0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1737
Okunma
Belki de bir insanın gözyaşı, binlerce gencin yaşam hakkıdır. O gözyaşı, toplumun görmezden geldiği gençlerin hayata tutunma çabasıdır.
Bir annenin, bir babanın feryadı, sadece kendi evladına değil, bütün bir nesle dokunan bir çığlıktır aslında.
Bir bireyin gözyaşı, bir toplumun sessizliğine düşen ateş parçasıdır.
O ateş, yandıkça acımıza vurulan bir mührün sembolü olur.
Gençler, toprağa ekilen fidanlar gibidir. Tohumunu eker, suyunu verir, budarsın; ama en önemlisi — sevgiyle bakarsın.
O sevgi, bir fidanın toprağa tutunmasını sağlar.
İnsan da öyle… Sevgiyle büyür, ilgiyle yeşerir.
İşte o verilen sevgi, güven, yön ve anlayış bir bireyin geleceğini şekillendirir.
Tıpkı tohuma, fidana verdiğimiz özen ve bakım gibi; insan da sevgiyle, sabırla, anlayışla büyür.
Toplumun en kıymetli ağacı, insanın kendisidir aslında.
Toprak, kök, gövde, dallar ve meyve… Kısacası aile.
Çünkü aile, bireyin kökünü besleyen, gövdesini güçlendiren, meyvesini olgunlaştıran en derin bağdır.
Her Birey Bir Kitaptır
Her birey bir kitaptır; onu anlayarak, sabırla, sevgiyle okuyanlar geleceğin teminatını belirler.
Bir anne, bir baba, bir öğretmen ya da bir dost… Hepsi o kitabın bir sayfasına dokunur aslında.
Kimi satırları siler, kimi yeniden yazar; kimisi de okuduğu kitabı farkında olmadan yıpratır.
Bir “sen değerlisin” sözü, bir “anlıyorum seni” bakışı, bir “seni seviyorum” cümlesi...
İşte o an, o gencin karanlığına bir ışık düşer.
Çünkü kimse ansızın karar vermez hayattan gitmeye; gitmesi için savaştığı, içinde boğulduğu yargılar, sorgular, çözümsüzlükler vardır.
Toplum olarak önce dinlemeyi öğrenmeliyiz.
Yargılamadan, küçümsemeden, “saçma” demeden...
Yanlış dahi olsa dinlemeyi öğrenmeliyiz — suçlamadan, incitmeden.
Yanlış kararların çözümünü aramalıyız; kırıp dökmeden, yıkmadan.
Bazen birinin sessizliğini fark etmek bile bir hayat kurtarır.
Bir bireye marka kıyafetler, pahalı eşyalar, lüks bir hayat sunmak rahat yaşatmak değildir.
Bazen bu rahatlık bireyin yaşam tarzını abluka altına alır.
Yanlış tercihler, yanlış arkadaşlıklar ve kendi içinde büyüyen bir yalnızlık...
Yalnızlık en tehlikeli suç aletidir.
Çünkü insan sustuğunda, içindeki karanlıkla savaşmaktan yorulur.
Her genç, toplumun geleceğe yazdığı bir mektuptur.
O mektubu anlamadan, okumadan, kıymetini bilmeden yırtıp atarsak;
aslında kendi geleceğimizi parça parça yok ederiz.
Gençliğe sahip çıkmak, baskıyla değil; sevgiyle, anlayışla ve fark etmekle mümkündür.
Onlara vereceğiniz en büyük ödül, bunu hissettirmektir.
Son Söz
“Gençlik sadece bir dönem değil, bir milletin en güvenli pasaportudur.
Çünkü o pasaportun geçerliliği, sevgiyle, eğitimle, vicdanla ve aile bağıyla mühürlenir.”
Not :
Bu yazı, sessiz çığlıkların duyulması, gençlerin yüreğine dokunulması ve her bireyin “yaşama hakkı”nın kutsallığını hatırlatmak için kaleme alınmıştır.
Bir kaybın ardından değil, başka kayıplar yaşanmasın diyedir…
Remziye ÇELİK