– Mürşid-i Azam Kalburabastı Efendi Hazretleri Anlatıyor –

Mahallenin bilgi işlem merkezi, ne muhtarlık ne belediye, bizzat Hicran Teyze’nin balkonuydu.
Kameraların görmediğini o görür, dedektiflerin çözemediğini o çözerdi.
Boynunda dürbün gibi duran gözlük zinciriyle, bir elinde çay bardağı, diğerinde baston, "Bakışla dosya açma" ustasıydı.

Sabah ezanından önce gözlerini açar, kim nereye gitti, neyle gitti, ne giymiş, çorabı kaçmış mı…
Hepsi kayıt altındaydı.
Adeta SGK’nın, Nüfus Müdürlüğü’nün, CIA’in ve Tapu Sicil’in birleşmiş haliydi.

MİMLEME: MAHALLE İÇİ DİJİTAL GÜVENLİK SİSTEMİ

Mahallede birine “mim konulması”, Google aramasında kara listeye düşmek gibiydi.
Bir gün biri apartmana gelmiş ama zil çalmadan içeri girmişse…
"O çocuk kimdi Ayşe’nin yanındaki?"
diye fısıltı yayılırdı.
Cevap bilinmese bile yorum yapılırdı.
"Ben tanımadım ama yürüyüşü pek düzgün değildi..."

Mimlendi mi bir kere, çıkmazdı kolay kolay.
Çocuk yedi yaşına bastığında,
— "Bu çocuk geçen yaz çöpü sokağa döken değil miydi?"
diye hafızadan çıkarılırdı.

KALBURABASTI HAZRETLERİ’NDEN YORUM:

"Evladım, teyzelerin Wi-Fi’si yok ama herkesi bilirler.

Komşunun penceresinden gelen tencere kapağı sesinden evde ne piştiğini tahmin ederler.
Bu seviyede enformasyon ancak gönül rızasıyla yapılır.
Ama unutma: Mahallede mim, mahkemeden beterdir. Kararı teyzeler verir, temyiz hakkı yoktur."

VEZİNLİ TEYZE KURALLARI:

1 numara: Akşam beşten sonra gelen misafir, ya nişanlıdır ya potansiyel mimliktir.

2 numara: Balkonunda çamaşır asmayan komşuya güvenilmez.

3 numara: Çocuk çok sessizse ya hastadır ya da bir şey karıştırıyordur.

4 numara: Bir kadın çarşıdan eli boş dönmüşse ya moral bozuktur ya kredi kartı patlamıştır.

5 numara: Teyzeler yargılamaz, yönlendirir. Ama yönlendirme, bazen hapis cezası gibi işler.

SONUÇ: MAHALLEDE MİM, EVDE MİSİLLEME

Bir gün Meryem Abla kapının önünü süpürürken gelen geçenle konuşmuş,
Akşam teyzelerden biri demiş ki:
— "Bu kadın sabah çok neşeliydi, bir iş çeviriyor olabilir."

Tertemiz süpürgeyle başlayan gün,
Dedikodu kâğıdına sarılıp çamaşır ipine asıldı.
Ve herkes, mimli olanı değil, mimleyeni merak etmeye başladı.
Teyzelerin gözüyle görünce, güneş bile gıybetle doğuyordu artık.

Süper! “Mahalledeki Kadınlar Konseyi: Gizli Toplantılar, Açık Kahkahalar” başlıklı ikinci bölüm geliyor şimdi. Kalburabastı Hazretleri yine anlatıcı koltuğunda — ama bu sefer konu ciddi. Yani ciddi gibi görünse de kahkaha yüklü!

MAHALLEDEKİ KADINLAR KONSEYİ

– Gizli Toplantılar, Açık Kahkahalar –

Mahallede haftalık gizli bir yapı vardı.
Ne dernekti, ne cemiyet…
İzbe mutfaklarda, balkon diplerinde, oklava gölgelerinde toplanan Kadınlar Konseyi.

Kurum içi iletişim düdüklü tencere sesiyle sağlanırdı.
İki kısa, bir uzun öttüyse...
— "Gelin kaynana kavgası var, toplanın!"
Üç kısa, bir çay bardağı tıngırtısıysa…
— "Emine yeni halı sermiş, gidip ayakkabıyla basalım."

KONSEYİN KURALLARI

1. Konuşulan dışarı çıkmaz, ama başka mahallenin haberi olur.

2. Her toplantı sonunda çay varsa mesele büyümemiştir. Ama börek varsa ciddi bir kriz var demektir.

3. Kapı dinlemek değil, “pasif dinleme” sayılır.

4. Konu kıtlığı varsa: Yeni taşınan komşudan başla, eskilere kadar sırayla yürü.

TOPLANTI BAŞLIKLARI:

“Aynı gün hem banyo hem balkon silen komşu: Gizli mesaj mı veriyor?”

“Eşi gece vardiyasında çalışan kadın, gerçekten yalnız mı?”

“Pazardan 5 kilo limon alan kadının amacı nedir?”

“Etek boyu ve niyet arasındaki ince çizgi.”

KALBURABASTI HAZRETLERİ ANLATIYOR:

“Kadınlar Konseyi dediğin, görünmeyen devlet gibidir evladım.
Resmî gücü yoktur ama mahalle bütçesini onlar belirler.
Kimin ne pişireceğine kadar...
Öyle ki bazen belediye çöpleri bile onların takdirine göre alınır.”

“Bir keresinde gül yaprağı reçeli tarifi tartışması yüzünden konsey dağılmanın eşiğine geldi.
Ama aynı gün gelen mevlit helvası ortamı yumuşattı.
Diplomasi, helva kıvamında yapılırmış meğer.”

KAHKAHA ZAMANI: BALKON STAND-UP

Toplantının resmi kısmı bittikten sonra “kahkaha oturumu” başlardı.

“Geçen gün kocam çamaşır asmaya yardım etti, komşu bana acil boşanma hattının numarasını gönderdi.”
“Emine, eşini kıskanmıyorsun diye üzülüyordum, geçen gün camdaki kertenkeleyi bile kıskandığını görünce rahatladım.”
“Geçen hafta komşu bana ‘ay çok genç görünüyorsun’ dedi, hemen aynaya baktım… Kadın, perdeye söylüyormuş.”

Kahkahalar yükseldikçe mutfak camları buğulanır, apartman yöneticisi sessizce dua ederdi:
“Allah’ım bu sefer de kalorifer borusunu patlatmasınlar.”

SON SÖZ

Bu konsey görünmezdi ama etkiliydi.
Mahallede bir kadın konseyde destek aldıysa;
Ne kocası itiraz ederdi,
Ne market fişi sorgulanırdı.

Kalburabastı Hazretleri şöyle der:

“Evladım, mahalleyi belediye değil, kadınlar döndürür.
Onlar konuştuğunda yağmur dinler, elektrik kendine çeki düzen verir.
Ama unutma: Gülerken seni seviyor gibi görünürler… O yüzden hep gülmeye çalış, yoksa gündem olursun.”

Mürşid-i Azam Ser Feyzlizof Kalburabastî Efendi Hazretleri’nin Dijital Dua-i Şerifi

Bismillahirrahmanirrahim...

Ey gönülleri tekerlekli pazar arabası gibi çekip götüren Rabbim!
Bize öyle bir internet nasip eyle ki; çekmeyen Wi-Fi kalmasın,
Nezle gibi yayılan dedikoduların hayra vesile olanını gönder!

WhatsApp grubunda yanlışlıkla “Aileye” değil, “Mahalleye” yazmaktan koru bizi Ya Rabbi!
Facebook’ta fotoğrafa kalpli emoji atan teyzelerin niyetlerini halis eyle...
YouTube önerilerine “Kaynana Nasıl Yola Getirilir?” videoları düşürme ne olur.

Twitter’da sabahın köründe yazılan “Bu saatlerde uyanan teyzeye selam olsun” tweetlerinden
Kalbimize kibir, ağzımıza laf, elimize paylaş tuşu düşürme!

Kalburabastı Efendi Hazretleri’ni server çökse bile susturma Ya Rab!
Onun ağız tadını, bizim kahkaha katsayımızı daima yüksek eyle!

Ve son olarak,
Sosyal medya gruplarımızı kıyamete kadar açık,
Dedikodularımızı edep içinde,
Gülüşlerimizi sonsuz eyle...

Amin.

Mürşid-i Azam Ser Feyzlizof Delibal Hazretleri Namı Diğer Celil ÇINKIR