Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Entellektüel-41
Entellektüel-41

ARDINDAN-2

Yorum

ARDINDAN-2

( 6 kişi )

5

Yorum

13

Beğeni

5,0

Puan

217

Okunma

ARDINDAN-2

ARDINDAN-2



Artık hayatta değilsin. Güneşin ıslanmaktan imtina ederek gizlendiği, hüzünle çiseleyen yağmurlu bir günde ebediyen kaybettim seni. Gözyaşlarım gitmene engel olamadı. Ben se ilk kez, kendimden başkasına ağlıyorum. Bu kez gerçekten samimi ve kalbim acıyarak…Fakat bitkin, dağılmış bir enkazım artık…

Her sabah “güle güle” bile demeden uğurladığım seni, şimdi yüreğime akıttığım ılık yaşlarla ebediyen terk etmek üzereyim. Meğer tebessümü ve hüznü de gerektiği yerde, zamanında, kıvamında, hak ettiği kadar göstermek bir erdemmiş ve çok değerliymiş.

İnsan olmanın, iyilik görmenin, koşulsuz sevilmenin kıymetini bilmeyenler, bunu bir gün acıyla anlamak, bedelini gözyaşlarıyla ödemek zorunda kalıyorlar işte.

Seni tanımadan önce, yalnız ve biçareydim. Hoyrat dikenler arasına gizlenmiş, utangaç narin bir goncaydım. Açmasını bilmeyen, harların can yakan tehdidi altında kokmayı bile beceremeyen toy, küçücük bir güldüm.

Bahçıvanım oldun, dünyama girdin, ruhumun tülü, bedenimin takati, soluduğum nefesim hayatımın anlamı oldun. Kaba dallarımı ihtimamla budayarak, dikenlerimi ayıklayarak nadide, nazik, misk kokan endamlı bir goncaya döndürdün.
Ruhuma lambalar yaktın.

Adam gibi, karşılıksız, sınırsız ve beklentisiz sevdin. Bana gerçek sevginin, vefanın, anlayışın değer vermenin, önemsemenin ne olduğunu yaşayarak gösterdin. Yaşamanın anlamını, içine mutluluk katıldığında ne kadar değerli olduğunu hissettirdin.

Fakat ben öğrenmekte, anlamakta ve itiraf etmekte direttim, inat ettim, nazlandım, gerçeği göremedim, kıymetini bilemedim, Ayaklarımın altına serdiğin mutluluk yolunda yürüyemedim.

Sunduğun bu eşsiz güzellikleri, imkânları, sevgi denen duygunun gerçek hazzını görmezden geldim. Huzura dönüştüremedim. Ya da sıradan bir şey sandım, ta ki elimden kayıp gidene kadar.

Bütün bunları, başım taşa çarptığında idrak edebildim. Rüya olmayan acı bir gerçeğin sarsıntısıyla gaflet uykusundan uyandım. Fakat artık çok geç. Gerçeği itiraf etmenin de önemi yok. Duyamadığın, arzu ettiğin halde göremediğin, “gerçeğin ta kendisi olan bu söylemleri” kara vicdanımı rahatlatmak ve taşlaşmış kalbimi yumuşatmak için satırlara döküyorum.

Oysa seni ve de ikimizi, mutluluklara gark edeceğinden emin olduğum bu önemsiz lafları, keşke sağlığında bir kez olsun sana söyleyebilseydim. Yanlışın “ben” olduğumu itiraf edebilseydim, şu an bu kadar içim yanmazdı belki de. Gözyaşlarım vicdan azabı yerine, sevgi ve vefa kokardı bir nebze.

Meğer nelere, ne bitmez tükenmez hazinelere sahipmişim de haberim yokmuş, kıymetini bilememişim. Şimdi yoksun. Yüreğimde, hasretinin sümbülleri hüzünle boynunu bükmüş. İçerim kırık dökük ve onaracak o cefalı insan artık yanımda değil.

Güvenle, gururla sığındığım bağrını, şimdi kara topraklar sarmış Sevgiyle tutamadığım şefkatli ellerin, hoyrat bir gül dalı gibi kırık, solgun ve küskün.

Beyaz bir gülün narin terennümü gibi kollarında mest olduğum gelinliğimin tertemiz beyazlığı, şimdi seni sarmalamış. Mutluluk kokan o beyazlık şimdi hüzün dağıtmakta. Beni sana getiren bu renk, şimdi seni benden götürmekte.
Ben karalar, sen beyazlar içindesin. Oysa giydiklerin bu son yolculuğun yakasız gömleği.

Gerçeğin ta kendisi olan bu duygularımı hiçbir zaman seninle paylaşmaya fırsatım olmadı, ya da istemedim. Çünkü benim gözüm daha yükseklerde, gönlüm uçuk hayallerim havai ve gereksiz işlerle meşguldü.

Kuaförüm, günlerim, gruplarım, kendini beğenmiş kıskanç, bencil arkadaşlarım, toplantılarım ve bitip tükenmeyen anlamsız partilerim daha önemliydi.

Kendimde olanların değerini bilmeden, hep başkalarında olanlara, imkânsızlara imrendim. Sonunda da tozpembe hayallerim, ömrümü toz duman etti.

Sense zaten kocamdın ve benimdin. Özenle giyinip, gülümseyerek kapıyı açmaya, güzel sözler söyleyerek karşılamaya, evde doğum günü ya da evlilik yıldönümümüz için küçük fakat şaşırtan sürprizler yapmaya, ilginç ve duygulu, mum ışığında sofralar hazırlayarak hayatımıza anlam katmaya ne gerek vardı.

Bu tür sürprizleri yapmak için, şaşaalı eşyalar, takımlar, kristaller gerekirdi. Bunlar tamamlandığında yapacaktım. Fakat beklediğim o gün hiç gelmedi.

Daha mütevazı ortamlarda güzellikleri paylaşmanın mümkün olamayacağına inanmıştım. Bu yüzden mutluluğu hep pahalı eşyalarda, lükste ve şaşaada arayarak sürekli erteledim.

Ya da, “böyle törenler, sürprizler, programlar dışarıda olurdu ve beyler bu sürprizi yapardı” diye düşündüm hep.
Yapılanları da görmezden geldim, beğenmedim, hafife aldım, anlamsız buldum, ya da kaprislerim, şımarıklığım yüzünden sabote ettim.

Umduğum, imrendiğim, suni, yapmacık, sahtelik kokan samimiyetsiz şölenlerin kibrini tatmayı istedim hep. “Bir gün nasıl olsa görürüm” diye düşünüyordum. Fakat o bir gün hiç olmadı. Oysa samimi, içtenlikle yaşanan küçük şeylerde gerçek sevginin tadı ve huzur gizliymiş, bunu göremedim.

Sevgiyle kalın
(devam edecek)
Seyfettin Karamızrak


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (6)

5.0

100% (6)

Ardından-2 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ardından-2 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ARDINDAN-2 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Sabitlendi
Nurefşan.
Nurefşan., @nurefsan-
23.9.2025 09:27:39
Bu satırlar yalnızca bir kaybın hikayesi değil fark edilemeyen sevginin geç kalmış fark edişlerin ve içten bir pişmanlığın ağır ama dürüst itirafı.
Okurken insanın boğazına bir düğüm oturuyor çünkü kelimeler süs aramadan , olduğu gibi konuşuyor.

Yazının gücü gösterişli cümlelerden değil geç kalmış sevginin gerçekliğinden geliyor.
Bahçıvan metaforu dikenlerin budanışı beyaz gül ve yakası olmayan gömlek gibi imgeler kaybın hem somut hem de ruhu sızlatan tarafını çok etkileyici biçimde yansıtıyor.

Bu yazı bir aşk mektubu kadar sıcak bir ağıt kadar sarsıcı.
Okuyan sadece yazarın acısını değil “varken kıymet bilmenin” ne kadar kıymetli olduğunu da derinden hissediyor.
Sevgiye ve hayata bakışı sessizce değiştirecek kadar güçlü...
Devamını sabırsızlıkla bekliyor olacağım....
Etkili Yorum
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri, @huzunluperi
24.9.2025 03:13:35
5 puan verdi
Saygıdeğer Üstat Yeniden Merhaba, ,

Yazınızın devamını okumak geceye denk geldi ama bırakamadım ve içinde kayboldum. Yazınızı okurken, insan ruhunun en kırılgan hallerine dokunduğunuzu hissettim. Artık hayatta olmayan birini kaybetmenin tarifsiz acısını öylesine içten ve gerçekçi bir dille aktarmışsınız ki, okurken kalbim derinden sarsıldı. Gözyaşları sadece fiziksel bir tepki değil; ruhun derinliklerinden yükselen bir itiraf gibi. Kaybın yarattığı boşluğu öyle net, öyle somut bir şekilde aktarmışsınız ki, okuyucu da bu boşluğun içinde nefes almakta zorlanıyor.

Yazınızda, kaybedilen kişiye duyulan bağlılık, sevgi ve vefa anlatılırken, aynı zamanda karakterin kendi geçmişine ve hatalarına dair iç hesaplaşması da öne çıkıyor. Yanımızda olanın değerini görememek, küçük mutlulukları ertelemek, basit güzellikleri fark edememek… Tüm bunlar, yazının özünde insan ruhunun en evrensel sancılarını barındırıyor.

Bütün detaylar, küçük anekdotlar ve gözlemler, hikâyeye hem gerçeklik hem de yoğun duygusallık katıyor. Kaybedilenin sabrı ve karakterin ihmalleri arasındaki dengeyi anlatmanız, okuyucuya hem düşündürücü hem de hüzünlü bir deneyim sunuyor. Hayatın içindeki küçük, görünmez güzelliklerin değerini hatırlatmanız, herkes için ders niteliğinde.

Bu yazı yalnızca bir kayıp hikayesi değil; aynı zamanda insanın sevgiyi, vefayı ve değer vermeyi öğrenmesi gerektiğini anlatan bir manifesto gibi. Her cümleniz, okuyanların iç dünyasına dokunan bir fısıltı, bir uyarı ve farkındalık sunuyor. Kaybetmenin acısı ve dersleri, her satırda hissediliyor.

Kaleminize, yüreğinize ve karakterin derinliklerine dokunan bu anlatım için teşekkürlerimi sunuyorum. Okudukça hüzünleniyor, düşüncelere dalıyor ve hayatımızda yanımızdakilerin kıymetini daha çok anlıyoruz.

Saygı ve muhabbetle,
Peri Feride

neneh.
neneh., @neneh-
23.9.2025 12:07:07
5 puan verdi
Neneh takipte.Üstad'a saygıyla.
Etkili Yorum
M.Y.
M.Y., @m-y
23.9.2025 09:22:17
Hep ileriyi hedefleyerek yaşamak değil, yaşanılan anın tadını çıkartmak gerek gibi bir mesaj aldım. Doğrusu da böyle davranmak zaten.
İlk cümle olmasaydı ayrıldı mı, öldü mü yazının içinde cevapsız bırakılsaydı da olabilirdi diye de düşündüm.
Saygılar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL