi,yarasa suratlılar
ayyuka çıktı,debdebeniz,domuzda kıl kalmadı
ne de denizde bir dirhem tuz
uyuz oluyorum efem dedi
kuduz köpekleri tasmalılara
ve yürüdü,ıslak damların saçak aralarında
bacak araları mühürlü,kalın kalçaları düğümlü
elleri şerbet güğümlü
endamı tamlara,bakınarak,beladan seladan sakınarak
ıkınarak sıkınarak
bu kış ben gelemezsem eğer
yolları tükenmezlerin,milyonla ayağı,yürüyecek
bu devri sultanat,üstüne,üstüne
tekelleşmiş sevdalar,kirli suratlarına tükürecek
kan tutan kinlerini bir daha,arnavut kaldırımları
sökülecek,tırnak tırnak
namlulaşacak türküleri yakılanlar,devirecek
beton çelik alaşımı duvarlarını,tekkeleşmiş yularlarını
destanlar söylerek,torunlarına,topaklarına
toprak doyursun gözlülerin,veliahtlarına
ahtı eyyam eyleyecek bu kış,kar tipi
poyraz poyraz,yaza ulaşmadan
et kemikten ayrılacak
ak göt kara göt,meydan meydana çıkacak
deri ateşle sınanacak,dedi karakedi
kendi kendisine
dönüş yolları tıkanmış,kedi sürüsüne dalarak
adımladı sokak lambaları aralığını
bir sağa bir sola yalpaladı
düşsüz dengeyi tamamladı
yamanarak gölgesine,dolanarak nefesine
yokuş yukarı,tırmandı,bin kere,düşse bile
başını elleriyle yuvarladı
tepeleri kardelenli,kaf dağının,ensesine,ensesine
ensesi,traşlı,yürrü taşarabası,anca gidersin,
dedi,karakedi kendi kendine...
yürüdü,tükenmek bilmeyen yolların
en sarp yerlerinden,baş göz üstüne...
Volkan Kemal