Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Entellektüel-41
Entellektüel-41

ARDINDAN-3

Yorum

ARDINDAN-3

( 9 kişi )

4

Yorum

15

Beğeni

5,0

Puan

254

Okunma

ARDINDAN-3

ARDINDAN-3



Ben ihmal ettim, sen sabrettin. İşten eve yorgun fakat arzuyla her gelişini çatık kaşlarımla, hoşnutsuz tavırlarımla sabote ettim. Arzuyla çaldığın kapıyı bile geç açtım. Gülerek uzattığın çiçek demetlerini görmezlikten geldim. Oysa onlar benim içindi, tebessümünün güzelliklerine sinmiş nadide kokular nedense beni mutlu etmedi.

Eve aldığın yiyeceklerin en iyisini getirirdin. Ben se “misafir mi gelecek” diye hep kendimi önemsiz görürdüm. Oysa o değerli misafir hep bendim.

Çünkü tebessümle “senden iyi misafir mi olur” diyerek sıcacık mesajlarınla yüreğimde beyaz güvercinler uçururdun. Meğerse gerçek sevgiyi taşırmış onlar. Bu mesajları bir türlü anlamadım. Kalbime giden yolun kapısını hep sana kilitli tuttum.

Misafir sözcüğünün değerini bilip gururlanmak yerine, kendi evimde kendimi emanetçi gibi gördüm hep. Yuvamızın en muti koruyucusu, eşimin en sadık dostu, evimin sultanı olduğum gerçeğini bir türlü hatırlayamadım.

Hangi birini saysam ki… Hangi kusurumu anlatmalıyım, kırdığım kristal yürekleri tamir edememenin kederi içinde.
Bütün bunları yuvamız tarumar olduğunda, ortada bir şey kalmadığında, sam yelleri estiğinde anladım. Fakat iş işten geçti. Saçımı yolmanın, sızlanmanın yararı yok artık.

Meğer öncelikle önemli olan aileymiş, aile sadediymiş. Eldeki değerin kıymetini bilmek, korumak, kollamak, sevmek, sevdiğini hissettirmek, küçük sevinçleri mutluluğa dönüştürmekmiş esas olan.

Sahip olmayı arzuladığım pahalı eşyaların, takıların ve şaşaalı hayatın hayali ile huzurumu kaçırarak, sahip olduğum değerleri göremedim. Olmasını istediklerimin peşinden koşarken, yanımda olan, olması gereken en büyük hazinemi kaybetmenin perişanlığını yaşamaktayım.

En muhtaç olduğum, dalım, varlığım, dayanağım, evimin neşesi, gönlümün dört köşesi artık yok. Hayatın anlamsızlığını, yalnızlığın hicranını, eksikliğinin nasıl can yaktığını şimdi daha iyi anlıyorum. Başım yeni taşlara değdi, fakat pişmanlığımın bedeli kocaman bir hiçten ibaret.

Gülsüz bir diken, susuz bir kaktüs gibi şimdi hayat denen çölde yapayalnızım. Yaşamak zevksiz, duygular tatsız, günler anlamsız. Ve ömrüm sensiz…

Bazen yorgun gözlerinde nemler görürdüm, sorduğumda “hiç” derdin. Bu hiçler hep işime geldi. Olayları abartarak kışkırtmalara malzeme yaptım hep… Gerçek nedenini sormadan anlamadan, ya da anlamak istemeden…

Çünkü huzuru dışarıda, saadeti zengin fakat samimiyetsiz, bencil, sevgiden uzak insanların şaşaalı hayatlarında aradım hep.

Çünkü seninle sohbet edecek zamanım yoktu. Lüzumsuzca, başkalarına cömertçe ayırdığım, fakat sana bulamadığım zamanım.

Oysa önemli olanı unutmuştum hep. Duygularının da bir ihtiyacının olabileceği aklımın köşesinden bile geçmedi. Bu yüzden bir kerecik olsun seni dinlemek, acını, hüzünlerini, sorunlarını paylaşmak, dayanak olmak hiç aklıma gelmedi. Hüzünlerinin bilinçaltındaki nedenlerini merak etmedim. Çünkü önemli olan bendim sadece. Anlayışsız ve sunulan nimetlerden bir türlü tatmin olmayan ben…

Istıraplarına ortak olmayı beceremedim. Sevinçlerine de. Oysa bana en sadık dost, en sevgili, en ala yar sendin.
Gün gün bedenini ve ruhunu santim santim kemiren iş stresinin verdiği gerginliği, bir gün olsun evine taşımadın.

Ben de bunu senin mutluluğuna, gününü gün ettiğine yorumlayarak nerdeyse hayatını kıskandım… Şaşaalı arkadaşlarıma, eğlence grubuma, hatta evdeki hizmetçime gösterdiğim hoş görüyü ve güler yüzü sana çok gördüm.
Tebessümle açtığın gül bahçesinden farksız evimizin kapısında hep kaşları çatık karşıladım. Sen sanki batan diken, ben se solmaya yüz tutmuş bir gonca, acı çeken biçareydim.

Bir nebze sana gülebilsem, azıcık sabretsem, hatırını sorabilsem, kim bilir gönlümüzde ne denli nadide çiçekler açacak, saçtığı kokularla hayatımızın bahçesi gülistana dönecekti.

Şimdi vakit çok geç. Ve sen beyazlar içinde son yolculuğuna çıkmak üzeresin. Ağlamaya takatim yok, üzülmeye mecalim.
Alamadığım üç kuruşluk sevgi çiçeklerinin yerine, şimdi pahalı hüzün çiçeklerini toprağına sermenin, beni affetmene yetip yetmeyeceğini bilemiyorum. Bildiğim tek şey, her şeye geç kaldığımdır.
………..

Evliliğimizin üzerinden yıllar geçti. Bu akşam geçen yılları yaşadım yeniden, bir anda hüzünlendim.
Nasıl oldu bilemiyorum, bir an eşimin öldüğünü düşündüm. “Ya ölseydi acaba neler olurdu” diye ürpererek düşünmeye başladım. Ömrümü yaşantımızı yeniden gözden geçirdim.

Beraber geçirdiğimiz yılları tahlil ettim. Yaptığım hataları, gösterdiğim ihmalleri, kaçırdığım fırsatları, kıymetini bilemediğim imkanları, yapabileceğim güzel şeyleri düşündüm.

Bu duygu sanki aklımı başıma getirdi. Bir anda kaybedebileceklerimin ne kadar değerli olduğunu anladım. Ürperdim, titredim, korku ile gözlerim buğulandı… Ölümün gerçekliği yüzüme şamar gibi inmişti.

Böyle bir değerlendirmeden sonra, hayatımı yeniden gözden geçirmem gerektiğine karar verdim. Sahip olduklarımın kıymetini gördüm, yeterince değerini bilemediğimi de. Çok şükür ki sevgili eşim hayatta. O’ na karşı davranışlarım mutlaka değişecek müspet anlamda. Ve şaşıracağını da biliyorum. Henüz vakit geçmiş sayılmaz.

Anlattıklarım bir aile hayatında yaşanabilen, fakat arzu edilmeyen olayların mizanseniydi. Nelerin olabileceğini geniş bir perspektif çizerek ifade etmeye çalıştım.

Gerçek sevgi, her şeye rağmen, sevdiğine sınırsız, beklentisiz ve koşulsuz değer vermek ve üzmemektir galiba.
Soluduğumuz her nefes çok değerli… Ve…her saniye kaybolan bir zaman dilimi… Mutluluk ellerimizde.

Öyleyse haydi …
Hiç vakit kaybetmeyelim…
Yarın çok geç olabilir…

Sevgiyle kalın…

SON
Seyfettin Karaamızrak

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (9)

5.0

100% (9)

Ardından-3 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ardından-3 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ARDINDAN-3 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Sabitlendi Etkili Yorum
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri, @huzunluperi
24.9.2025 03:09:48
5 puan verdi
Saygıdeğer Üstat Yeniden Merhaba,

“ARDINDAN-3” yazısını okurken, insanın kendi ihmalleri ve sevgiyi fark edememesi üzerine derin düşündüm. İşten yorgun dönüp de büyük bir sabırla Aysu’yu, onun çabalarını ve küçük jestlerini göremez olmuşsunuz. Kapıya çaldığı çiçek demetlerini fark etmemek, eve getirdiği en güzel yiyecekleri kendinizi önemsiz görerek görmezden gelmek… Tüm bu küçük ama kıymetli detayları anlayamamış olmanız, insanın ruhunu hüzünle sarıyor. Oysa o sevgi, yalnızca sizin için var olan ve sizi mutlu etmeyi amaçlayan en değerli armağandı.

Yazınızda, sahip olduklarınızın kıymetini anlamadan ve küçük mutlulukları ertelemenin bedelini sonradan nasıl ağır ödediğinizi içten bir şekilde aktarmışsınız. Aysu’nun evdeki huzuru, güveni ve sevgiyi her gün gösterdiği sabrı fark edememek, evinizdeki mutluluk bahçesini görememek, sevgi ve şefkatin ne kadar değerli olduğunu idrak edememek, okuyan herkesi derinden etkiliyor.

Göz ardı ettiğiniz küçük ama anlamlı anlar; tebessümler, sıcak sözler, evinize kattığı huzur… Hepsi şimdi değerini kaybetmiş gibi görünse de, yazınızda bu kaybın acısını ve farkındalığını öyle güçlü aktarmışsınız ki, her okuyucu kendi hayatını sorguluyor. Hayatın basit ama gerçek mutluluklarının, sahip olduklarımızın ve sevdiklerimizin değerini yeterince bilmemek ne büyük bir eksikliktir.

Yazınızı okurken, insanın kendi hatalarını, ihmallerini ve sevgiye dair görmezden gelmelerini itiraf etmesiyle ortaya çıkan samimiyet ve içtenlik, okuyanda derin bir yankı bırakıyor. Siz, yaşadığınız hataların ve fark etmediklerinizin farkına varmanın hem acısını hem de dersini veriyorsunuz. Ve bu ders, herkes için geçerli: Gerçek sevgi, sahip olduğumuz insanlara değer vermek, küçük mutlulukları ertelememek ve her anın kıymetini bilerek yaşamakla ölçülür.

Yazınızın sonunda verdiğiniz mesaj, okuyan herkese her saniyenin kıymetini bilmemiz gerektiğini hatırlatan bir çağrı gibi: Hiç vakit kaybetmemeli, sevdiğimiz insanların değerini her an hissettirmeliyiz. Hayat, fark etmeden geçen zamanlarda kaybolan mutluluklarla dolu; yazınız bu gerçeği gözler önüne seriyor.

Kaleminize ve yüreğinize sağlık. Bu yazı, sadece Aysu’ya değil, okuyan herkese sevginin, sabrın ve farkındalığın önemini hatırlatan bir ders niteliğinde.

Saygı ve hayranlıkla..
Peri Feride
Ferda,ca
Ferda,ca, @ferda-ca
17.10.2025 22:17:30
5 puan verdi
Bu yazı, pişmanlıkla fark edilen sevginin değerini derin bir iç hesaplaşma ile anlatıyor.
Gerçek sevgiyi, kaybetme korkusu ve ölüm düşüncesiyle yeniden hatırlatan bir vicdan muhasebesi niteliğinde.
Dili sade ama duygusu güçlü; son bölümü ise ibret ve farkındalık çağrısı gibi:

“Henüz vakit geçmiş sayılmaz.”
Cümlesi, metnin en vurucu ve umut dolu noktası.

Tebrikler

Saygılarımla hocam🙏🧿
Etkili Yorum
M.Y.
M.Y., @m-y
24.9.2025 09:02:53
Önceki iki bölümü daha önce okumuştum. Az önce de hızlı okuma tekniğiyle baştan sona yine okudum. Mizansen olmasına sevindim. Fakat içten anlatmışsınız hiçbir bölüm tek başına mizansenin yapmacıklığını taşımıyor. Elimizin altındakinin değerini bilmekte nedense ihmalkar kalıyoruz. Oysa birçoğumuz o olmadan yaşayamayız. Soluk alıp vermek yaşamak sayılmaz.
Tebrik ve bu güzel yazıyı okuttuğunuz için teşekkür
Saygıyla.
Not: Sonradan aklıma geldi: Evdeki hizmetçi ayrıntısı gerekli miydi diye düşündüm. Yazı genele hitap ederken o ayrıntıyla sanki bir sınıfa aitmiş gibi algıladım.

M.Y. tarafından 24.9.2025 09:11:07 zamanında düzenlenmiştir.
Etkili Yorum
nejat hoca
nejat hoca, @nejathoca
24.9.2025 08:20:56
5 puan verdi
“ARDINDAN-3” yazınız, bir insanın iç dünyasındaki en derin pişmanlıkları ve geç kalmış fark edişleri öyle içtenlikle anlatıyor ki, her satırı bir aynaya dönüşüyor. Sevginin, sabrın ve kıymet bilmenin önemini bu kadar dokunaklı ve gerçekçi bir dille aktardığınız için sizi yürekten kutluyorum. Kaleminiz daim, farkındalığınız ilham verici olsun.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL