Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
ŞuLeCannn
ŞuLeCannn
VİP ÜYE

Meçhul Palas

Yorum

Meçhul Palas

( 6 kişi )

9

Yorum

39

Beğeni

5,0

Puan

527

Okunma

Okuduğunuz yazı 10.9.2025 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Meçhul Palas

Meçhul Palas


"Yıllardır kütüphanenin rafında duran bir kitapta buldum, kaybettiğimi. Hem kitap mektuplara dairdi hem de içinde el yazısıyla yazılmış bir mektup kağıdı vardı..."

İçimde kocaman odalar vardı, odalarda ilim hakkında konuşan insanlar. O zamanlarda dinlemek vardı dizlerini kırıp. Bir kuşun, bir yaprağın bir insanın sesini. Değirmende öğütülürdü insanlar, o zamanlarda. Dinginleşiyordum ya da tedirginlik sarıyordu odalarımı ansızın. Ya soruları erteliyordum ya da kendime umutsuz sorular sormamak için unutuyordum soruları. Çok kızdığım, konuşan canlılar da vardı o odalarda. Rüyalarımda çığlık çığlığa bağırdığım. Gerçekte bağıramadığım için, rüyalarıma sığdırdığım çığlıklarım vardı. Korkuyorlardı bu yüzden rüyalarımdan. Bense kabuslarımdan uyandırılmaktan. Gerçek mi daha acıydı yoksa gerçeğin rüyası mı diye kendime sorular soramamaktan, korkuyordum.

Düşününce bir tek kendimden korkmuyordum. Bugün olmuş kırık aynalara bakabiliyorum. Uğursuzluk saymayı sevmiyorum hiçbir şeyi; insan, rüya ya da eşya, fark etmiyor.

İyiliğe bu kadar odaklanmayı hangi odada kaptım bilmiyorum?

Kendime güzel şarkılar çalıp dinleyebilmek için radyoda program yaptığım zamanlara kaydım geçmişin odalarında. Düş sokağı dinlerdik o zamanlar. Düşleri severdik. Hayallerin oda oda çoğaldığı büyük evlerdi zihinlerimiz. Korkmayı, kaygılanmayı, küsmeyi, susmayı öğretmemişlerdi. Korkacak ne çok sebebimiz vardı oysa. Her şeyi oyun sanırdık ya da çocukluk oyunlarından kalma Herkül gücüyle savardık, karşımıza çıkan engelleri. Eğer hepimiz taşıyamadıklarımızı yazıyorsak bütün yazarlar hamallıktan evrilme diyebiliriz. Meçhul Palas’ ta kelimeleri indirip odama çekildiğimde ne çok kelime sıraya giriyor benden kurtulmak için bilemezsiniz. Zihnimdeki karmaşadan kaçmak istiyorlar onlar da belli.

Peki bir yazar yalnız olduğunu nasıl söyleyebilir, zihninde bunca kelime yığını varken? Zihinlerimiz bu kadar doluyken başka odalarda dolaşmaya ne gücümüz, ne vaktimiz kalmıyor sanırım. "Ben de dahil bu çağda hepimiz kendimizi anlatmak derdine mübtelayız..." Ve hepimiz anlaşılamadığımızdan yakınıyoruz. Tam da burada, köydeki yaz çocukluğuma gidiyorum, Meçhul Palas’ ın bir köy odasına. Kayda değer bir şeyler olmasa da bir şey anlatanın anlattıklarını büyük bir merakla dinlediğimiz, o köy odalarına. Sade yaşamlar vardır bakınca ama bir dinginlik, bir iç zenginliği bulursunuz o insanlarda. Doğayla arkadaş olmanın getirdiği sessiz bilgelik hüküm sürer yüreklerde. Konuşmalar havadan sudan olsa da insanların seven, şükreden, sürekli gülümseyen hallerine şahitlik edersiniz. Tevazu hakimdir çoğunun bakışlarında . Anlarsınız tebessüm bedava, tevazu bedava, insan olmak bedava tabiatın içinde.

Şehre inmek istemezsiniz o odalarda yaşadıktan sonra. Şehirde rekabet vardır çünkü. Başarmaya odaklıdır şehir insanı. Başarılı olmadan da sevilebileceğimizi bize fısıldayan sade hayatlardan sonra ağır gelir, şehrin havası. Kalabalıklar hem sürekli yeni şeyler öğreten hem de bir verip beş çalan bir yapıyla karşılar bizi bambaşka bir odada. Bir dişliye hapsolmuş hissederiz iç dünyamızda. Dağlar sessiz bir devdi Meçhul Palas’ ta, şehirler ise çığlık çığlığa birer cüce. Cüceyi deve yaptığımda anlamıştım yanıldığımı ama tükürdüğümü yalamak ağır geldi bunca yükün üstüne. Anı çantamı alıp şehrin gürültüsünden hızla kaçtığımda ise yine çocukluğum karşıladı beni bir sınıf odasında. Öğretmenim bize deve cüce oynatıyordu. Keşke oyundaki gibi olsaydı her şey. Eğildiğimizde cüce, kalktığımızda dev oluşumuzun aynadaki yansıması gibi mesela. Tevazu için eğilmek başkayken, bir hesap kitap meselesinde eğilmek başka başkaydı. Her dik duruş dev bir yürek isterken, dimdik durabilmek mesela. Ne güzel şey cüce ile deve oyununda şaşırmadan oyunda kalabilmek. Kendini dev aynasında gören cücelere değildi, bu sözüm. Bu sözüm, gerçek yüreklere.

Karanlık çoğalmasın diye Meçhul Palas’ ın bütün ışıklarını yaktım. Topraktan gelen bir elektrikle, odaları gezmeye devam ettim. Zihnimde her şey canlanıyordu koridora çıkmadan. Körlerle uğraşma diyordu, içini dolaştığım odalar. İçine giremediğim odalar ise kilitli bir şekilde uğurluyorlardı beni. Sahipleri istemeyince açılamayan sandıklar gibi, uzun ve derin bir geceyi giyiniyordu Meçhul Palas. Duygularını, düşüncelerini, enlerini, hiçlerini paylaşamayan insanların içini, şehir dolu boşluklara benzetiyordum. Ağlamıyordum, kızmıyordum, sövmüyordum boşluklara. Çünkü ben dağları seviyordum. Üzülünce dağa yaslanmayı, dağla sohbet etmeyi, dağın devliği ile cüceliğim arasındaki o ince çizgiyi seviyordum. Engin olursam, zihin odalarım kirlenmezdi çünkü. Meçhul Palas’ ta istediğim gibi dolaşabilirdim böylece akşamları. Elimde yürek lambamla sadece isteyenlere ışığımı taşıyabilirdim mesela. Işığımı cebimde biriktirip şehrin sokaklarında özgürce dolaşabilirdim.

Sonra hıçkıra hıçkıra ağlaya da bilirim. Meçhul Palas’ a özgü çelişkiler hepsi de. Ve ben kederle, kader arasında o incecik çizgide zıtlıkları seviyordum galiba. Topraktan elektrik alıp, her yeri sele katmaktı benimkisi. Herkesin meçhul palası başka başkaydı çünkü.

"Yıllardır kütüphanenin rafında duran bir kitapta buldum, kaybettiğimi. Hem kitap mektuplara dairdi, hem de içinde el yazısıyla yazılmış bir mektup kağıdı vardı..."

Haydi şimdi uyusun Meçhul Palas. Sabaha kahvaltıda krep var.

ŞuLeCan



Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (6)

5.0

100% (6)

Meçhul palas Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Meçhul palas yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Meçhul Palas yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Sabitlendi
Gule
Gule, @gule
11.9.2025 22:53:53
Dash and Lily dizisinin bir sahnesi gözümde canlandı. Dash kitapçıya gidiyor, Noel'ın o sıkıcı gürültüsünden kaçıp kafasını dağıtmak için...Raflarda kırmızı ciltli bir kitap, yanlış konumundan ötürü gözüne takılıyor, alıp kasadaki çalışana götürüyor "bunu da yanlış yerleştirmişsiniz!" diyor, adam hiç oralı olmuyor, arkasını dönüp telefonda başka biriyle konuşuyor. Dash elindeki bu kitabı tam da ortadaki masanın üstüne gelişigüzel istiflenmiş diğer kitapların yanına bırakacakken, kitabın üstündeki not gözüne ilişiyor:
"Cesaretin var mı?"

Merak ediyor, sayfaları çevirirken Lily'nin tüyolar verdiği ipuçlarını takip ederek, nottaki boşlukları doldurmaya çalışıyor. En sonki notta "buraya kadar geldiysen belli ki çok akıllısın ama merak ettiğim bir şey var. "Cesur musun?"

Ortada bi yerde küçük bir sahne var ve ayaklı eski bir nostaljik mikrofon. İsteyen kitaplardan beğendikleri pasajları okuyabilir, isteyen şarkı söyleyebilir ya da şiir, size kalmış.

O sahneyi görünce "keşke" dedim "Bu sitenin de sesli bir mikrofonu olsaydı, ihtiyaç duyduğumuzda bir tuşa basıp hemen kaydecek şekilde içimizi oracıkta dökseydik.

Yazında da böyle nostaljik tatlı dokunuşlar vardı. Elime sanki bir mikrofon tutuşturmuş "dök içini gitsin!" diyor.

Tebrikler Şule
Sevgiler.
ŞuLeCannn
ŞuLeCannn, @sulecannn
11.9.2025 22:32:36
Buraya tek tek döneceğim yorumlara inşallah. Bu vesileyle seçki kuruluna teşekkür ediyorum. Edebiyat Defteri; şiir, deneme, öykü yanıma kucak açtı bir kez daha ve şiir dolu yüreklerimize ensar oldu. Aile olduk kalem kalem. Sevgiyle. Selamlar 🌾🌺
Rû //
Rû //, @r --
11.9.2025 20:12:46
şulecim kalemine sağlık.

tebriklerimi bırakıyorum

çok sevgimle

🌺

Etkili Yorum
Güney
Güney, @issiz-siir
11.9.2025 12:39:02
Tebrikler güzel ve akıcıydı. Meçhul Palas'ta yaşamaya devam.
Selamlar.
Etkili Yorum
YANILGI USTASI
YANILGI USTASI , @yanilgiustasi
11.9.2025 12:08:46
Kutlarım Şule şairim, Meçhul Palas , sakinlerini
ağırlamaya devam edecek gibi .

Sevgiler
Müjgan Akyüz
Müjgan Akyüz, @mujganakyuz
11.9.2025 11:54:48
5 puan verdi
Güne yakışan bir anlatı
tebrikler
sevgiler
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
11.9.2025 10:56:26
Güne yakışan bir anlatım.
İçtenlikle kutlarım.


Selamlar sevgiler...
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
11.9.2025 10:45:50
5 puan verdi
Çok güzeldi ağlamak olmasa kutluyorum çalışmanızı saygılar sunuyorum
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL