Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
ce
cemalcelik

Şiir Kelimeleri-2

Yorum

Şiir Kelimeleri-2

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

171

Okunma

Şiir Kelimeleri-2

An:
Zamanın bölünmeyecek kadar kısa parçası

Altın: kolay işlenen yüksek değerli paslanmaz element

Ak:
Beyaz:
Siyahın karşıtı
Çift: Bir erkek ve bir dişiden oluşan eş

Ağlamak:
(Deyim)
Ağlamak para etmez
a)Ağlama ölü için ağla deli için
b)Ağlamayan çocuğa meme vermezler
c)Ağlar gözden, sahte sözden kendini sakın
d)Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar
e)Ağlayanın malı gülene hayır etmez
f)Ağlayıp ta gözden mi olayım?
g)Ağlanıp sızlanmak
Ağlamak:
(Deyim)
Ağlamak para etmez

Ayna:
a)Işığı yansıtan
Varlıkların görüntüsünü veren,
cilalı ve sırlı cam
b)Bir olayı bir durumu yansıtan
göz önünde canlandıran olay, durum, şey

Ayrılık:
a)Ayrı olma durumu
b)Birinden uzak düşme
c)Düşünce görüş veya duygu arasındaki uymazlık
d)(Hukuk) Evlilik birliğinin yargıç kararı ile geçici bir süre için kaldırılması
Ayrılık acısı(Deyim)

Ağaç:
a)Meyve verebilen
Gövdesi odun ve uzun yıllar yaşayabilen bitki

Ateş:
Büyük üzüntü ve acı
e) Ağzından ateş çıkarıyor
f)(Mecaz) Öfke
hırs
f)Coşkunluk(mecaz)
g)Tehlike(Mecaz)
felaket. Evimize ateş düştü
h)Ateş(Mecaz) Büyük üzüntü acı.
Annem ölünce evimize ateş düştü.
Ateş düştüğü yeri yakar

8Mecaz): Aşk ateşi

Ateş:
Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren
ısı
ışık
od
nar(Ateş)

b)Tutuşmuş olan cisim
ısıtmak
pişirmek için kullanılan yer
veya araç
c)Patlayıcı silahların atılması
d)Genellikle hastalık etkisiyle artan vücut sıcaklığı
kızdırma


Alev:
Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerindeki
ışıklı uzantısı
şule

Ay:
Ay! Sen miydin?
Ay ne güzel
Gök cismi Ay
Ay gibi

Allah:
Var olan her şeyi yaratan koruyucusu olan tek,
yüce ve üstün varlık Yaradan
Tanrı, Rab, Mevla

Aşk: Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu(Sevda),

Aciz:
Gücü bir şeye yetmez, güçsüz
(b)Beceriksiz

Ay: Gök cismi


Boğulmak:
a)Boğma işine konu olmak.
b)Havasızlıktan ölmek

Bilgi: Yolumuzu aydınlatan bir güneştir
Bulut: Gök yüzünde bulunan Küme küme gri ve beyaz renkli şekiller

Bencil: sadece kendini düşünen başkalarını önemsemeyen

Beste:
Bir müzik eserini oluşturan ezgilerin bütünü



Beyaz:
1.
süt, pamuk, kar gibi şeylerin rengi.
Benzer:
ak
2.
sıfat
bu renkte olan.
"Beyaz giysiler içindeydi"



Boğulmak:

Boğmak eylemine konu olmak.
herhangi bir nedenle havasızlıktan ölmek.
"Yüzme bilmeyen derin suda boğulur

Bulut:
Atmosferdeki su damlacıkları ve
Buz taneciklerinin görülebilir süs kümeleridir

Baht, şans, talih:
Yıldızımız hiç barışmadı

Can:
a)ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık
f)Gönül
g)Bektaşilik ve Mevlevilikte tarikat kardeşi
h)(Sıfat)Çok içten sevimli, sevilen , şirin

Can:
Yaşayan varlıkların yaşamasını sağladığına inanmak

Çokluk bolluk:
Çok ve sık düşen

Çiçek açmak: Yeniden ortaya çıkmak, görüntü verme.


Çabalamak:
a)Güç bir durumdan kurtulmaya uğraşmak
b)Bir işi başarmak için uğraşmak
c)Gayret etmek

Çabalamak:
Güç bir durumdan kurtulmak ya da bir işi yapmak,
başarmak için uğraşmak, güç harcamak.

Duymak:
a)Bilgi almak öğrenmek
b)Haber almak
c)Yaptıklarını duydum
d)İşitme ses almak

Dünya: Üzerinde yaşadığımız yer yüzü
Dolu:
Gök yüzünden yuvarlak yuvarlak yer yüzüne yağan buz

Direnmek:
1.
herhangi bir düşüncede, bir durumda, bir istekte ayak diremek.
inat etmek
2.
karşı koymak.


Düşmek:
1.
boşlukta, yerçekiminin etkisiyle, yukarıdan aşağıya doğru inmek.
"Bütün cisimler boşlukta aynı hızla düşer"
2.
(insan, hayvan gibi yürüyebilen şeyler) dengesini yitirerek yere serilmek, devrilmek, yıkılmak.
"Çocuk koşarken düştü"


Dilemek:
1-bir şeyin yerine getirilmesi isteğinde bulunmak, yapılmasını istemek.
arz etmek
rica etmek
2.
biri için bir dilekte bulunmak.
"İyi yolculuklar dileriz"

Duymak:
2.
duyular aracılığıyla algılamak, nesnelerin fizik durumlarından duyular aracılığıyla bilgi edinmek.
"Yüzümde esen yeli duydum"
Benzer:
duyumsamak

1.
Ses olarak algılamak, ses almak, işitmek.
"Sağır değilsen fısıltıyı duyarsın"Terk etmek:
1.
ayrılıp gitmek, bırakmak, ayrılmak.
2.
(bir şeyi) bırakmak, yapmamak.
"Sigarayı terk etmek kolay mı?"

Dilek:
Talep, temenni , rica , murat

Deniz:
a)Deniz dalgasız olmaz, güzel sevdasız olmaz
b)Denizde kum onda para
c)Denizi geçip çayda boğulmak
d)Denizden çıkmış balığa dönmek
e)Denize açılmak
f)Deniz kenarında dalga eksik olmaz
g)Deniz tutmak

Direnmek:
İnat etmek,
Herhangi bir düşünce de bir istekte veya bir durumda ayak diremek,
ısrar etmek

Düşünmek:
a)Aklından geçirmek
b)Göz önüne getirmek
c)Bir sonuca varmak amacıyla incelemek,
bilgileri incelemek
d)Karşılaştırmak ve oradaki bilgilerden yararlanarak düşünme üretmek

Dilemek: Birinden bir şeyin yapılmasını istemek, rica etmek, arzu etmek


Fırtına: ( Güçlü rüzğar) Yağmur ve kasırga getiren
Güç anlatılan kötü durum(Mecaz)
Fırtına: Önüne geleni kırıp savuran güçlü rüzgâr


Gölge:
a)Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellemesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık
b)Güneş ışınlarından korunacak yer
c)Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, siluet
d)(Mecaz) Birinin yandan hiç ayrılmayan kimse
e)(Mecaz)Koruma, kayırma, himaye


Günah:
a)Dini bakımdan suç sayılan, iş veya davranış, vebal
b)Acımaya yol açacak kötü davranış, yazık
c)Sorumluluk, vebal
d)Kabahat, hafif suç

Gök: Dünyadan yukarıda görünen mavi katman

Güneş:
Gezegenlere ve yer yuvarlağına ışık ve ısı veren büyük gök cismi
Gece: Saat ondan sonra gün ağarıncaya kadar geçen karanlık süre
Gizem: Felsefe terimi:
Gündüz: Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü
(zarf)Gündüz vaktinde

Gümüş:
Parlak beyaz renkte, kolay işlenir ve
tel durumuna gelebile element

Göz:
Görmeyi sağlayan organ
GÖZE GELMEK:
Deyim
Akın can çok başarılıydı göz değdi ve hastalandı

Gök:
(a) Gök cisimlerinin hareket ettiği
sonsuz boşluk,
uzay, sema, feza,
(b)Yer yüzü üzerine mavi bir kubbe gibi kapanan boşluk,
gök kubbe, sema

(c)Gök yüzünün denizin rengi
(d)Mavi veya yeşile çalan mavi

Genç:
a)Yaşı ilerlememiş olan
b)Gelişimini tamamlamamış olan
bitki, hayvan
c) Gençlikteki özelliklerini koruyan, dinç
d)Zihin bakımından yeterince gelişmemiş toy
e)Yeni gelişmekte olan

Genç Türkiye

Ümit: Umut

Göz yaşı:
Gözden akan damlacıklar
Ümit: Umut

Göz yaşı:
Gözden akan damlacıklar

Gerçek:
1)Hakiki
2)Sahibi:Gerçek sahibi
3)Real: Gerçek
4)Halis: Gerçek yağ
5)Doğru: Gerçek
6)Has: Gerçek

Gerçek:
1-el ile tutulup göz ile görülecek biçimde tam anlamıyla var olan,
hakiki
2.kendisi gibi bulunmayan


Hasret: Bir yere bir kimseye duyulan özleme denir(Hasretle gelmesini bekledi)

1- Herkes ölümden korkar"
2.yaşama, yaşam.
"Boğulanı kurtarayım derken canından olmuş"
Hayal: Düş

Hayal: Hülya
a)Zihinde tasarlanan ve canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey,
b)Belli belirsiz görülen şey, gölge
c)(Fizik)Görüntü
d)Ruh bilimi)İmge
Mustafa Kemal Atatürk hayallerin değil hakikatlerin adamı idi.


Hüzün:
Gam, keder, sıkıntı, gönül üzgünlüğü

Hayat:
yaşam, diri doğumdan ölüme değin geçen süre.
Benzer:
ömür
Hayat:
Hayatsal olaylar, canlı, sağ olma durumu

İki:
bir brini bütünleyen iki tekten oluşan, ikisi bir takım oluşturan.
"İki çift çorap aldım"
2.
kalansız olarak iki ile bölünebilen, tek olmayan.
"Ayın çift günlerinde şiir okuyorum"İki: iki sayı

Çift:birbi

İlah: tanrı kainatı yaratan olarak inanmak

İhtiras: Aşırı, güçlü istek

Işık
b)Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç
c)Aydınlanmak için kullanılan elektirik
e)Özellikle yüz ve gözlerde beliren parıltı.
f)Aydınlatan kimse. Işık tutan aydınlatan gerçek bilgilerle bilgilendirilen kimse
f)Gözle görülen ışıma


Işık:
Yol gösteren aydınlatan kimse
Yol gösteren bilgilendiren kişi

Işık:
a)Cisimleri görmeyi,
renklerini ayıt etmeyi
sağlayan fiziksel enerji

Kocaman yürekli:
Çok güçlü ve cesur

Kan: Vücutta damarda bulunan kırmızı sıvı
Kar:
Su buharının atmosferde yoğunlaşarak yer yüzüne beyaz ve biçiminde yere yağması

Karanlık: Saat ondan gün ağarıncaya kadar olan süre
Kin:
Birine karşı duyulan öç alma isteği

Kindir bizim düşmanımız. Y.Emre

Kul:
1.(Tanrı’ya göre) insan.
"Kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş"
2.
eskimiştir•tarih terimi
köle ya da karavaş.

Kuş:
1.
yumurtlayan omurgalılardan, akciğerli, sıcak kanlı, vücudu tüylerle örtülü, gagalı, uçucu hayvan


Kitap:
basılı ya da el yazılı kâğıt yaprakların ciltli ya da ciltsiz olarak okumak için bir araya getirilmiş biçimi.


Keder: Endişe

Kıvılcım:
1.
yanmakta olan bir maddeden sıçrayan
küçük ateş parçası.
2.
demir ve taş gibi maddelerin güçlü bir biçimde çarpışmasından sıçrayan
ateş durumundaki küçük parça.

Karanlık:
a)Işık olmama durumu
Işıksız(Sıfat)
c)Gereğince anlaşılıp bulunmayan
ne olacağı sonu belli olmayan(Mecaz, sıfat)
Karışık(mecaz)

sıcak olan şeyin durumu, niteliği ya da etkisi.
"Odanın sıcaklığı arttı"

Kıvılcım:
a)Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası
alev, çıngı
b)Demir taş ve bunun gibi maddelerin güçlü çarpışmasından
sıçrayan ateş durumunda ki
parçacıkları
c)(mecaz) Harekete geçiren
d)Gök bilimi:
Güneş yüzeyinde düzensiz aralıklarla görülen parlama

Kızıl:
a)Parlak kırmızı renk, (isim)
c)Aşırı derecede kırmızı olan
d)Kominist(Mecaz)

Kül:
Organik maddelerin tamamen yanması sonucu arta kalan kısım
Yanan şeylerden arata kalan toz madde

Kuş:
Uçan tüylü hayvan
Kitap:
a)Ciltli veya ciltsiz olarak bir araya getirilmiş olan
b)Basılı veya yazılı kağıt yapraklarının bütünü
c)En az 49 sayfa
Kalp:
Sevgi, gönül

Mavi:
a)İsim yeşil ile menekşe rengi arasında bir renk,
bulutsuz gök yüzünün rengi

Melodi: Müzikleri bestelemek


Mucize:1.
akıl yoluyla açıklanamayan, Tanrısal bir güç tarafından yaratıldığına inanılan doğaüstü olay.
2.
insanları hayran bırakan olağanüstü olay ya da şey.

Mutlu olmak : Sevinmek
Müzik:
Canlı müzik, elektronik müzik, pop müzik ,
popüler müzik, halk müziği, İspanyol müzik
müzik kulağı
Mum: Bir fitilin etrafına erimiş bal mumu


Uzaklaşmak:
1-ayrılıp uzağa, uzak bir yere gitmek.
"İçi, oradan hemen uzaklaşmak isteğiyle dolmuştu"
2.
ilgisi azalmak, yabancılaşmak.
"Sık görüşmeyince insan dostlardan uzaklaşıyor"


Mabet: Tapınak(İsim)özel bir konuda sevgi ve saygı ile bağlanmanın ortaya konulduğu yer(Mecaz)

melodi: müzik

Mucize: Peygamberlere atfedilen olağan üstü hallere denir

Mehtap : Ay ışığı

Rab: Tanrı

Nefes:
1-
Soluk
2.
(boş bir inançla) iyileştirir diye hastaya okuyup üfleme.

Uzaklaşmak:
1-ayrılıp uzağa, uzak bir yere gitmek.
"İçi, oradan hemen uzaklaşmak isteğiyle dolmuştu"
2.
ilgisi azalmak, yabancılaşmak.
"Sık görüşmeyince insan dostlardan uzaklaşıyor"


Kalp
a)Vücudumuzda kanı pompalayan organ
b)(Mecaz) sevgi gönül
C)Kalp hastalığı
d)(Mecaz)
Bir ülkenin bir kuruluşun
işleyiş,
yönetim ve varlığını sürdürme bakımından
en önde gelen yeri.
Ankara Türkiye’nin kalbidir.
e)(Mecaz) Duygu his

Nefes:
a)Edebiyat ve söz sanatı Alevi Bektaşi ozanların tekkelerinde ve meclislerinde özel ezgilerle okunan biçim yönüyle koşmaya benzeyen, konusu tasavvuf ve tarikat kuralları ile ilgili olan ince anlamlı alaycı koşuklar, soluk.
b)Nefes: Bektaşilikte koşmaya benzer.
c)Şifa amacıyla hastaya okunan dua
Nefret:
a)Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu
b)Tiksinme, tiksinti
Nafile:
(a)Yararsız
(b)Boşuna
(c)Boş yere
(d)Fazladan kılınan namaz
veya tutulan oruç
Nur: ışık
Ziya: aydınlık, ışık.
Özlem: Bir kimseyi bir yeri veya bir şeyi görme ona kavuşma isteği

Ölüm:
1.
insan, hayvan, bitki gibi herhangi bir canlının yaşamının tam ve kesin bir biçimde sona ermesi.
2.
ölme biçimi.
"Onun attan düşerek ölümüne inanmak zor"

Ölüm:
Canlılarda hayatın sona ermesi.
Ruhun bedenden ayrılmasıyla açıklanan evrensel halk inancı
Rüzgar(Yel)
Havanın yer değiştirmesiyle
oluşan esinti


Ruh:
a)Dinlerin ve dinci felsefecilerin insanda vücuttan ayrı bir varlık olarak kabul ettiği
Öz,
b)(Mecaz)Duygu
c)(Felsefe) Bedeni etkin kılan canlılık ilkesi
Bedenin hayat gücü

Renk:
Cisimler tarafından yansıtılan
ışığın gözde oluşturduğu duyum,
nitelik,
çeşitlilik

Saç:
Baş derisini kaplayan kıllar

Ses:
Kulağın duyacağı titreşim

Soluk: Rengi atmış olan, solmuş
a)Parlaklığını yitirmiş
b)Rengi kaybolmuş matlaşmış
c)Ak ciğerlere çekilen
d)Akciğerlerden atılan hava, nefes
e)Ciğerlere hava alıp verme

Solgun: Rengini tazeliğini canlılığını veya parlaklığını yitirmiş olan,
Son bahar: Hüzün mevsimi(Hazan). Son bahar denince hemen hüzün akla gelir
Yaprakların sararması. Kısalan günler, Yağmurlar akla gelir

Sevgi: İnsanı bir şeye veya bir kimseye yakınlığı ve bağlılık
Su şeklinde yere inmesi, bereket, rahmet
Seher güneş doğmadan önceki zamanı, seher vakti
Sır:
1.
kimseye söylenmemesi, gizli tutulması gereken şey, giz.
2.
insan aklının yeterince açıklık getiremediği şey.

"Doğa sırlarla dolu"
Sır: aklın erişemediği ve dolayısıyla mantığa, akla uygun bir açıklaması yapılamayan, ne olduğu çözülemeyen,
Siyah:
1-bütün ışınları emen, hiçbir ışını yansıtmayan en koyu renk, ışıksız, karanlık gece rengi, kömür rengi.
Benzer:
kara
2.
s. bu renkte, koyu renkte olan.
"Siyah birayı severdi"
Sarılmak:
1.
sarmak eylemine konu olmak.
"Düşman her yandan sarılmıştı Üzerine bez sarılan yarası acı veriyordu"
2.
bir şeyin üzerine bir ya da birkaç kez dolanmak.
"Sarmaşık asmaya sarılmıştı"

Sarmak: Sarma işini yapmak


Sır:
Bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen gizli kalan gizli tutulan şey

Sıcaklık:
1.
sıcak olma durumu.
2.

Sarmak: sarma işini yapmak
1.
sarmak eylemine konu olmak.
"Düşman her yandan sarılmıştı Üzerine bez sarılan yarası acı veriyordu"
2.
Bir şeyin üzerine bir ya da birkaç kez dolanmak.
"Sarmaşık asmaya sarılmıştı"
3.
kollarını dolamak, kucaklamak.
"Kadın bebeğine sarılmıştı"
4.
bütün gücüyle ele almak, başlamak.
"İşe sarıldık"
5.
davranmak.
"Hemen silaha sarılmak kabadayılık gösterisiymiş.."
6.
mec.
büyük bir istekle kendini vermek, benimsemek.
"Çocuk bu yıl derslerine iyi sarıldı"
7.
mec.
hemen yapmaya koyulmak, işe girişmek.
"Haberi duyunca kutlamak için telefona sarıldı"
8.
mec.
büyük bir umutla bağlanmak, güvenmek.
"İnsan hangi dala sarılacağını bilmeli"
Yürekli aslan gibi cesur
Yüreği yanmak: Üzülmek
Yatmak: Bir şeye veya bir şeyin üzerine boylu boyunsa uzanmak(Bizim iş yatta)

1.
(bitki) filiz (I) vermek.
2.
mec.
gelişmeye, uç vermeye, büyümeye başlamak.
"İçinde yeni sevgiler filizleniyordu"

Terk Etmek:
a)Bırakıp gitmek
Bir şeyi bir yeri
Terk etmek zorunda kaldı
Tutku:
İnanların herhangi bir şeye karşı göstermiş olduğu aşırı düşkünlük

Tanrı:
Çok tanrıçalıkta var olduğuna inanılan
İnsan üstü varlıklardan her biri.
İlah
yaradan
Allah
Rab
Mevla
Halik
Hüda
Hu


Tat:
a)Tadı damağında kalmak
b)Tadı gelmek
c)Tadı kaçmak
d)Tadına bakmak
e)Tadına doyum olmamak
f)Tadına varmak
g)Tadında bırakmak
h)Tadından yenmemek
i)Tadını almak
j)Tadını bulmak
k)Tadını çıkarmak
m)Tadını tuzunu bulmak
n)Tadı tuzu kalmamak(Veya tadı tuzu bozulmak)
O)Tadı tuzu yok
ö)Tat almak
p)Tat kazanmak
r)Tat vermek
Toprak:
(a)
Yer kabuğunun toz durumuna gelmiş hali
c)Arazi, tarla
d)Memleketli
e)Kara toprak
f)Ülke
Yaratılmak:
Yaratma işine konu olmak
Tanrıça:
Çok tanrıçalıkta Kadın tanrı

Uzaklaşmak:
Bir şeyden bir yerden veya bir kimseden ayrılıp uzağa gitmek

Yazımı kışa çevirdin: Mutluyken mutsuz ettin

Yaprak vermeye başlamak, Yapraklanmak, gövermek
Çoğunlukla baharın gelişi ve doğanın canlanması ile ilgilidir. Örnek: Okulun arkasında ki tepeler, yağan yağmurlardan sonra yeşermişti. (Bitki)


Yangın:
1-zarara yol açan büyük ateş.
2-halk ağzından
(hastalıkta) ateş.
"Çocuğun yangını var"
Yıldız: Gök yüzünde parlayan geceleri ışık
Yağmur: Su buharının gök yüzüne yükselerek
soğuk bir tabakaya rastlayarak

Yaşam:
1-canlılarda, doğumdan ölüme değin, etkinliği sağlayan olgular bütünü.
2.
doğumdan ölüme değin geçen süre.
"Gerçeği yaşamının sonuna doğru görebilmişti"

Yaşam: Doğumla ölüm arasında yaşanan süre. Canlılığın sona ermesi.

Yeşermek: Son zamanlarda tükendiğimi düşündüğüm anda umutlarımın nasıl yeniden yeşermesi

Yıldız:
Gök yüzünde ışıklı gök cisimlerinden her biri
Sinema,
tiyatro
veya
müzik sanatçısı
Bir toplulukta,
bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse(Mecaz)

Yaprak:
a)Bitkilerde solunum, karbon özümlemesi, terleme ve bunun gibi olayların oluştuğu
çoğu klorofilli yeşil ve türlü biçimdeki bölümler
b)Sarma yapılan asma yaprağı
c)Kitap defter ve bunun gibi şeylerde ön ve arka yüzü oluşturan kağıtlardan her biri
d)Börek baklava vb. şeylerde yufka
e)Kat kat ayrılabilen şeylerde kat
Dökülmüş yapraklar bozulmuş bağlar
Bu baklavada 50 yaprak var
Mecmuaların yapraklarını karıştırıyorum(Gazete)

Şavk: ışık

Işık: Yol gösteren, bilgilendiren kişi
Ziya : Aydınlık ışık

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Yeni başlayanlar için Şiir kelimeler-2

DEYİMLER:

a)Rengi atmak
b)Rengi kaçmak
c)Rengi uçmak
d) Rengini belli etmek
e)Rengi solmak
f)Renk almak
g)Renk gelmek
h)Renk katmak
i)Renkten renge girmek
j)Renk vermek
k)Renk vermemek

Renk Kelimelerini içeren Birleşik Kelimeler:

Renk Bilimi:
Renk Cümbüşü:
Renk gideren
Renk Körü
Renk Ölçer
Renk Ölçme:
Renk Yuvası
Basit Renk:
Metalik renk:
Ölü renk
Pastel renk:
Rengarenk:
Sağır renk:
Şeker Renk:
Açık kahverengi renk:
Alev rengi:
Altın rengi:
Bakır rengi :
Bal rengi
Barut rengi:
Buğday rengi:
Çivit rengi
Demir rengi
Duman rengi
Erguvan rengi
Fes rengi:
Fil dişi rengi
Gurup rengi:
Fındık rengi
Fıstık rengi
Filiz rengi
Gül rengi
Gümüş rengi
Hardal rengi:
Kemik rengi:
Kimyon rengi
Kiremit Rengi
Kurşun rengi
Koyu kahverengi:
Kül rengi:
Leylak rengi
Lila rengi
Limon rengi
Menekşe rengi
Nohut rengi
Pas rengi
Portakal rengi
Saman rengi
Sincap rengi
Saz rengi
Şarap rengi
Tahin rengi
Tarçın rengi:
Ten rengi
Toprak rengi
Tütün rengi
Zeytin rengi
Sıcak renkler
Soğuk renkler

1.
(bitki) filiz (I) vermek.
2.
mec.
gelişmeye, uç vermeye, büyümeye başlamak.
"İçinde yeni sevgiler filizleniyordu"























































Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Şiir kelimeleri-2 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Şiir kelimeleri-2 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Şiir Kelimeleri-2 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL