4
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
394
Okunma
Bu ülkenin sokaklarında artık başı dik, yüzü gülen emekliler yok…
Bugün sokakları dolduran; beli iki büklüm, market kapılarında fiyat etiketlerini sessizce izleyen, elini cebine attığında kabusla karşılaşan milyonlar var.
Gecenin bir yarısı karabasan gibi uyanan anneler ve babalar…
“Çocuğuma kahvaltılık nasıl alacağım?
Elektrik faturasını bu ay nasıl ödeyeceğim?
Kira günü geldi, ne yapacağım?” diye düşünenler…
İşte onlar, yıllarca bu ülkenin yükünü omuzlamış; bugün görünmeyen ama en ağır bedeli ödeyen emekliler.
Bir Ömür Boyu Çalıştı, Bugün Pazarı Gezerken Korkuyor
Yıllarca çalıştı, alın teri döktü.
Bugün market sepetine istediği gıdaları doldurmak bir hayale dönüştü.
İndirim kovalamak için market market dolaşıyor; her fiyat etiketinde korkuyla duruyor.
Oysa bu insanlar gençliğini verdi, gece gündüz çalıştı, vergisini ödedi, üretimin kalbinde yer aldı.
Tek bir hayalleri vardı: yaş aldıklarında huzur bulmak, ekonomik özgürlükle yaşamak, onurlu bir nefes alabilmek.
2025 Türkiye’sinin Gerçek Tablosu
Haftalık pazar alışverişi 1.000 TL ile yetmiyor.
Bir kilo et 1.000 TL’ye dayanmış durumda.
Yağ, çay, şeker, peynir 1.000 TL’yi aşıyor.
Mutfak tüpü 1.000 TL’nin üzerinde…
Fiyatlar emeklinin cebini yakıyor; 1.000 TL, bugün 100 TL değerinde.
Temel gıdalar, elektrik-su-doğal gaz faturaları, kiralar… Bir emeklinin sadece belini değil, umudunu ve hayallerini de kırıyor.
Bu tabloya gerçekten yaşam denebilir mi?
Emeklinin Alım Gücü Her Ay Eriyor
En düşük emekli maaşı, temel ihtiyaçları karşılayacak düzeyden çok uzak.
Resmi enflasyon yüksekken, pazarda, markette, eczanede hissedilen gerçek artış bunun çok üzerinde.
Bir ülkenin vicdanı olan emeklilerin yaşam standartları her ay biraz daha eriyor.
Onurlu bir yaşamın asgari şartı bellidir: temel ihtiyaçlarını karşılayabilen bir gelir.
“Emekliyi Duyun…”
Bu ülkede emekli, açlıkla değil, anılarıyla yaşamalı.
Yoksullukla değil, yıllarca verdiği emeğin karşılığıyla nefes almalı.
Bir toplum, yaşlılarına verdiği değerle ölçülür.
Bugün emekli nefes almıyorsa, bu ülkenin vicdanı da nefes almıyor demektir.
Bu çağrı siyaset üstüdür.
Bu, bir parti meselesi değil; insan onuruna verilen değerin meselesidir.
Sırtlarına yüklenen, yalnızca bir emeklinin değil; bütün bir neslin yüküdür.
Onurlu Yaşam İçin Ses Verme Zamanı
Bugün yapılması gereken bellidir:
Emekliye açlık değil, onur verilmeli.
Emeğe saygı duyulmalı.
Milyonlarca saat bu ülkeye emek veren insanlar, yaşlılıklarında başı dik yaşamalı.
Bir ülkenin gerçek refahı rakamlarla değil; yaşlısının yüzündeki huzurla ölçülür.
Gelin, yıllarca bu ülkeye hizmet eden milyonlarca emeklinin sesi olalım.
Gelin, açlığa mahkûm edilen değil; onuruyla yaşayan bir emekli kuşağı yaratalım.
Gelin, emeklerinin karşılığını alabilmesi için maaşlarının iyileştirilmesine ses olalım.
Remziye ÇELİK
5.0
100% (3)