0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
271
Okunma
- Gerçek Aydınlık, Alçakgönüllülükle Ölçülür -
Aydın dediğimiz kimdir?
Çok kitap okuyan mı, çok yazan mı, çok bilen mi?
Yoksa bilgisiyle büyürken kalbiyle küçülmesini bilen, mütevazı kalabilen mi?
İşte bütün mesele burada saklıdır.
Aydını aydın yapan, sadece bilgi birikimi ya da kaleme aldığı eserler değildir. Gerçek aydın, kitaplarının ötesinde, kalbinin ve zihninin ışığını topluma yansıtan kişidir. Ne kadar çok kitap okuduğu, ne kadar derin fikirler taşıdığı tek başına ölçüt olamaz. Çünkü okudukları, düşündükleri ve yazdıkları onu daha mütevazı, daha nazik ve daha paylaşımcı kılmıyorsa, orada bir eksiklik vardır.
Ne kadar bilgili görünürse görünsün, bilgi insanlara tepeden bakmak, onları küçümsemek veya sadece kendi ününü parlatmak için kullanılıyorsa, bilginin özüne ihanet ediliyordur. Aydın olmanın en büyük göstergesi; sahip olduklarını paylaşmak, ışığını herkese ulaştırmak ve bunu yaparken de kibirden uzak durmaktır.
Ne yazık ki bazı kalemler, toplum için değil; piyasa için çalışır. Yazdıkları satırların arkasında değil, satışların peşindedir. Sözcükleri birer ticari meta gibi kullanır, düşünceyi bir ürün gibi paketler. Oysa gerçek yazar, bilgiyi bir ticaret malı yapmaz; onu insanlığın ortak hazinesi bilir.
Gerçek aydın, bilgisini kendisinden sonra gelen genç yazarlarla paylaşır, onlara yol gösterir. Eğer paylaşmıyor, toplumun içine karışmayı ve izole kalmayı tercih ediyorsa; ışığını saklıyor ve örnek olmayı da reddediyorsa, bu tutumun adı paylaşmamak değil, düpedüz bencillik ve kibirdir.
Aydın olmak, sadece “bilmek” değil; bildiğini insanın hizmetine sunmaktır. Alçakgönüllülükle, incelikle, paylaşarak… Eğer bu yoksa, geriye sadece gösterişli ama içi boş bir vitrin kalır.
Unutmayalım ki: Gerçek aydınlık, kitapların içinde değil; kalpten kalbe taşınan tevazudadır.
5.0
100% (1)