Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Remziye ÇELİK
Remziye ÇELİK

Emekliler Yaşama Hakkı İstiyor

Yorum

Emekliler Yaşama Hakkı İstiyor

( 3 kişi )

4

Yorum

6

Beğeni

5,0

Puan

394

Okunma

Emekliler Yaşama Hakkı İstiyor


Bu ülkenin sokaklarında artık başı dik, yüzü gülen emekliler yok…
Bugün sokakları dolduran; beli iki büklüm, market kapılarında fiyat etiketlerini sessizce izleyen, elini cebine attığında kabusla karşılaşan milyonlar var.

Gecenin bir yarısı karabasan gibi uyanan anneler ve babalar…
“Çocuğuma kahvaltılık nasıl alacağım?
Elektrik faturasını bu ay nasıl ödeyeceğim?
Kira günü geldi, ne yapacağım?” diye düşünenler…
İşte onlar, yıllarca bu ülkenin yükünü omuzlamış; bugün görünmeyen ama en ağır bedeli ödeyen emekliler.

Bir Ömür Boyu Çalıştı, Bugün Pazarı Gezerken Korkuyor

Yıllarca çalıştı, alın teri döktü.
Bugün market sepetine istediği gıdaları doldurmak bir hayale dönüştü.
İndirim kovalamak için market market dolaşıyor; her fiyat etiketinde korkuyla duruyor.

Oysa bu insanlar gençliğini verdi, gece gündüz çalıştı, vergisini ödedi, üretimin kalbinde yer aldı.
Tek bir hayalleri vardı: yaş aldıklarında huzur bulmak, ekonomik özgürlükle yaşamak, onurlu bir nefes alabilmek.

2025 Türkiye’sinin Gerçek Tablosu

Haftalık pazar alışverişi 1.000 TL ile yetmiyor.
Bir kilo et 1.000 TL’ye dayanmış durumda.
Yağ, çay, şeker, peynir 1.000 TL’yi aşıyor.
Mutfak tüpü 1.000 TL’nin üzerinde…

Fiyatlar emeklinin cebini yakıyor; 1.000 TL, bugün 100 TL değerinde.
Temel gıdalar, elektrik-su-doğal gaz faturaları, kiralar… Bir emeklinin sadece belini değil, umudunu ve hayallerini de kırıyor.
Bu tabloya gerçekten yaşam denebilir mi?

Emeklinin Alım Gücü Her Ay Eriyor

En düşük emekli maaşı, temel ihtiyaçları karşılayacak düzeyden çok uzak.
Resmi enflasyon yüksekken, pazarda, markette, eczanede hissedilen gerçek artış bunun çok üzerinde.

Bir ülkenin vicdanı olan emeklilerin yaşam standartları her ay biraz daha eriyor.
Onurlu bir yaşamın asgari şartı bellidir: temel ihtiyaçlarını karşılayabilen bir gelir.

“Emekliyi Duyun…”

Bu ülkede emekli, açlıkla değil, anılarıyla yaşamalı.
Yoksullukla değil, yıllarca verdiği emeğin karşılığıyla nefes almalı.

Bir toplum, yaşlılarına verdiği değerle ölçülür.
Bugün emekli nefes almıyorsa, bu ülkenin vicdanı da nefes almıyor demektir.

Bu çağrı siyaset üstüdür.
Bu, bir parti meselesi değil; insan onuruna verilen değerin meselesidir.
Sırtlarına yüklenen, yalnızca bir emeklinin değil; bütün bir neslin yüküdür.

Onurlu Yaşam İçin Ses Verme Zamanı

Bugün yapılması gereken bellidir:

Emekliye açlık değil, onur verilmeli.

Emeğe saygı duyulmalı.

Milyonlarca saat bu ülkeye emek veren insanlar, yaşlılıklarında başı dik yaşamalı.

Bir ülkenin gerçek refahı rakamlarla değil; yaşlısının yüzündeki huzurla ölçülür.

Gelin, yıllarca bu ülkeye hizmet eden milyonlarca emeklinin sesi olalım.
Gelin, açlığa mahkûm edilen değil; onuruyla yaşayan bir emekli kuşağı yaratalım.
Gelin, emeklerinin karşılığını alabilmesi için maaşlarının iyileştirilmesine ses olalım.

Remziye ÇELİK

Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Emekliler yaşama hakkı istiyor Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Emekliler yaşama hakkı istiyor yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Emekliler Yaşama Hakkı İstiyor yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Hayrettin TÜRKOĞLU
Hayrettin TÜRKOĞLU, @hayrettinturkoglu
23.11.2025 23:50:11
Ne yazık ki emeklilik, hak edilen huzurun değil, endişelerin dönemi olmuş… Hayat boyu çalışıp ülkeye hizmet edenler, bugün market kapılarında fiyatları hesaplamak zorunda kalıyor. Güzel bir anlatım Emeğine sağlık...
superbaba
superbaba, @superbaba
23.11.2025 23:21:53
5 puan verdi
Aynen dediğiniz gibiyiz Remziye Hanım...
Ve birileri de ülkenin en büyük sorununun emeklilerin erken yaşta ölmemesi olduğunu söylüyor.
Bu günleri de görecek mişiz...
Orhan Gülaçar
Orhan Gülaçar, @egemavi
23.11.2025 22:49:56

Sosyal güvenlik kurumlarına yapılan siyasi müdahaleler emeklinin bu hale gelmesinin tek nedeni
Kendi özerk kuralları içinde işlemesine izin vermediler
Mali zorluklarına müdahale yapmaları ilk bakışta cazip gelse de, uzun vadede hep zarar verdi .
Oysa çalışanın ödediği primler bankalarda vadeli mevduat gibi güvenlik altında olmalıydı .
3600 gün düşük pirim ödeyenle 8 bin gün pirim ödeyeni aynı potaya attılar .
Senelerdir Emekliye refah artışı (zam yapmadılar )
Enflasyon farkını zam verilmiş gibi gösterdiler .
Hem artış alamadık tuik eliyle de gerçek enflasyon rakamları verilmedi eridikçe eridik .
2 yıl öncesine kadar en ucuzları alarak idare ediyorduk . her şeyin en ucuzunu ... çünkü başka seçenek yoktu .
2025 yılında artık en ucuzunu almaya da gücümüz yok . Siyasiler sosyal güvenlik kurumunu geçmişte ki gibi özerk yapısına getirip uzak dursunlar .
Başka bir talebim yok .

Bize Paradan önce güvence gerekiyor .
Çocuk oyuncağına çevirmedikleri bir kurum gerekiyor .

Dile getirdiğiniz yazınız için teşekkürler .



Suphi sekü
Suphi sekü, @suphiseku
23.11.2025 20:51:39
5 puan verdi
Ülkenin kangren olmuş sorununu yazdınız,çok teşekkür ederim ama az yazdınız. Dört kişilik bir ailenin bir öğün yemeği bin liraya yapılamıyor. Bir emekli olarak bunu söylüyorum.
Ben de aynı konuyu bugün yazdım.
"Hey an kara an kara" diye bir şiir.
Bence daha çok yazılmalı. Sessimizi kimse duymayacak biliyorum. Ama durduğumuz yer belli olur.
Selam duam ve hürmetlerimle
Hayırlı geceler
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL