1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
132
Okunma
Köyümüzde ılgın çalısı çoktur. Ilgınlar her kış yakacak için kesilir ertesi yıl yeniden dal budak verip eski boyuna yetişir. Koca ovanın süsü bu ılgınlardı. Ilgınları üniversite okuduğum şehirdeki parkta görünce aklım başımdan gitmişti. Köydeki kardeşlerimi görmüş gibi sevinmiştim. Ilgın kokusu ile o anda köye gidip annemi, kardeşlerimi görmüştüm. Koyunlar çoktan kıra çıkmış, köy evlerinin arasında çayırlar boy atmıştı. Ilgın dalları tomurcuklanmış kokuyor, bu dallarının üstünden yüzlerce serçe uçuyor. Havada bir leylek dönüyor, sanki birazdan elektrik direğindeki yuvaya konacaktı.
Okul bitmiş köye gelmiştim. Baharı müjdeleyen ibibik sesleri ile uyandım. İbibik kuşları yine samanlığın duvarına yuva yapmış. Evin toprak damı gece damlamış, yerde leğenler ve tas tabak duruyor. Ortalığı ağır bir küf kokusu almış. Annem yün yorganları dışarı sermiş, kapı pencereyi açmıştı. Avludan çalı süpürgesinin sesi geliyordu. Eşiğe çıkıp baktım, çadırlar karşı dağın yamaçlarında, kırlarda yeşil yamaçların süsü olmuştu. Gece yağmuru fırsat bilen dağlar kalkmış gelmiş köyün dibine sokulmuştu. Hava çok berraktı, çadırlar çok net görülüyordu, uzatsam elimi az kalsın dokunacaktım. Yağmurda kırlar yeşermiş, üstüne sarı çiçekler bezenmişti.
Okul tatil olmuş köye dönmüştüm. Köy minibüsü geç saatlere kalmış karanlıkta etrafı görmemiştim. Babam beni beklememiş, sabah erkenden inekleri alıp uzak tarlaya götürmüştü. Kahvaltımı yapıp peşinden gidecektim. Güneşin ışınları keçelerin üzerinde, pencerenin çerçevesini çizip ısıtıyordu. Isınan yerdeki pencereye sinekler konup, kanatlarını sıvazlıyordu. Keçeden yükselen tozlar güneşte dans ediyor, dönüp dolaşıyor, ışıktan kurtulunca da gölgede kayboluyordu.
Abim evlenmişti bu yıl. Annem ömrünün sonunda biraz rahat edecekti, artık gelin sürülerin üstünde kıra gidiyordu. Abim çobandı, küçük kardeşlerim geline yardım ediyordu. Kuzular gündüz otlanır, gece kıl çadırda yatardı. Bizim çadır köydeki evimizden görülüyordu. Babam her sabah dağlara bakar, bizim çadırı eliyle koymuş gibi bulur sonra da Allah korusun diye dua ederdi. Avluda annem birileri ile konuşuyor, komşumuz bugün kırdan inmiş, gelin köye bir leğen taze peynir göndermiş, komşunun söylediğine göre gece yağmur fırtınaya dönmüş, yüksekte bazı çadırlar kar altında kalmış, bir kaç kuzu telef olmuştu.
Mustafa Alagöz
5.0
100% (3)