1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
154
Okunma

M. NİHAT MALKOÇ
Karadeniz temalı diziler bölgesel kültürü ve bölgenin şahsına münhasır özelliklerini ülke genelinde tanıtmak için iyi bir fırsattır. Bu diziler doğru bir temele dayandırılıp doğru bir ekiple yapılırsa ülkeye ve bölgeye çok kazancı olur. Diziler sayesinde turizm canlanır.
Bilindiği üzere hemen her yıl birkaç tane Karadeniz dizisi kanallarda boy gösterir. Bu sene de öyle oldu. Bu dizilerden en dikkat çekeni ise "Taşacak Bu Deniz" adını taşıyor. TRT-1 kanalında başlayan ve ilk bölümünden beri çokça izlenen "Taşacak Bu Deniz" dizisi Karadeniz’in hırçın doğasında iki düşman ailenin bitmeyen mücadelesini ekrana taşıyor. Adil ile Esme’nin geçmişten gelen husumetini, aileler arası çatışmaları ve beklenmedik olaylarla artan gerilimi ekranlara getiriyor. Hikâyede, bu çatışmaların ve düşmanlıkların ortasında kalan karakterlerin yaşadığı duygusal ikilemler, aşk ve nefretin sınandığı anlar öne çıkıyor.
Adil ve Esme’nin nefretle harmanlanmış tutkulu aşk mücadelesini işleyen "Taşacak Bu Deniz", dağların sertliği ve denizin fırtınalı atmosferi arasında, aşk, nefret ve hayatta kalma temalarının iç içe geçtiği sürükleyici bir hikâye sunuyor. Ulaş Tuna Astepe ve Deniz Baysal’ın başrollerini paylaştığı, yönetmenliğini Çağrı Bayrak’ın yaptığı ve senaryosunu Ayşe Ferda Eryılmaz ile Nehir Erdem’in kaleme aldığı "Taşacak Bu Deniz", izleyiciyi güçlü bir duygusal yolculuğa çıkarıyor." Diziyle ilgili tanıtımda bu ifadelere yer veriliyor.
"Bin yıllık bir lanetin gölgesinde, Koçari ve Furtuna aileleri arasındaki bitmek bilmez savaş, kan davaları, ihanetler ve intikamlarla sürer. Adil Koçari’nin Furtuna’ya yönelttiği öfke, yıllar sonra yeniden alevlenirken, köye köklerini aramak için gelen Yunan doktor Eleni kendini bu kavganın tam ortasında bulur. Karadeniz’in dağları, denizi ve türkülerinin eşlik ettiği bu destansı mücadelede, herkesin kaderi bir kez daha yazılacaktır."
Yönetmenliğini Çağrı Bayrak’ın yaptığı "Taşacak Bu Deniz" dizisi; "Kral Kaybederse", "Yalı Çapkını" gibi dizilere de imza atan OGM Pictures yapımcılığında hazırlanıyor. Söz konusu dizisinin oyuncu kadrosu, Türk televizyonlarının yıldız isimlerinden oluşuyor. Dizide çoğu tecrübeli şu oyuncular yer alıyor: "Deniz Baysal, Ulaş Tuna Astepe, Burak Yörük, Aytek Şayan, Ava Yaman,Yeşim Ceren Bozoğlu, Zeynep Atılgan, Batuhan Bayar, Onur Dilber, Hakan Salınmış, Erdem Şanlı, Burcu Cavrar, Ulviye Karaca, Seda Soysal, Hande Nur Tekin, Emir Çubukçu, Adil Şahin, Nasmina Çoklaş, Ali Öner"
"Taşacak Bu Deniz" dizisinde "Adil Koçari" olarak karşımıza çıkan Ulaş Tuna Astepe’nin oyunculuğu gayet iyi. Zira çok başarılı bir oyunculuk performansı gösteriyor. Ulaş Tuna Astepe’yi daha önce "Sen Anlat Karadeniz" gibi yapımlarda Karadenizli karakterleri başarıyla canlandırmış bir oyuncu olarak hatırlıyoruz. Belli ki oralarda tecrübe kazanmış. "Teşkilât, Söz, Kalpazan" dizilerinde güçlü kadın rollerinde tanıdığımız Deniz Baysal ise yine rolünün hakkını fazlasıyla veriyor. Dizide Yunan kökenli Eleni Miryano’yu canlandıran 2006 doğumlu Ava Yaman’ın oyunculuğuna da değinmek gerekiyor. O da rolünün hakkını vermiş. "Oruç Furtuna" rolündeki Burak Yörük ise Karadenizli kimliğini başarıyla yansıtmış. "Gezep" adıyla dizide yer alan Araklılı Onur Dilber, Seksenler’deki kadar ön planda değil.
"Taşacak Bu Deniz" dizisini üç bölümdür dikkatle ve ilgiyle, biraz da hayretle izliyorum. 55 senedir bu bölgede yaşayan bir insanım ama ben Koçari ve Furtuna köylerinin halkları arasındaki gibi iki köy arasında böyle bir kavgayı ne gördüm ne de duydum. Hani biz bu tarz kavgaların Doğu illerindeki bazı aşiretler arasında olduğunu duyardık. Fakat Karadeniz’de, özellikle de Trabzon’da bu tarz öfke ve nefretin ayyuka çıktığı bir kavga olmamıştır. Bu dizideki abartılı görüntüler Trabzon insanını Türkiye’ye yanlış tanıtıyor. Trabzonlular olarak belki biraz öfkeli insanlarız ama bizim buralarda köyler ve köylüler arasında mafya tarzı kavgalar ve eylemler olmaz. Trabzon’da töre cinayetleri olmaz. Kan davaları olmaz. Çünkü bizde Doğu ve Güneydoğu illerinde görülen aşiret sistemi yoktur.
Dizide öyle bir yansıtılıyor ki sanki dizideki "Koçari" ve "Furtuna" köylerine devletin polisi ve bekçisi gir(e)memiş bugüne kadar. Sanki girilemeyen bir bölge burası. Herkeste bir silah. Canı sıkılan silâhına sarılıyor. Mübarek köy değil, sanki savaş meydanı. Hem bu Koçari ve Furtuna isimleri de çok yapmacık duruyor. "Koçari" ifadesini biz daha çok Hülya Polat’ın "Koçari" türküsünden hatırlıyoruz. Dizinin senaristleri hiç zahmet etmemiş, yaratıcılıklarını kullanmayı akıl etmemiş, köyün adını bu türküden almışlar. Oysa "Koçarı (Koçeri)" Kars yöresinde oynanan bir oyuna verilen addır. Trabzon’la da bir ilgisi yoktur. Trabzon ve çevresinde bu isimde bir köye bugüne kadar şahsen rastlamış değilim.
Her iki köyün girişindeki köy isimlerinin yer aldığı tabelalara "Koçarililer Giremez", Furtunalilar Giremez" ifadelerinin yazılması kanunen de yasaktır. Türkiye Cumhuriyeti’nde herkes her şehre, her köye girebilir. Seyahat özgürlüğü kanunla teminat altına alınmıştır. Emniyet ve jandarma güçleri dizide bu ifadelerin kullanılmasına izin vermemeliydi.
Trabzon insanı serttir belki ama ondan daha da çok merttir. "Arka Sokaklar" dizisinde göremediğimiz öfke nöbetlerini bu dizide görüyoruz. Dizinin başta başrol kahramanları olmak üzere, hemen herkes birbirlerine silah çekiyor. Her fırsatta birbirinin köyünü basıyorlar.
Dizinin başrol oyuncusunun adı "Esme" ama bildiğim kadarıyla Trabzon’da Esme diye bir kadın ismi yok. Hatta bir başka başrol oyucusu olan Ulaş Tuna Astepe’nin dizideki ismi Adil. Adil, Trabzon’a has bir isim değil. Hatta Türkiye genelinde de bu isme pek rastlanmıyor. Yine doktor rolündeki bir başka oyuncunun dizideki adı Oruç, Trabzon’da belki bir kişinin bile adı Oruç değil. Bunları da dizinin Trabzonlu senaristi Nehir Erdem’e sormak lâzım.
"Taşacak Bu Deniz" dizisinde başta Sürmene ve Araklı olmak üzere, Trabzon’un birçok ilçesi ve köyü doğal mekân olarak kullanılıyor. Çekimlerin bir kısmı Araklı Limanı’nda, diğer kısmı ise Araklı Taşgeçit Köyü’nde yapılmış. Dizinin birçok sahnesinde başta Araklı Konakönü Mahallesi olmak üzere, tarihî konaklar ve kıyı şeritleri kullanılıyor. Yine çekimlerin büyük kısmı Sürmene’nin hemen yanı başında yer alan Balıklı Mahallesi’nde (eski adıyla Civra’da) yoğunlaşıyor. Burası başta "Sen Anlat Karadeniz" olmak üzere, daha önceki Karadeniz dizilerinde de sıkça kullanılmıştı. Öte yandan dizide Arsin, Maçka, Of, Düzköy gibi ilçelerden de görüntüler ve mekânlar zaman zaman dikkatimizi çekiyor.
"Taşacak Bu Deniz" dizisindeki sahnelerde cinsellikle ilgili görüntülere yer verilmemesi takdir edilecek bir yöndür. Yani ailecek izlenebilecek bir dizi diyebiliriz. Keşke dizide bu kadar silâh kullanma ve kavga sahnesi olmasaydı, şüphesiz daha iyi olurdu.
Malum olduğu üzere "Taşacak Bu Deniz" dizisi Trabzon ve ilçelerinde çekiliyor. Doğal olarak Karadeniz şivesi (aslında ağzı demek lâzım) kullanılıyor. Fakat dizi oyuncuları bu konuda çok da başarılı değil. "Haçan, ula, daa" gibi yaygın kelime tekrarlarıyla işi kotarmaya çalışıyorlar ama bu da belli bir noktadan sonra seyirciyi rahatsız ediyor. Demem o ki "Taşacak Bu Deniz" dizisinde bariz ağız hataları (söyleyişleri) dikkat çekiyor.
Belli ki "Taşacak Bu Deniz" dizisindeki oyuncular Karadenizli değiller. Aslında Karadenizli olmaları da gerekmiyor zaten. Fakat keşke Trabzon ağzını (şive değil) öğrenselerdi. Bu konuda iyi bir eğitim alsalardı. Belli ki almamışlar. Almışlarsa da yanlış kişilerden almışlar. Söyleyiş yanlışlıkları oyuncuların başarılarına da gölge düşürüyor.
Ülkemizde yerli diziler ciddi bir hazırlık dönemi olmadan çekiliyor maalesef. Ama bölge temalı dizilerde işin içine ağız özellikleri girince meselenin ciddiyeti daha bir belirgin oluyor. Zira bu gibi bölgesel dizileri genelde doğal manzara ve ağız için seyrediyor insanlar. O da istedikleri düzeyde olmayınca veya yanlış olunca dizinin sürdürülebilirliği kalmıyor.
Türk televizyonlarının yeni gözdesi olan ve her yayınlandığı hafta izlenme rekorları kıran "Taşacak Bu Deniz" dizisi, Karadeniz’in eşsiz doğasında çekiliyor. Yani dekor alabildiğine doğal ve güzel. Dizi için özel ve suni bir köy dekoru oluşturulmuş değil. Bu doğallık ve güzellik içerisinde birçok hatalar görmezden geliniyor. Çoğu insan da bu doğal ortamın cazibesine kapılarak diziyi izliyor. Başta Trabzon olmak üzere, Karadenizli kimi gurbetçiler memleketlerine duydukları özlemi bu diziyi izleyerek gidermeye çalışıyorlar.
5.0
100% (1)