1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
144
Okunma
Beddua farzdır
Ey Gazzeli beddua da farzdır...ASA ve gemi de farzdır...yani nükler de farz...Sünnetullahça yaşa örtüş Allahla Allah asa verdi hicret nasib oldu hz musaya...7 uyurlara mağara nasib oldu...sığınak da farzdır...Örtüş Allahla...
Tebbet suresi okuyoruz namalaeda beddua ediyoruz namazın cüzlerndendirbeddua...yani farzdır ebu leheblere beddua...Musaları korumak farz Firavunları boğmak farz...sünnetullah bu cihad farzdır...Namazlar namazdaki kıraatler bunu öğretmedi mi...Namazın cüz’üdür parçasıdır bu.. bu öğretiler de...
Beddua namazdır..."o kıdığın namaz değil...ebu-leheblere beddua duygulu değilsen..."Musaları asa nasib eeek krudu Alah Nuhlrı mi vererek krudu tufanlardan ...Musalarıkorumak lkün olsun...namazın namaz olsun değilse uygusuz zsüz bir beden hareketi olur namazın...deve yavrusu da secde hareketini yapıyor...
﴾Rad/11﴿ Kişinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır. Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz.
Beddua farzdır
Beddua ne mi...Bir kimsenin başına kötü şeyler gelmesi için yapılan dua. Kulun bütün benliğiyle yüce yaratana yönelerek ondan istek ve dilekte bulunması anlamında dinî terim ve bu amaçla icra edilen bir ibadet şekli. Allah’ın bağış ve merhametinden uzak olma anlamında bir terim.
Beddua, Farsça’da “kötü” anlamına gelen bed ile Arapça’da “dileme, isteme” gibi anlamlara gelen dua kelimelerinden oluşmuş bir birleşik isimdir. Dinin zulüm ve haksızlık saydığı geçerli sebeplere dayanması şartıyla beddua etmenin câiz olduğunu gösteren âyet ve hadisler vardır. Nitekim müfessirlerin çoğu, “Allah kötü sözün alenen söylenmesini sevmez; ancak zulme uğrayanlar hariçtir” (en-Nisâ 4/148) meâlindeki âyetin haksızlığa uğrayanların zalime beddua etmelerine izin verdiğini belirtmişlerdir. Ayrıca Hz. Peygamber’in de müslümanlara işkence etmek, İslâm dinine şiddet ve baskı yoluyla karşı koymak gibi kötülükleriyle tanınan bazı müşriklere beddua ettiğini ve bu bedduasının etkisini gösterdiğini bildiren hadisler vardır. Bu hadislerin birinde verilen bilgiye göre Resûl-i Ekrem, müşriklerin önde gelenlerinden Ebû Cehil, Ümeyye b. Halef (veya Übey b. Halef), Utbe b. Rebîa, Şeybe b. Rebîa ve Ukbe b. Ebû Muayt’ın içinde bulunduğu yedi kişi hakkında beddua etmiş ve hadisin râvisi İbn Mes‘ûd’un bildirdiğine göre bu kişilerin hepsi Bedir Savaşı sırasında öldürülmüş, böylece Peygamber’in bedduası yerini bulmuştur (bk. Müsned, I, 393, 397). Yine Hz. Muhammed’in müslümanları uyarmak düşüncesiyle, paraya taparcasına düşkün olan (Buhârî, “Cihâd”, 70, “Riḳāḳ”, 10), ana babaya âsi olan (Müsned, II, 346; Müslim, “Birr”, 8) bazı kimselere ad vermeden beddua ettiği bilinmektedir. (TDV ansiklopedisi)
Allahın duygularıyla duygulan boyasıyla boyan Ahlakıyla ahlaklan değilse ona yaklaşamazsın ki...Namazın namaz secden secde kıyamın kıyam kıraatin kıraat olmaz ki...Düşüncen marifet-i uhamme olsun imamın olmalı hz muhammed...Kaben olmaz ki kabe hz İbrahmin düşünceleri duyguları eylemleri halleri değilse halin...örtüş o örneklerle hz İbrahimle hz muhammedle örtüş...yalandan şehadetle mü’min olunmaz bari tevbe et...İmtihandasın...