Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
ŞuLeCannn
ŞuLeCannn
VİP ÜYE

Metal Pas

Yorum

Metal Pas

( 2 kişi )

1

Yorum

12

Beğeni

5,0

Puan

169

Okunma

Metal Pas

Metal Pas


Ormanda büyük ağaçların içinde dolaşıyordum. Bir ağaç kovuğu buldum, biraz daha yürüdükten sonra. Cebimde biriktirdiğim hayallerim vardı yanımda. Bir adet çakmak çıktı diğer cebimden, bir iki küçük kozalak ve meşe palamudu. Yürürken kozalak ve palamut toplamayı severdim çünkü. Neyi yakacağımdan emin değildim aslında. Öylece boş boş baktım elimdekilere. Ama vakit akşamdı ve üşümeye başlamıştım. Kozalakları koydum yere, sonra palamutları. Hayallerimi yakmaya kıyamadım, onları attım cebime tekrar. Çakmakla minik bir ateş yaktım ısınacak kadar, gece ağaç kovuğunda saklanacak kadar ısıttım yüreğimi.

Ne zaman içli içli ağlasam, hormonlardan bunlar hep der susardım. Doğanın içinde istediğim büyüklükte bir ağacın kovuğundaydım bu gece ve cebimde hayallerim vardı. Önümde ise ısınacak kadar bir ateş. Karşımda büyük bir ceviz ağacı vardı. Cevizlerinden yerim diye seslendim ağaca, ama altında oturmam ey ceviz ağacı. Sersemletirsin beni sonra. Vaktinden önce uyumak istemiyordum bu gece. Derin hayaller kurmak istiyordum, saklandığım ağaç kovuğunda. Cebimdeki hayaller tükendiğinde yeni hayallerim olurdu böylece.

Küçükken de böyle bir anım olmuştu. Bir arkadaşımla evden uzakta doğanın içinde bir ağacı tutmuştuk. Ağacımızı düzenli ziyaret edecek, dallarına hayallerimizi asacak altında oturup kendimizle konuşacaktık. Ben ilerleyen günlerde tek başıma ağacımın yanına gitmeye başlamıştım bile. Az aşağıda bir dere çağıltısı duyuyordunuz. Nasıl bir huzurdu, nasıl bir mutluluktu ağacıyla baş başa olmak anlatamam. O benim ağacımdı tek başıma her gittiğimde. Dünyaya o ağacın altından baktığımda henüz küçük bir çocuktum. Birisi ağacımı görecek diye bir kuş kadar endişeli ama umut doluydum. Dünyama yeni ağaçlar kattığımda, altında söyleşecek çocuklar da bulmalıydım diye düşündüm kendimi çocukluğumdan çekip almadan az önce.

Her ağacın altında durulamayacağı gibi her insanla da bir ağacın gölgesini paylaşmak mümkün olmayacaktı büyüdüğümde bunu iyice fark etmiştim. Ne ağacın, ne gölgenin, ne senin, ne de benim bunda bir payımız yoktur belki. Bazen rüzgardır suçlu farklı yönde estiği için, bazen bulutlardır vaktinden önce yağdığı için, bazen de güneştir erken doğduğu için. Olabilir mi dedim kendi kendime. Bir ağaç kovuğunda saklanıyordum hüzünlü sayılamayacak kadar neşeli akşamlarımdan birinde. Tepemde bir baykuş ötüyor muydu emin değildim. Baykuşları severim bu arada.

Toprağa sıkışmış metal parçaları vardı sağda solda. Hangi anılardan arta kalan parça pinçik metallerdi bunlar diye düşündüm. Gelip geçenlerin bıraktığı anılardı muhakkak. Yağmur ve ormanın nemli havasından hepsi de pas tutmuşlardı. Çelik gibi yüreğim vardı, içinde saklandığım büyük bir ağaç kovuğum, cebimde ise dünden, bugünden, yarından emanet üç beş hayal. Yanına sıfır eklememe bakıyordu hepsi de. O hayaller çoğalıp, üç bin beş bin olduğunda bu ormanda kardeşçe, her birimiz bir ağacın kovuğunda hayaller kurabilecektik çünkü. Dünyayı kurtarmak gibi bir hayal değildi benimkisi. Kendime kocaman bir orman kurmaktı. Ne varsa kesip kırpmaya alıştığımız bu ormanda, metal pasından başka bir şey kalmayacak diye korktum bir an. Yüreğim de metal kırıntılarından farksız her gün biraz daha paslanıyordu çünkü.

Ağaca yaslanma kurur, insana dayanma ölür demişti ya büyükler. İnsanlar da ağaçlar da çürütülmenin yok edilmenin sınavını veriyordu dünyamızda. Yaslanacak ne bir ağacımız ne de güvenilir diyeceğimiz insan gibi insanlar vardı etrafımızda ticarette, pazarda, siyasette. Çürümüşlüğümüzü hangi ağacın kovuğunda iyileştireceğimizi bilemedim.

Satıcıya doğal sepet almak istediğimi söylüyorum gel sana boyalı sepetlerimizi göstereyim diyor bana. Örme sepet diyorum bey amcaya. Boyasız, doğal, sade. Adam ille makyajlı sepeti satacak. Kime ne anlatayım hiç bilemedim. Bir ağaç kovuğunda umutlarla dolu bitirmeye karar verdim yine de öykümü. Yer yer hafif bir yağmur sardı ormanı. Söz verdim, metal pasa aldırmayacak ve çürümeyecektim. Cebimde kocaman hayallerim, önümde közlenmiş umutlarım vardı. Bir ağaç kovuğundaydım ve diğer ağaçlarla hep birlikteyken özeldim. Ağaçtan bir kalem koparıp bu öyküyü yazdığımda bile, aynı hisler içindeydim. Birlikte hep, en güzel sabahlara.

ŞuLeCan

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Metal pas Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Metal pas yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Metal Pas yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
M.Y.
M.Y., @m-y
8.9.2025 22:46:51
Bir bayan şair ki yeni takibe almıştı beni, bir hikaye kurgusu paylaşmıştı. Ben de oradaki arı, ayı, yılan arketiplerinin ne anlama geldiğini yazmıştım, hemen engelledi beni. Burada da ağaç ve ağaç kovuğu arketipleri var. Anlamları kötü değil ama işte yoğurdu üflemeye başladım. Saygılar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL