Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Tu
Turan Yalçın

Özgelişim ve Gösteriş

Yorum

Özgelişim ve Gösteriş

0

Yorum

6

Beğeni

0,0

Puan

1161

Okunma

Özgelişim ve Gösteriş

ÖZGELİŞİM VE GÖSTERİŞ
Sevgili dostum, özgelişim yolcusu kardeşim,
Bazı insanlar yalnız kalmayı ve yalnız kalırken okumak, yazmak kitap okumak dizi izlemek v.b gibi işler yapmaktan zevk alırlar. Benim gibi. Bu yalnızlıklar insanı üretken ve insanlara faydalı eserler üretmeye sevk ederken, çoğu da bunları pısırık, içine kapanık ve toplumla entegre olamayan, toplumun dışladığı insanlar sanırlar.
Sevgili dostum,
Onların bu durumuna bakan bazı kimseler de “toplum dışladığından böyleler” derken aynı zamanda kıskançlıklarını ve kendi üretkensiz tutumlarına bir kılıf bulmaya çalışırlar. Bunlardan da çokça çevremizde görürüz.
Sevgili dostum,
Çok insan da mesela sevmediği insanların cenaze ve düğünlerinde , herkesin göreceği yemekli toplantılarda bulunmaya çalışarak zoraki sosyal insan olduklarını göstermek için gösteriş yaparlar ve bunu da “itibarlı insan olmak” olarak çevrelerine kabul ettirmeye bakarlar. Böyle hava estirenler ne yazık ki toplumda çokça rastladığımız şahıslar. Bunlar toplantılarda bulundukları zaman söz ve tavırlarını ne yazık ki topluluklardan uzak iken yani halk arasında iken tam tersi gösterebiliyorlar. “Nabza göre şerbet” misali.
Sevgili dostum özgelişim neferi,
İşte burada özgelişim insanların gereksiz gösteriş yapmalarını ve “ ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” düsturuna uygun olarak insanın hem toplantılarda hem de başbaşa dost sohbetlerinde aynı insan olması için, insanı eğitmeye, düzgün insan olmanın yollarını öğretmeye bakar.
Sevgili dostum,
Ego, nefis, özbenlik gibi kelimeler ile ifade edilen insanın “ben de varım” tavrı, hem söz hem de davranışları ile görünür, “dil yalan söyler ama beden yalan söylemez” düsturu gereği, özgelişim yolcusu beden dili ve hitabet sanatı konularında ya eğitim alır ya da kitaplar ve dergi yazıları ile söz ve davranışlarına çekidüzen verir. Bunu bilimsel olarak işleyen kitaplardan ben her zaman faydalandım.Hem yerli hem yabancı yazarların kitaplarını okudum çünkü. Faydalanacak olanlara da kitaplar önerdim. Dost sohbetlerinde bildiklerimi anlattım, okul davetlerinde gençlere de dilim döndüğünce anlayacakları dilde anlatmaya çalıştım. Anlatırken de yeniden öğrendim ve bugünlere böyle geldik.
Sevgili dostum,
Özgelişim yolculuğu inanç ve sabır isteyen, öyle her insanın “ha “ dediği zaman yapacağı şey değil ve halen kitaplar okumaya ve yukarda anlattğım çalışmaları yapmaya devam ediyorum.. Amaç hem yeniden öğretmek ve öğrenmek hem de senin gibi öğrenmeye doyamayan dostlara da tekrarlayarak öğretmek. Ama her dost bunları okumaz ve dinlemez bile “ o beni arasın, beni anlasın, beni dinlesin”diye düşünür.
Değerli özgelişim yolcusu dostum,
Gösteriş için dost görünen, gösteriş için görünmeye çalışan ve “ ben varım” mesajını vermeye çalışan insanların çoğunun boş teneke olduğunu görüyoruz. Gerçek birikimi olan, gerçek insan olmak isteyen ve yardımsever olan insan gösteriş için bir yerde bulunmaya çalışmaz ve sevdiğini ve sevmediğini söz ve davranışları ile iletir. Böyle insanları dostları kadar düşmanları da sever. Çünkü özü sözü bir insan muhatabına öğretmeye çalışır. Söz ve yazılarından en çok kendisini sevmeyen veya kıskandığı veya kabullenemediği için istemeyen insanların önyargılarının kırılması için onların faydalanmasını ister. Düşmanlıklar çok zaman bilir ki, önyargılardan , gereksiz kıskançlıklardan olmadığı halde “ben varım” diyenlerden doğar.