0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
92
Okunma
Gün gelecek, kalp kıranların kalbi kırılacak. İnsan, başkasının yüreğinde yarattığı acının ağırlığını er ya da geç kendi omuzlarında hissedecek. Çünkü yaşam, adaleti zamanla, sessizce ama kesin bir şekilde tecelli ettirir. Kimi zaman fark etmeden, kimi zaman ise bilerek kırdığımız gönüller, bir gün kendi kalbimize geri döner; bu, evrenin en ince ama en güçlü dengelerinden biridir.
Yarı yolda bırakanlar, yarım kalacak. Hayat, sözü verilmiş ama tutulmamış yollarla doludur. İnsanlar, bırakılan ellerin boşluğunu taşırken, kendi bütünlüklerini sorgular. Ve sonunda anlar ki, başkalarını tamamlamak için çıktığımız yollar, çoğu zaman bizi tamamlamayı da öğretir. Yarım bırakılan her ilişki, her dostluk, her hayal, sonunda bize eksikliklerin öğretmenliğini yapar.
Gün gelecek; herkes, hak ettiği hayatı fazlasıyla yaşayacak. Kimileri mutluluğun doruklarına ulaşacak, kimileri ise hüzünle sınanacak. Ama hiç kimse, emeğinin, sabrının ve niyetinin karşılığını tamamen kaybetmeyecek. İnsan, attığı her adımın, söylediği her sözün, yaptığı her eylemin yankısını bir şekilde yaşayacak.
Ve unutulmamalı ki; hiç kimsenin ahı ya da duası karşılıksız kalmaz. Sessizce fısıldanan bir dua, kırık bir kalbin iniltileri ya da öfkeyle söylenen bir ah, zamanla bir şekilde dönüp dolaşıp sahibine ulaşır. Evren, unutan değil; birikenleri saklayan bir hazinedir.
Belki bugün kırılıyor, belki terk ediliyor, belki yarım kalıyorsun. Ama bil ki; yaşam, herkesin hesabını verir ve adaletin terazisi daima dengededir. Kalp kırmak kolaydır; ama kırılan kalplerin ağırlığını taşımak, hayatın en ağır yüklerinden biridir.
O yüzden yaşa. Düşün, hisset, bağ kur. Ama kırma. Çünkü gün gelecek; her şey olduğu gibi sana dönecek, ve sen, kendi ektiğin tohumların meyvesini toplayacaksın.