Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Abdurrahman Tümer
Abdurrahman Tümer

Aziz Mahmut Hüdayi hazretleri / İçe Dönüş -7

Yorum

Aziz Mahmut Hüdayi hazretleri / İçe Dönüş -7

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

96

Okunma

Aziz Mahmut Hüdayi hazretleri / İçe Dönüş -7

Üsküdar Gecesinde Yalnızlığın Hakikatine Yolculuk...
Akşam, İstanbul’un üzerine bir derviş hırkası gibi örtülürken ben yine çayımı demledim. Buhar, sanki içimdeki karışık duyguları semaya taşıyan ince bir dua gibiydi. Her akşam aynı masaya otururum ama her oturuşumda içimde başka bir yolculuk başlar. Bugün bu yolculuk kelamdan çok ilham istedi ve ben de kalemımı şiirin ince yoluna emanet ettim.

Çünkü bazı geceler vardır; insan yalnızlığını yazmaz, yalnızlığı onu yazdırır.

Gün içinde Üsküdar sokaklarında dolaştım. Şehir kalabalık görünse de aslında herkes kendi sükûnetinin peşindeydi. Benim yolum ise önce Mahmud Hüdayi Hazretleri’nin dergâhına düştü. Türbenin kapısına yaklaştıkça kalbimde bir ağırlık değil, aksine hafiflik hissettim. Sanki yıllardır taşınan bir yük, oraya varınca kendi kendine çözülüyordu.

Türbenin önünde durduğumda, rüzgâr hafifçe yüzüme vurdu. O rüzgârın içinde Hüdayi Hazretleri’nin şu sözü dolaşıyordu sanki:

“Kul, kalabalıklar içinde kaybolur; ama Rabbine yöneldikçe bulunduğu her yer dergâha dönüşür.”

Bu cümle içimde büyük bir sessizlik yarattı. İnsan bazen kalabalığın içinde yalnız, yalnızlığın içinde ise Rabbine daha yakın olurdu. Belki de benim yalnızlığım da bir eksiklik değil, içimdeki hakikate doğru açılan bir kapıydı.

Oradan ayrılıp sahile doğru yürüdüm. Üsküdar’ın gecesi insana başka bir nefes verir. Dalgalar, karanlığın içinden çıkan beyaz tesbih taneleri gibi kıyıya vurur. Her vuruşta bir “Hu” sesi gelir; kalbin ritmine karışır.

Kız Kulesi’ni gördüğümde durdum. Onun yalnızlığı, insan yalnızlığına hiç benzemez. O, yalnızlığını bir görev gibi taşır; geceye ışık olur, karanlığa nöbet tutar. Üşür belki ama sönmez. Bu hâli bana bir hakikati hatırlattı:

“Yalnızlık, Allah’ın kuluna verdiği en sessiz imtihan değil; en yakın davetidir.”

İşte o an, karşımda duran kule ile içimde duran yalnızlık birbirine karıştı. İstanbul hâlâ kalabalıktı; vapurlar gidiyor geliyor, sahilde insanlar konuşuyor, martılar geceye inat çığlık atıyordu. Ama benim için dünya, o an sadece üç şeyden ibaretti:

Ben, gecenin sükûtu ve içimdeki huzur.

Kalemim cebimdeydi. Oturdum bir bankın kenarına ve içimden dökülenleri durduramadım.

Yalnızlığın İlahi Mısraları
Bu şehirde herkes gider bir yere,
Ben ise gecenin koynuna sığınırım.
Bir adım atarım Hüdayi’nin yoluna,
Bir nefes çekerim, içimdeki sır derinleşir.

Kız Kulesi durur karşımda,
Bir halvet hücresi gibi sessiz.
Dalgalar zikreder…
Ben de onlara karışırım içimden:
“La ilahe illallah…”

Yalnızlık, geceye gizlenmiş bir nurdur aslında,
Gören için bir yol,
Bilen için bir davettir Hakk’a.

Ben yürürüm, İstanbul susar,
Gece dinler, rüzgâr taşır sözlerimi.
Ve anlarım ki:
Kalbinde O varken,
İnsan kimseyi aramaz,
Aradığı da hep O’dur aslında.

Yavaşça eve döndüm. Masama oturduğumda içimde artık başka bir yalnızlık vardı. Hüzün değil; huzur gibi duran bir yalnızlık. Çünkü Üsküdar bana bu gece başka bir şey öğretti:

Yalnızlık, kulun kendine dönmesi değil; Rabbine yaklaşmasıdır.

Kız Kulesi’nin ışığı hâlâ gözümdeydi. Hüdayi Hazretleri’nin sözleri hâlâ kulağımdaydı. Ve İstanbul’un gecesi, içimde bir ilahi gibi yankılanıyordu.

Ben, yalnızlığım, gece ve İstanbul…
Dördümüz birlikte yürürken bir hakikate vardık:

“Dünyada tek başına kalsan bile, Allah seni bırakmaz.
Yeter ki sen O’nu unutma.”

Abdurrahman Tümer

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Aziz mahmut hüdayi hazretleri / içe dönüş -7 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Aziz mahmut hüdayi hazretleri / içe dönüş -7 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Aziz Mahmut Hüdayi hazretleri / İçe Dönüş -7 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL