0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1075
Okunma
ÖZGELİŞİM VE FIRSATLAR
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Bazen düşünüyorum da insanaların hayatı bıyunca önlerine o kadar fırsat geçiyor ki, bu fırsatları değerlendirseydiler eminim hayatta fakir ve muhtaç insan sayısı bugünkinden çok daha az olurdu.
Değerli dostum,
“Fırsat dedim de aklıma geldi. Fırsat “ben fırsatım” diye bağırarak gelmez. Fırsatı ancak basireti açık, akıl gözü keskin ve özgelişime açık insanlar fark edebilir. Yoksa fırsatı anlatsan adam “para yok, ortam yok, imkan yok” demeye başlıyor. Bunu da master, doktora yapmış insanlar söylüyor çok zaman.
Sevgili dostum, güzel Kardeşim,
Bu dünyadaki mkanlar dünyadaki tüm insanlara yetecek seviyededir bence. Derler ki atalarımız “ Ağılda oğlak doğar tarlada otu biter” Gene, yaradan herkesin rızkını vereceğini söyler.
Sevgili dostum,
Bir kadının kocası ölmüş de, komşusu çekine çekine “Kocan öldü şimdi neyle geçineceksin “ diye sormuş. . Kocası ölen kadın demiş ki “ A komşum şu sözüne bak. Rızkı yiyen öldü veren değil” demiş. Ne güzel cevap. Yaradan bile gayret edene çabalayana vereceğini söyler. Bir arkadaşın dediği gibi” Çalışana Allah veriyor”
Sevgili dostum , özgelişim yolcusu,
İşte burada özgelişimin önemi ortaya çıkıyor ve bizle yazdıklarımız ve sözlerimizle insanları çalışmaya ve üretmeye sevk ederken teşekkürden çok küfür de yiyoruz ki, bu bizim değil bunu yapanın ayıbı. Ne yazık ki cahil insanlar, küfürlü konuşmayı, küfür davranışlarını çağdaşlık ve ilericilik sanıyorlar. Bu durumda onlara mesafeli olmak da yetmiyor. Küssen de fayda etmiyor. Yüzüne tükürsen rahmet yağıyor diyolar nerede ise. Bunlar fırsatı nasıl görecek sence?
Sevgili dostum,
İnsanların sürekli tekrarladıkları saçma sözler ve davranışlardan dolayı, insanlar bir süre sonra fırsatı devamlı anlattıkları halde anlamayan insanlardan uzaklaşıyorlar. Fırsatteper insan hatayı kendinde aramaz da “ben gerçekleri söyledim ama anlamadı” der. Önyargı öyle bir şey.
Sevgili dostum,
Fırsatları görebilmemiz için hayatımızı değiştirmemiz gerekmez. Bakış açımızı değiştirsek bile yeter çoğu zaman. Bir ayakkabı firması iki elemanını Afrikaya yollamış. Fırsatsever eleman “ Burada kimse ayakkabı giymiyor, Ayakkabının önemini iyi anlatırsak , insanlara ayakkabının ihtiyaç olduğunu vurgular ve inandırırsak çok ayakkabı satarız” diye rapor etmiş. Fırsatteper eleman ise “Burada kimse ayakkabı giymiyor , ayakkabının önemini anlatamayız ki, anlatsak da kimse ayakkabı almaz.Burada insanlar cahil . Bura bizim için ölü bir Pazar” diye rapor yazmış. İki bakış açısı işte.
Sevgili dostum güzel Kardeşim,
Mesela bana bakacak olursak kimi geliyor der ki “ boşa yazıyorsun, bu yazıları kimse okumuyor, ciddiye almıyor. Maddi ve manevi kazancın yok ki? Niye yazıyorsun bırak” der. Ben derim ki “ Niye boşa yazıyorum. Bugün gazetede kimse okumaz ama, yarın bakarsın bu yazıları beğenen , okuyan ve faydalanan bir girişimci , sponsor bularak bunları kitap yapar. Hem satar para kazanır, hem de okuyup faydalananlar , yazıları topluca bir kitapta görmenin sevincini yaşar. İmkanı olan topluca alarak çevresine hediye eder. Ben de daha çok kişiye faydalı olmanın manevi sevincini yaşarım. Çocuk okumazsa torun okur” dediğimde çok kişi güler. Özgelişim okumanın ve buna inanmanın ve bunu yazmanın fırsatı da bu benim için. Varsın gülsünler. Olumlu bakış açısı , fırsatı görmek manevi zenginliği insanın var olduğunun sevincine ermesine sebep olur.
Sevgili dostum , Güzel kardeşim,
Başkalarının ne dediğine kulak tıkadığımızda, onların bu saçma konuşmalarından ve tutumlarından uzak kaldığımızda, özgelişimimize daha çok zaman ayırmak, bizi ileriye daha olumlu bakmaya sevk ediyor. Bizim olumlu güzel düşüncelerimizi biz izin vermedikçe kimse karamsarlığa dönüştüremez değil mi ama. Bizle yıllarca aynı çatı altında yaşadığı halde özgelişimi gelişmemiş ve olumlu düşünmeyi insan öğrenememişse senin, benim ne suçumuz var?
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Bazen insanlardan uzak kalıp da olumlu düşüncelere dalınca insanın aklına güzel fikirler geliyor. Mesala ben bu mektubu sabah yazmayı düşünemezken, akşam yemeğimi yemiş, çayımı içerken fırsatteper bir arkadaşım aklıma geldi de ben de hemen yazayım , fırsatsever dostum , yani sende okuyarak birşeyler öğrenmiş olursun diye düşünerek yazıyorum. İki dost farkı işte , kimi ilham verir, kimi ilhamını saçma ve sürekli şeyler anlatarak ilhamını alır yani kaçırır. Hayat böyle şeyler ile dolu işte anlayana ve düşünene.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Geçtiğimiz günlerde ilginç bir olay yaşadım. Konumuzla alakalı da anlatayım. Baba ve amcaları ile arkadaş olduğumuz bir genç Bir arkadaşını getirdi tanışmaya. Arkadaşı ile sohbet ederken, genç bir süre sonra “yoğunum” demeye başladı. Dedim ki “ Yoğunum” sözünü çok söylersen, yoğunluğun artar. Ben bu sözü sevmem. Sen de söylememeye bak.” Dedim. Buna küstü. Arkadaşını da alarak gitti.Sonradan attığım Mesajlarıma cevapda vermedi.Yeni tanıştığımız ve beş dakkada kaynaştığımız arkadaşı da aramadı daha. Belli ki genç ona “onu arama daha boş ver” demiştir. Sence bunda kim kazançlı? Kim kaybetti? Senin “sana teşekkür etmesi gerekirken , küfreder gibi hem de arkadaşını da alarak gitmesi onların zararına olmuş, sonradan pişman olacaklarda gururdan bunu da söyleyemeyecekler” dediğini duyar gibiyim.
Sevgili dostum,
Gene geçen gün, bir genç gülümseyerek yanıma geldi. Ben tanıyamadım “ben on sene önce seninle sohbet ederdim. Kişisel gelişim dergieri verirdiniz, bunlar halen duruyor.Hepsi çok ama çok güzellerdi. Sizin değerinizi o zaman anlayamadık” dedi. Sohbet ettik, baktım eskiye nazaran gelişmiş ve daha dikkatli dinleyen ve anlayan insan olmuş. Sevindim. Yani fırsatteperken fırsatsever olmuş. Keşke herkes beni senin gibi zamanında ve her zaman anlasalarda bilgi ve sevgimi her daim paylaşsam.
Sevgili dostum,
Amaç hataları söylemekten öte, hatalardan zamanında ders alarak zamandan kazanmak bunlar anlatmaktaki amacım.
Kime “gel çay içelim, pide yeyelim, defter kalem vereyim kardeşlerine götür desem” hemen bahaneleri sıralıyorlar. Halbuki maksat yemek içmek değil hediyeleşmek ve fikir alışverişi. Sence hemen bahane bulan insan fırtsatsever mi fırsatteper mi?
Sevgili dostum, güzel kardeşim,
Sana uzun zaman yazmazken, baktım aklıma geldi sana uzun zaman mektup yazmadığım. Baktım senin varlığını düşününce üç gün boyunca üç mektup yazmışım. Demek ki ,boş konuşmaları ile bizi üzenlerden uzaklaşınca bizi gerçek dinleyen mektubumuzu okuyan, seni düşündükçe hem olumlu düşünüyor, hem moral buluyor, hem mektuplarımızla sana ve okuyana faydalı oluyoruz. İyi ki varsın, iyi ki fırsatseversin. Sen çok yaşa güzel dostum.