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Kendini eğitmeyi, öğrenmeyi sevmeyene en yakın dostları bile yardım edemez. Çünkü o gerçekleri söyleyen gerçek dostlara değil kendisine yaranmak için, kendisini olmayan özelllikleri ile öven yalaka ve yardakçılara bakar. Halbuki gerçek dost, gerçekleri ya kimse yokken ve bir kere söyler ve ısrar etmez. Bakar dinlenmiyor ve itibar görmüyor, muhatabı da onu yönlendirmeye , monüple etmeye çalışıyor. Bu sefer bıkkınlık geldiğinde ondan sessizce uzaklaşır. Bu sessizce uzaklaşma gerçekten de insanı rahatlatır çok zaman. Bunu ben son zamanlarda daha çok yapmaya başlayınca baktım daha çok okumaya ve kendimizi muhasebeye çekmeye daha çok zaman ayırarak hatalarımızı daha net görmeye başlıyoruz. Bu da yani hataları görmek de kendimizi eğitmenin en güzel yolu.
Sevgili dostum,
Son zamanlarda izlediğim dizilerde doktorların söylediği şu “bilinci olan ama konuşamayan ya da yatalak hastalara en güzel ilaç sevgi ve saygı, aile ortamı sıcak ilişkiler. Sevilmeyen çocuklar ise intikamcı, saldırgan, en yakınlarını bile zarara sokmaktan çekinmeyen , sevgsisizlik sonucu , içki ve kumara eğlenceye daha çok düşkünlükle kendilerini avutmaya çalışıyorlar. Çok kişi dizi ve filmleri eğlence olarak görse de ben öğrenme aracı olarak görüyorum. Herkesin bakışı farklı ne de olsa.
Sevgili dostum , güzel kardeşim,
Bir de şunu fark ettim ki, gösterişi seven insan ile gösterii sevmeyen insanın samimi dostluğu olmuyor. Göterişsever insan muhatabnı hep aynı sözler ile inciterek, ondan hep istesekte bulunarak , sohbette çayları bile ona ödeterek, adeta sen bana muhtaçsın havası estirmeye gayret ediyor.. Ona sorsan “ben bunu samimiyetten yapıyorum” der. Özgelişim işte bu gösteris meraklılığını azaltmak ve içi dışı bir insan olma yolculuğu yapmak için var her zaman. Bunu anlatmaya çalışıyoruz işte. Özü geliştirmek çabasını çevre fark eder. Fark etmeyen varsa kör ve sağırdır. Çünkü gelişimi görmemiş, duymamış ve anlamamıştır.
Sevgili dostum,
İnsan tabii k güzel işler yapacak ve bunu da insanlara duyurursa güzel . Ama çalışmalarını duyurmadan da yaparsa bu daha güzel ve yaptığı yardımın muhataplarının işine yaraması daha güzel . Ama sürekli kendine yardım eden insana “daha çok yardım et, sen değersizsin, benim her sözüm doğru “ mesajı vermek hoş değil. Değer verene aynı ile değer vermeye çalışmak için çabalıyorsa dostun bir yerde durarak iyice düşünmek lazım.
Sevgili dostum, özgelişim sevdalısı kardeşim,
Bak gene laf lafı açtı birde baktık ki mektubumuzun sonuna gelmişiz, demek ki gösteriş meraklısı sözde dostlar bizi son zamanlarda bu kadar üzmüş ki, dolmuşum ve mektup ile sana boşalınca duygular sayfalarda seller gibi olmuş, düşünceler çağlamış deniz olmuş.
Sevgili dostum,
İşte en sevdiğim özelliğin bu. Sabırla dinlemen, sabırla okuman ve “sen kabul etmesen de gerçekler böyle, toplum böyle düşünüyor” gibi abuk sabuk sözler sarf etmemen. Bizim düşüncelerimiz şahsi. Topluma adına kimsenin konuşmaya hakkı yok. Bir insana veli diyende deli diyende olur. Hüner velilik ile deliliği fark etmek gösteriş yapmak değil. Bilmem anlatabildim mi?

Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Özgelişim ve gösteriş Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Özgelişim ve gösteriş yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Özgelişim ve Gösteriş yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL