Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

ÇOKTAN SEÇMELİ BİR SINAV DEĞİLKEN HAYAT...

Yorum

ÇOKTAN SEÇMELİ BİR SINAV DEĞİLKEN HAYAT...

( 4 kişi )

0

Yorum

12

Beğeni

5,0

Puan

250

Okunma

ÇOKTAN SEÇMELİ BİR SINAV DEĞİLKEN HAYAT...

ÇOKTAN SEÇMELİ BİR SINAV DEĞİLKEN HAYAT...



Mevsimin uyruğu ne ola ki?
Yoksa melankolik bir göç mü içimde tasarladığım ve hırpalandığım kadar da hizaya getirmek adına duygularımı elbet öncesinde düşüncelerimden bir t-tablosu inşa edeceğim.
Havanın neminde asılı gözyaşlarım yoksa tam tersi mi?
Yoksa acılara idmanlı olmamdan mıdır sessizliğe düşkünlüğüm ve kanattığım kadar günü kandığım bir masal gibi içimden firar ettiğim.
Özrümü dahi sunmazken hayata ve özveri ile yaşarken imkânsız kılınan her şey adına kaderime müteşekkir olduğum yoksa nasıl dayanırdım hayata nasıl mı baştan başlar koca hayatı heba etmenin üstüne içtiğim bardak bardak soğuk suyun sözcüklerimi üşüttüğü nasıl da aşikâr.
Bir nebze de olsa değişebilsem ya ve gecenin akan burnunda nöbete durduğum bir bir infilak ederken kalbimdeki yanardağın püskürttüğü lav misali kimi insan bir anda lal olup ben de düşlerimin ve hayallerimin lalası iken.
İmleci mevsimin.
Parşömen kâğıdı belki de geceyi paketlediğim ve derin dondurucuya koyup bir sonraki günün hazırlık aşamasında hizaya gelsin diye ruhumun emsalsiz patavatsızlığı ve içimden geçenleri savurmak bir bir ne de olsa kızgın ve yalnız bir güneşim ben.
Ekimde mi saklı sahi tüm hikâyem elbet her mevsime ricada bulunduğum ve göğün dokusunda saklı iken ruhumun bulutları.
Refüze edilme ihtimalim değil de üstelik bilakis inkâr edildiğim ve görünmez bir hayalet iken içimin duvarlarına düz duvarlarına tırmanma isteğim ne de olsa bitimsiz bir umut ve coşku esir almış beni ve gecenin tutulan nutkuna kalemle makyaj yapıyorum ve özel hayatımda asla haz etmediğim tüm makyaj malzemeleri ile ruhumu bir güncelliyorum bir sıfırlıyorum hafızamı.
Unutmak istediklerim bazen can çekişen geceye ikramım elbet artık geçmişte yaşamak gibi bir kaygım da yok ve korkum da: daha doğrusu korktuğum bir Allah’ın kulu yok olmazken de ne öncemde ne yarınımda sevecen bir rötuşla geceyi aydınlık kılıyorum.
Karanlıksa çok göreceli ve görgülü de ve düşlerden bir saç örüyorum ve en yakışanı üstüme geçiriyorum elbet ruhumun raflarında yatan anılardan ve kitaplardan bana sunulan binlerce cümleyi yazmak adına kendimle ve zamanla yarışıyorum ve öylesine keyif alıyorum ki.
Hazanın resitali az evvel sona erdi ve havaya duyduğum ihtiyaç ve sevgi ile balkona çıkıp alabildiğine ıslandım Ekimin bu soğuk gecesinde eğilmeden bükülmeden yaşıyor ve yazıyor olabilmenin verdiği kâh coşku kâh huzurla çatı katına saklanıp ruhumun tozunu attırdım toz duman eden kaderse ben de tozlu yüreğimle defalarca yer değiştiriyorum tabiatın ikramı hangi duygu ise muhtevasına başka başka sözcükler ekliyorum.
Bir kıpırtı gözüme ve kulağıma çalınan sadece açık kalan pencerenin homurtusu ve diskalifiye ettiğim diğer pencereleri de açma isteği ile geceyi cennete çeviren iç sesim ve gecenin tasviri ile adeta boyutlar arasında yolculuk yapıyorum.
Manen güçlüyüm.
