4
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
390
Okunma

Bir zamanlar, sislerle örtülü vadilerin ve şarkı söyleyen nehirlerin arasında kalan Altın nehir ülkesinde, halkına sevgiyle hükmeden bir kraliçe yaşardı. Halkı ona “Yeşil Pelerinli Kraliçe” derdi, çünkü ülkenin her köşesinde hayat yeşerirken o hep zümrüt renginde bir pelerin giyerdi. Sonbaharda sararan yaprakların arasında da kışın karlar üstünde de bahar gibi salınırdı. Derlerdi ki, o pelerin rüzgârla dalgalandığında çiçekler yeniden açar, kuruyan toprak suya kavuşurdu.
Kraliçenin en büyük mutluluğu ise küçük oğlu, Prens Asım’dı. Prens ne zaman gülse, kuşlar da onunla birlikte şarkı söylerdi. Kraliçe, her sabah oğlunun elini tutar, birlikte sarayın bahçesindeki Büyülü ağacın gölgesine giderlerdi. Ağacın yaprakları altın gibi parlar, dallarından düşen her yaprak bir dileği gerçeğe dönüştürürdü.
Bir gün, kuzey rüzgârlarıyla birlikte karanlık bir haber geldi: Gölge Vadisi’nin büyücüsü, krallığın ışığını çalmak için yola çıkmıştı. Güneş her geçen gün biraz daha soluyor, kuşların sesi kısılıyor şarkılar duyulmaz oluyordu. Nehirler çamur rengine dönüyordu.
Kraliçe o gece pelerininin uçlarını topladı, oğluna baktı ve yumuşak bir sesle fısıldadı:
“Küçük prensim… Işığı korumanın yolu sevgiden geçer. Unutma, kalbinde ışık varsa karanlık seni bulamaz.”
Ve birlikte, yeşil pelerinleri dalgalanarak yola çıktılar. Kraliçe büyülü bir asa taşıyor, Prens Asım ise annesinin öğrettiği eski bir ezgiyi mırıldanıyordu. Sesi o kadar saf, o kadar umut doluydu ki… Gölge Vadisi’ne vardıklarında bile yıldızlar tekrar parlamaya başladı.
Büyücü, kraliçeyi görünce öfkeyle bağırdı:
“Hiçbir ışık karanlığı yenemez!”
Ama küçük prens, annesinin elini tutup şarkısını söyledi. Şarkının her notasından bir ışık doğdu. O ışıklar, karanlığı değil — büyücünün kalbini aydınlattı. Çünkü en büyük büyü, nefretin değil, sevginin içindeydi.
O günden sonra Altın nehir ülkesinde karanlık bir daha hiç hüküm süremedi. Kraliçe ve oğlu birlikte yaşamaya devam etti; yeşil pelerinleriyle krallığın dört bir yanına umut taşıdılar.
Ve her sabah, güneş doğarken, halkın arasında şu söz yankılandı:
“Sevgiyle korunan ışık hiç sönmez.”
5.0
100% (3)