0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
176
Okunma
Selef Arapçada önce gelmek anlamında bir kelimedir. Halef- Selef, şu anda meri olan, yürürlükte olan Halef ondan önce yürürlükte olan, ondan önce yaşayan, var olan Selef tabiri ile ifade edilir. Bu kavram Hazreti Muhammed Mustafa Sallalhu Aleyhi ve Sellem Efendimizin
"En hayırlı nesil benim neslimdir (sahâbe), sonra onları takip edenlerdir (tâbiîn), sonra onları takip edenlerdir (tebeu’t-tâbiîn)."
(Buhârî, Fedâilü Ashâbi’n-Nebî 1; Müslim, Fedâilu’s-Sahâbe 210)
Hadisi şeriflerine dayanan ehli sünnet anlayışında salih ve mübarek 3 nesli ve onların alimlerini kast etmektedir. İslami bir terim olarak ilk 3 nesil Müslümanları ve alimlerini kapsayan oldukça zengin ve kalabalık her birerleri birbirinden mübarek alimleri ve ilk dönem Müslümanlarını içine alır. İslam dini müteselsil yani zincirleme ilerlediği için selef alimlerinin ilimleri ve amelleri günümüze kadar ulaşmıştır. Yürürlükten kalkmaz, kaldırılamaz. Selef-i Salihinin en önemli özelliği sahabe Müslümanlığını korumak, zahidane, azitmetlerle, ali himmet olarak islamiyeti yüksek gayretlerle yüksek çabalarla yaşamak, örnek olmak, yayılmasını öğrenilmesini sağlamaktır. Selef-i Sâlihîn bu şekilde üç nesilden oluşur
1. Sahâbeler (Ashab-ı Kiram):
o Hazreti Muhammed’in (s.a.v.) arkadaşlarım dediği kişiler. Bedir Ehli, Uhud Ehli, Hendek Ehli, Hudeybiye Ehli, Ehli Beyt, Hz. Muhammed’i (s.a.v.) gören, ona iman eden ve onunla birlikte yaşayan Müslümanlar, Hazreti Muhammed’in arkadaşlarım dediği kişiler.
o En bilinenleri: 4 halife Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Muaz b. Cebel, Abdullah b. Mes’ud, Enes b. Malik, Ebu Hureyre, Hzr. Aişe (r.anha), Selman-ı Farisi, Ebu ZER vb.
2. Tâbiîn:
o Sahâbeyi gören ve onlardan ilim öğrenen nesildir. Sahabeler ilim ve derece bakımından Resulullah S.A.V’i bizzat gördükleri ve arkadaşları oldukları için en üstün olarak kabul edilirler. Sahabelerin en düşüğü kabul edilen Hazreti Vahşiye Tabiin ve Tebe-i tabiinin en büyüklerinin dahi yetişemeyeceğine hükmedilmiştir. Çünki onlar Hazreti Muhammedi Sallahu Aleyhi Ve Sellem Efendimizi bizzat görmüşler, huzurunda bulunmuşlar, nuru ile nurlanmışlardır. Tabiin ise bunlara tabi olan ve bunlardan ilim tahsil eden âlimler ve Müslümanlardır. Hasan-ı Basrî, Said b. el-Müseyyeb, Ata b. Ebi Rebah, Alkame b. Kays vb.
Hasan el-Basrî (v. 110/728) Basra şehrinde yaşamış, En meşhur Tâbiîn âlimlerindendir. Zühd, ahlâk, takva ve hikmetli tavır ve davranışları ile tanınır. Öğüt verici halkı davet edici bir çok hikmetli sözü ve menkıbeleri anlatılır. Hasan Basri Hazretleri döneminde çok güçlü bir muhaddis olarak hadisler nakletmiş ve insanları etkileyen bu gün bile anılan hatırlanılan öğütler nasihatler veren bir vaizdir.
Said b. el-Müseyyeb (v. 94/713) Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali’nin çocuklarıyla akrabalığı vardır. Önemli Fıkıh ve hadis alimlerindendir. "Fukahâu’s-Seb‘a" (Medine’nin 7 fakihi) olarak bilinen alimler arasında yer alır. Medine fıkıh okulu olarak isimlendirilen ekolün önde gelen ismlerindendir.
Alkame b. Kays (v. 62/681) Abdullah b. Mes’ûd’un öğrencisidir. Kûfe fıkıh ekolünün kurucularındandır. İmamı Azam Ebu Hanife’nin ilmî silsilesi ona dayanır.
Ata b. Ebi Rebah (v. 114/732) Mekke’de yaşamıştır. Tâbiîn’in önde gelen fakihi ve müfessiridir. Abdullah b. Abbas’ın öğrencisidir. Özellikle hacc, fıkıh ve tefsirle ilgilenmiştir.
Mücahid b. Cebr (v. 104/722) İbn Abbas’ın öğrencisidir. Tefsir alanında öncüdür. Kur’an’ı birçok kez İbn Abbas’a okuyarak tefsirini öğrenmiştir.
İkrime (v. 105/723) İbn Abbas’ın azatlısı ve öğrencisidir. Tefsir ve hadis ilminde önde gelen isimlerdendir.
Şa‘bî (Amir b. Şerahil) (v. 103/721) Kûfe’nin meşhur fakih ve muhaddislerinden. Sahâbeden birçok kişiyle görüşmüştür. Geniş hadis bilgisiyle tanınır.
Nafi‘ (v. 117/735) Abdullah b. Ömer’in azatlı kölesi ve öğrencisidir. Hadis ilminde güvenilir râvidir. İmam Mâlik’in hocasıdır. Muvatta’daki "Altın Silsile" ondandır:
Mâlik → Nâfi‘ → İbn Ömer
Tavus b. Keysân (v. 106/724) Yemenli bir tâbiîndir. Abdullah b. Abbas’ın önde gelen öğrencilerindendir. Zühdü, takvası ve fıkıh bilgisiyle tanınır.
Mesrûk b. el-Ecdâ‘ (v. 63/682) Kûfe’nin önemli âlimlerinden. Abdullah b. Mes’ûd’un öğrencisidir. Zühd ve takvasıyla tanınır.
Tâbiîn Âlimleri;
• Doğrudan sahabeden ilim almışlardır.
• Fıkıh, hadis, tefsir ve zühd alanlarında öncüdürler.
• İslamî ilimlerin kurumsallaşması bu dönemde başlamıştır.
• Birçok mezhep kurucusunun hocası bu nesilden çıkmıştır (örneğin: İmam Mâlik’in hocası Nafi‘).
3- Tebe’u’t-Tâbiîn:
Silsile yolu ile Tabiin alimlerini gören ve onlardan ilim alanlardır.İmam Evzâî, Süfyân es-Sevrî, Leys b. Sa’d, Abdullah b. Mübarek, Fudayl b. İyâz vb.
Aşağıdaki isimler hem itikadî, hem fıkhî, hem hadis, hem de zühd açısından tebei tâbiîn dönemine mensup önemli şahsiyetlerdir:
İmam Evzâî (v. 157/774)
Şam merkezli bir fıkıh okulunun kurucusudur. Dönemin önde gelen fukahâsındandır. Sünnete sıkı bağlılığıyla tanınır.
Süfyân es-Sevrî (v. 161/778)
Hadis ve fıkıh âlimi, aynı zamanda büyük bir zahid. Kûfe ekolünün etkili isimlerinden. Evliya-u Allahtan olduğu kesindir. Eser bırakmamış ama görüşleri öğrencileri vasıtasıyla aktarılmıştır.
Fudayl b. İyâz (v. 187/803)
• Zühd ve takvasıyla tanınmış, meşhur bir mutasavvıf ve muhaddis. Bağdat’ta yaşamış ve birçok âlime etki etmiştir.
Abdullah b. Mübarek (v. 181/797)
Hadis, fıkıh, zühd ve cihad alanlarında derin bilgi sahibiydi. Hem zahid hem de mücadeleci bir âlimdi. Büyük bir muhaddis olarak saygı görmüştür.
Leys b. Sa’d (v. 175/791)
Mısır’ın en önde gelen âlimlerinden biri. Kendi fıkıh ekolünü kurmuş, ancak mezhebi zamanla yayılmamıştır. İmam Mâlik ile çağdaştır.
Ma’rûf el-Kerhî (v. 200/815 civarı)
Zühd ve tasavvuf ehli büyük âlimlerden. Ahmed b. Hanbel’in de çağdaşıdır.
Vekî‘ b. el-Cerrâh (v. 197/812)
Süfyân es-Sevrî’nin öğrencisi. İmam Şâfiî’nin de hocalarındandır. Hadiste güçlü bir râvidir.
Yahya b. Sa‘îd el-Kattân (v. 198/813)
Hadis tenkidinde otorite kabul edilir. Hadis râvilerinin güvenilirliğini değerlendirmesiyle tanınır.
Abdurrahman b. Mehdi (v. 198/814)
Hadis usulü ve tenkidi alanında derin etkileri olan bir âlim. Ahmed b. Hanbel ve Yahya b. Ma‘în gibi isimleri etkilemiştir.
Bu Neslin Özellikleri:
• Hadis İlmi: Bu dönemde hadis toplanması ve tasnif edilmeye başlanmıştır.
• Fıkıh: Mezheplerin temelleri bu dönemde netleşmeye başlamıştır.
• Zühd ve Takva: Bu nesil, dünya nimetlerinden uzak durarak ibadet ve ahlaka yönelmiştir.
• Sünnete Bağlılık: Selefî anlayış bu dönemde sistematik hale gelmeye başlamıştır.
o
Selef-i sâlihînin ilmî ve fıkhî mirasını sürdüren, daha sonraki dönemlerde de Selefî anlayışı temsil eden veya ona dayanak oluşturan önemli bazı âlimler şunlardır:
• İmam Mâlik (v. 179/795) – Medine ekolünün kurucusu, sahâbe geleneğine bağlı kalmasıyla tanınır.
• İmam Ebu Hanife (v. 150/767) – Rey ehli olarak bilinse de sahâbe ve tâbiîn fıkhına dayanır.
• İmam Şâfiî (v. 204/820) – Hadis ve fıkıh metodolojisinin (usûl) kurucusudur.
• İmam Ahmed b. Hanbel (v. 241/855) – Selefî anlayışın öncülerindendir. Hadislere sıkı bağlılığıyla bilinir.
• Süfyân es-Sevrî, Leys b. Sa’d, Abdullah b. Mübarek, Fudayl b. İyâz – Zahidlikleri ve sünnete bağlılıklarıyla tanınırlar.
Selef-i Salihin’in Temel Özellikleri
• Kur’an ve Sünnet’e sıkı bağlılık
• Bid’atlerden sakınma
• Sahih itikada önem verme
• Dinde kolaylık ve orta yolu benimseme
• Zahidane (dünyaya bağlı olmayan) yaşam tarzı
• Sahabe örnekliğini esas alma
Bu bilgiler ışığında görülüyor ki Radikal kökten dincilik, Dogmacılık, Tekfircilik olarak algılanan ve bu türden uygulamaları ile günümüzde ürkütücü korkutucu hale gelen Selefilik tasaffi ettirilmelidir. Selef-i Salihin Salihlerin Önde gelenleri anlamına gelen selef alimleri İslamiyetin en önemli değerleri en önemli mirasları, en mümtaz şahsiyetleridir. IŞID gibi DEAŞ gibi teşkilatların Selefi olarak adlandırılması, saçma sapan islamda olmayan uygulamalar yapılması belki de bir kurgunun neticesidir. Yahudi ve Hıristiyanlara bak Müslüman olursanız saç sakal karışık düzensiz, pejmürde uygulamaları şiddet, vahşet, Tekfir, yakıp, yıkma akla ve mantığa dayanmanın ötesinde ileri derecede sapık ve merhametsizce katletme, tekfir etme şeklinde gösterilerek belki de mülüman olmak isteyecek bir çok Yahudi ve hıristiyanın psikolojik olarak etkilenmesini sağlayıp islamla şereflenmesini engellemek, mevcut Müslümanlarında bu sapık duygu, düşünce ve hareketlerin olumsuz etkileriyle iğrenerek Müslümanlıktan uzaklaşmasını, ellerini gevşetmesini sağlamaya yönelik bir çalışma ve proje olabilir. Sonuç olarak Selefilik çok kapsamlı bir şekilde ele alınarak, Bu sapıklık nasıl ortaya çıktı Selefi Salihin imamaları ve anlayışı nedir nasıldır. Bu selefiliğin bu hale gelmesinde etken faktörler, yardımcı yabancı ve uluslararası güçler nelerdir, kimlerdir. Nasıl bir süreçten geçerek, nerelerde hatalara yönelerek bu hale gelmiştir, getirilmiştir, Nasıl tasaffi eder, aslına rücu eder. Bu konuda ciddi olarak kafa yorulmalı, problemler tespit ve teşhis edilmelidir.