Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Abdurrahman Tümer
Abdurrahman Tümer

Kapısı Çalınmayanların Şehri / İçe Dönüş -9

Yorum

Kapısı Çalınmayanların Şehri / İçe Dönüş -9

( 1 kişi )

1

Yorum

0

Beğeni

5,0

Puan

108

Okunma

Kapısı Çalınmayanların Şehri / İçe Dönüş -9


Garibime giden nedir biliyor musunuz?
İstanbul’a taşınalı iki yıl oldu. Koca iki yıl… İnsan hayatında az bir zaman değil, özellikle yalnızsan hiç değil. Bu iki yılda kapımı sadece bir kez çaldılar. O da komşudan komşuya değil, balkondan balkona düşen bir bez yüzündendi. Yani kapımı çalan bile aslında bana değil, kendi eşyasına gelmişti.
İşte o an anladım: Bu şehirde insanlar birbirinin kapısını değil, kaderini çalmaya korkar olmuş.

Sokaklar kalabalık, yollar dolu, AVM’ler nefes nefese. Ama bir insanın ruhuna yaklaşmaya gelince herkes mesafe koyuyor. Sanki İstanbul görünmez bir çizgi çekmiş de “Herkes kendi yalnızlığında kalsın” demiş gibi.
Etrafındaki binlerce insanın arasında yapayalnızsın. Kimse bilmez, kimse anlamaz, kimse sormaz.

Bayramlar bile eskisi gibi değil burada.
Köyde bayram sabahları herkes birbirinin kapısını çalardı. Kapılar çalınmazdı aslında; gönüller çalınırdı. Bir çayın kokusu, bir şeker tabağı, bir gülümseme… Hepsi bir bayramdı. Oysa burada kapının önünden geçenlerin ayak seslerini duyuyorum ama kimse durup da zile basmıyor. O sessizlik var ya, insanın içine acı bir rüzgâr gibi doluyor. Koca şehirde varlığını bilmeyen binlerce insanla aynı apartmanda oturuyorsun.

Şimdi masamda oturmuş bunları yazıyorum. Yanımda dumanı tüten bir çay… Her yudumunda bir sızı geçiyor içimden. Çünkü bitirmem gereken bir kitap var.
Ne de olsa adım “yazar” oldu artık.
Belki de ben de buna sığınıyorum: Kapısı çalınmayan evimde kelimeler çalıyor içimin kapısını. İnsanların eksik bıraktığını cümleler tamamlıyor.

Bazen düşünüyorum; yalnızlık kötü bir şey mi gerçekten?
Bazen değil. Bazen insan yalnızlığında kendini buluyor. Tıpkı gecenin karanlığında yıldızların görünmesi gibi. Karanlık olmasa yıldız da görünmez ya… Yalnızlık olmazsa insan kendi içindeki hakikati duyamıyor. İşte o yüzden, ben yalnızlıkla kavgalı değilim artık. Onu misafir ettim. Çayımı koydum, tam karşıma oturttum. “Neden geldin?” diye sormayı da bıraktım. Gelmişse vardır bir sebebi.

Tasavvufta derler ki:
“Kalabalıklar içinde yalnız olmayı bilen, yalnızken de kalabalık bir gönle sahiptir.”
Belki de bu şehrin bütün kapıları kapansa da, Allah kalbimde başka kapılar açıyor. Ben kapı sesi duymuyorum belki ama içimde sessiz sessiz çalan bir rahmet var.
Bazen bir ayet, bazen bir tesbih, bazen bir dua oluyor o kapı sesi.
Ve ben anlıyorum ki: İnsan kapısını insanlar çalmadığında bile Rabb’i onu unutmuyor.

Yine de içimde ince bir hüzün var.
Hani çayın son yudumunda bardakta kalan o hafif tortu gibi…
Ne kadar güzel anlatsak da yalnızlık, insan yine de bir ses duymak ister kapısından. “Nasılsın komşu?” demesini ister biri. Bir yüz görmek, bir tebessüm işitmek ister.

Ama işte İstanbul…
Burada kimse kimsenin yükünü taşımaz. Çünkü herkes kendi yükünden yorgun. Kimse kimsenin yalnızlığını fark etmez. Çünkü herkes kendi yalnızlığında kaybolmuş.
Yine de içimde bir umut var.
Umut dediğin bazen bir kapı sesi değildir; bazen bir kitap sayfasıdır. Belki de ben o yüzden yazıyorum; kelimeler benim kapım oluyor.

Belki bir gün bir komşu gerçekten kapımı çalar.
Belki selam verir, belki “Bir çay içer miyiz?” der.
Belki de hiç olmayacak.
Ama olsun…
Ben yine de her gün hem dışarıya hem içime bir kapı aralık bırakıyorum.

Çünkü bazı şehirler kapıları kapatır, ama kalemi olan bir insanın içi kapanmaz.

Ben de işte o yüzden yazıyorum.
Kapısı çalınmayanların sesini duyurmak için…
Sessiz odaların, yalnız akşamların, çay kokulu masaların hikâyesini anlatmak için.
Belki bir gün bu satırlar birinin gönlüne dokunur da…
Benim kapıma çalınmayan o kapı, bir başkasının kalbinde açılır.

Abdurrahman Tümer

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Kapısı Çalınmayanların şehri / içe dönüş -9 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kapısı Çalınmayanların şehri / içe dönüş -9 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kapısı Çalınmayanların Şehri / İçe Dönüş -9 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Dark Queen
Dark Queen, @darkqueen
23.11.2025 18:15:32
5 puan verdi
Apartman girişinde tanısabilir İnsan komsusuyla. Kapı ardında olmaktansa, bahçede görünür olmak... Lakin yazar kişi yalnızlığına dokunulsun istemez belki de...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL