0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
198
Okunma
Yalvaç’tan ve Yalvaç sevgisinden dan ayrılmak kolay değildir.
Kimi ülkenin dört köşesine, kimi de yurtdışına işi gereği yaptıkları yolculuklar ve zorunlu ikametler neticesinde bu ayrılığın adı; toprak olur, yağmur olur, buluşmalar sanki iple çekilir gurbetin yürek yakan diyarlarında.
Yalvacımızda güzel bir söz vardır. Bilen bilir. Bahardan Kış’ a yol mu dayanır.
Gidilecek yolun uzaklığı kafaya dert edilmez, sadece özlemin amacına ulaşması için kafaya koyduğu
yolculuk sonunda sevenleriyle sağ salim baba ocağında birlikte olmaktır. Ayrılık özleminin gerçekleşmesini arkasından
ise, hemen Yalvaç toplantıları adı verilen Demokrasi buluşmalarının yapıldığı ve Siyasi Birliktelik toplantılarının ve de
ve açık hava sohbetlerinin yapıldığı yerleşkeye isim verildiği Çınaraltı Meydanına bir an evvel varıp sohbetlere başlamak.
Selçuklu Komutanı YALVAÇ ATA’ nın Selçuklu ve Bizans Devletleri arasın da 1148 yılında yapılan Yalvaç meydan
Muharebesi (DİK gazete/Ramazan TOPRAKLI) sonunda kazanılan zafer sonrası buraya yerleşen Selçuklular hakimiyetlerini kurdukları ve de Ata geleneği olan Devlet Nişanı olarak da kabul edilen ÇINAR ağacının dikilmiş olduğu da tarihi bir gerçektir. Çınarın yaşını merak ederseniz bu gün itibariyle tam sekiz yüz yetmiş yedi yaşın da, nerdeyse On asır dile kolay.
Türk Tarihindeki en büyük savaşı olan,Selçuklu Sultanı II.İzzetdin Kılıçarslan yönetimindeki Türk Ordusu ile Bizans İmparatoru I.Manuel Kommenos komutasında Gelendost ve bağlı çevrelerin geniş düzlüğünde yapılan Miryakefalon (miryokefalon) Meydan Muhaberesinden sonra, Zaferi Kazanan Kılıçarslan savaş sonrasını takip eden yıllarda, Sultanlık Tahtını Oğlu I.Gıyasettin Keyhüsrev’e bırakır,Diğer kardeşler tarafından sonra tahtan indirilir ve sonunda Keyhüsrev selçuklu tahtına iki kez çıkar. İkinci tahta çıktığı Hükümranlık dönemi olan 1200 ler de ; Miryakefalon Savaşında Genelkurmay başkanı olan amcası Devlethan (Sultan II.izzettin Kılıçarslanın Ağabeyi) adına yaptırdığı Camii de okunan ezanla namazlarını eda edenler ile sohbetine devam edenlerin buluştuğu koca çınar kimleri ağırlamadı ki gölgesi altında.
Sonra hem destanlar dinlenirdi yayık ayranı içilirken hem de Selçuklu Atalarımız Türkülerinde TÜRK’ü söylerler, Türküler de ozanların kopuzundan çıkan nağmeler de TÜRK’ü anlatırdı, neredeyse bu bin yıllık tarihi anıt altında.
Yalvaç sevdalısı koca yürekli, ak saçlı bir Ata;
Karşısına aldığı çocukları ve torunlarına ısmarladığı çay ve ayran sohbetinde Yalvaç’a giden yolculuğu anlatmaya başlar.
Bak evlatlarım. İnsanların yer yüzündeki aşamaları bir yolculuktur. Bu yolculuğun evreleri çocuklukla
başlar, büyürler, genç olunur ,evlenilir, çoluk çocuğa karışılır ve de hayatın yükü omuzlara alınır geçim
savaşına girişilir. Sonuç; kim galip gelirse hayattın muzafferi o olur. Yaşlı Koca Ata devam eder;
Burada Yalvaçlıların hayatı; Konya vilayeti ile Isparta Vilayeti sınırını gösteren Doğudaki Sultan dağlarının
ardında Güneşin doğuşuyla başlar ,Isparta il sınırı ile Afyon il sınırının batısını oluşturan Karakuş
dağların da ise Güneşin batışıyla gündüz geceye evrilir.
Tıpkı Edebiyatımızın Koca Çınarı Büyük Şairimiz Yahya Kemal Beyatlı’nın O’ büyük şaheseri olan
‘’Rindlerin Akşamı’’ (RİND: İnsanın Yaratıcısının dışında her şeyi terk etmesi anlamıdır.) şiirinde
anlattıkları gibidir Yalvaçta gün batımı da çok anlamlıdır.
Şairin Şiirin mısralarını hatırlarsak;
‘’ Dönülmez akşamın ufkundayız. Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.
Guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.’’
Yalvaç’ı sevmek demek, benim için Yalvaç’a giden yol ve yolculuğu bu büyük eserde dile gelen mısralarda gizli olduğunu bilirim evlatlarım. İşte bura da olmak var ya; Yalvaç’ımızın o güzel Türkülerin den Erik dalı gevrektir, Ardıçtandır kuyuların kovası ve de Merdiven altında tavuk gıdaklar türküsü beni alır alır götürür ; çocukluğumda çıktığımız ve güvercin avladığımız Masırda ki Yazılı Kaya’ya, Hisarardın da ceviz ve kestane çalmalarımız da işin cabası. Ak köprü, Kaş mahalle, Eski mahalle ve Eymir deki yüzen mandalara taş atma çılgınlığı da vardı bizlerde niye taş atıyorsak hala da anlamış değilim. Sabahları mahalle fırınlarında akşamdan pişirilen Ata yemeğimiz Keşkeği, Hamıusız ekmeğiyle sabah kahvaltısını yapmanın adıdır YALAVAÇ lı olmak. Bu kutlu Şehrinde doğup, burada ölmek de bir ayrıcalıktır derler büyüklerimiz.
İşte budur Kutlu Elçinin adını alan YALAVAÇ ve YALAVAÇ obasından olmak ve Vilayetin en büyük ilçesi Şanlı Türk Tarihiyle zaferleri yaşamış olan Yalvaç ilçemize giden bir sevda yolculuğunun hikayesi.
Yurt içinde ve Yurt dışında yaşayan bütün Yalvaç sevdalıları, bu yollun yolcusu olmanın hala heyecanını sizlerle birlikte yaşar, ve de bu duygunun gururunu yaşarlar. Yalvacımız ve Koca Çınarımız yurtdışındaki gurbetçilerimizin bölgeden ayrılıkların da üzülür, geldiklerinde sevindiğini görür gibi oluruz. Onların varlığı Yalvacımıza ayrı bir yüksek değer kattığı için şehrin ekonomisi yükselir ,darlığa da çözüm kendiliğinden geldiği bilinir. Ayrıldıklarında da hüzün başlar tekrar gelmelerinin yolu gözlenir tekrar hasretin özlemi başlar sevdalı yüreklerde.
Tarihte de bilinir ki doğudan ve batıdan Koca Çınar; ozanların buluşarak, manilerin ve Türkülerin söylendiği, gurbetin adı
YALAVAÇ dır, Tarihe geçen kutlu yerin adı YALVAÇ tır.
’’içimdeki bu yangını sen çıkardın Özünden.
Bana da yanmak düşer O ateşin közünden’’ dizelerinde olduğu gibi.
Bizi buraya çeken budur, diyerek hatıralarla dolu olan sohbet-i nasihat’ını sonlandırır Ak Saçlı Koca.
29/EKİM 2025
Emin ALPERTÜRK.
Makalemi Cumhuriyetimizin 102.yılına armağan ederim.
Cumhuriyetimizi kuran Başkomutan ULU ÖNDER Mustafa Kemal ATATÜRK ve Tüm Silah Arkadaşları ile Türk’ün var oluşundan bu güne kadar Türk Devletin ve Vatanın Bölünmez Bütünlüğü ile Asil ve Necip Kutlu Milletimizin ilelebet payidar kalması ve devamı için, Bu uğurda ŞEHİD olan Kahramanlarımıza ve Gazilerimize teşekkür etmeyi bir borç bilirim.
Sizleri Rahmetle anıyorum. Ruhlarınız Şad, Mekanlarınız Cennet olsun.
5.0
100% (2)