Duygusal anlamda ise çok kırgın belki de kendime kızgınlığımı dindirmek adına dış sese kulak kabartıyorum ve gecenin teninde zikreden düşlerden ve gölgelerden harmanladığım bir dünya iken kabrimden uzakta bir fasıla belki de havsalamdan taşan cinnet ve cennet eseri nice detayda buluşup da kendimle ve kendiliğinden kalem sayfaya iz düşüp beni de merakta bırakan iken kalemin ne yazacağını bilmezken ve heyecanla yeni yazımın doğumunu merakla beklerken.
Hayatımın her döneminde illa ki bir şeyleri ve birilerini beklediğim.
Eğitim hayatımda sınav sonuçlarını.
Çalıştığım dönem girdiğim hiçbir işten memnun kalmayıp yeni arayışlarda bulunduğum ve bu uğurda mesleğimi çöpe atıp düştüğüm okul yolu ve en sevdiğim: amfinin en önünde otururken bir yandan da bölüm başkamın gözde öğrencisi sıfatıyla bir akademisyen titrinde koca amfiyi dolduran öğrencilere seslendiğim ki çoğu yaşıtım iken bense sınavlarda göz açtırmazken haşarı öğrencilere ve kopya çekerken yakaladığım o son sınıf öğrencisi adeta kelli felli bir adam izlenimiyle gözlerime bakıp da:
‘’Hocam ne olur görmeyin. Ya fakülteden mezun olacağım ya da köyüme dönüp çobanlık yapacağım.’’
Ah, sevgili öğrenci varsa böyle bir imkân o köye asıl ben gitmeliyim…
Elbet demediğim elbet içimin el vermediği ve öğrencinin minnet dolu bakışlarında sunduğum tek replik iken ve de öğrencim final kâğıdını bana teslim ederken bir uyarı sinyali ile yanıp söndüğüm:
‘’O kadar da emin olma.’’
Dilim bunu söylemişken yüreğimse el vermezken ve diplomasını alıp almayacağı benim tek sözüme bakarken elbet henüz rüştünü ispatlamış gönüllü bir akademisyen iken bana iyi gelen o duygu:
Hem öğretmen hem öğrenci kimliğimle…
Kimliğimle sektiğim okul hayatım ve ben teslim olmuşken kaderime ve sadece Allah’tan isterken ve O benim her duamı duyup asla yanıtsız bırakmamışken.
Konu ne olursa dualarıma ve inancıma ve sevgime sadık sıradan bir kul işte.
Küllerimdense bihaber olduğum ne de olsa ateşin üstünde dans ediyor ruhum ve kalbim ve genç yaşımda edindiğim tecrübe ve ben hala insanlara tek seferde inanıp da içimi açtığım.
Çoktan seçmeli bir sınav değilken hayat ve ben illa ki ucu açık sorularla hemhal üstelik kısa cevapları sevmediğim ve karşımda kim olursa olsun uzun uzun anlatma ihtiyacı hissettiğim.
Öğretmenlik ve öğrencilik adına biçilmiş kaftan iken ve işte cübbemin ateş aldığı ve aşk dergâhında mesleğime âşık olduğum sonra soğuduğum ve yeni meslekler benim için cezbedici iken anlatma ve anlaşılma ihtiyacımla da hayatta çok konuşmayı sevdiğim bazense verdiğim molalarla sessizliğe büründüğüm.
Kayıp giden bir yıldız olabilirdim ama kuyruğumu kaptırsam da yıldız sıfatımı asla terk etmedim yoksa nasıl ışıldardı gözlerim ve sözcüklerim ve kalbim?
Aşkın doğasında saklı işte bir şeylere birilerine bağlanma ihtiyacı ve ben şansımı bir şeylerden yana kullanırken ansızın da birilerine bağlanabildiğim ama bilin ki bu sıradan bir aşk hikâyesi filan değil bilakis aşkı ruhumda yaşattığım kalemim de bundan alırken payını ve sevginin emsalsiz yolculuğunda şiar edindiğim de illa ki inanç ve umut yoksa bunca yazı ve şiiri için nasıl geçerli bir neden bulabilir ve nasıl bağlanırdım da hayata?

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (4)

5.0

100% (4)

Çoktan seÇmeli bir sınav değilken hayat... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çoktan seÇmeli bir sınav değilken hayat... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÇOKTAN SEÇMELİ BİR SINAV DEĞİLKEN HAYAT... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL