2
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
301
Okunma

Eski zamanlarda, bir dağın yamacında Köpeksiz Köy diye bir yer varmış. Adı üstünde, bu köyde bir tane bile köpek olmazmış. Neden mi? Çünkü köylüler “Köpek lazım değil, bizim herkes birbirini korur” dermiş.
Ama işin aslı öyle değilmiş. Köyde köpek olmayınca, hırsızlar, düzenbazlar, fırsatçılar hiç çekinmeden köye dadanırmış. Geceleri tarladaki ekin çalınır, gündüzleri harmandaki buğday götürülürmüş. Ama köylüler yine de “Aman canım, biz kimseye karışmayız” deyip susarmış.
Bir gün köye dışarıdan iki üç kişi gelmiş. Ellerinde kocaman sopalar, bağırıp çağırıp istedikleri gibi davranmaya başlamışlar. Harmandan buğday toplamışlar, kahveden çay içip parasını ödememişler. Sonra da övünerek demişler ki:
— Ne güzel köy burası, köpeği yok, sahip çıkan da yok. Biz burada değneksiz gezsek de olurmuş!
Köylüler içlerinden kızsalar da seslerini çıkaramamışlar. Çünkü alışmışlarmış; kimse kötülüğe dur demezmiş.
O sırada köyün yaşlı bilgesi Derviş İhsan ortaya çıkmış. Gözlerini kısmış, meydandaki kalabalığa bakmış:
— Ey köylüler! Köpeksiz köyde değneksiz gezenleri görüyorsunuz işte. Hırsızın, arsızın işi kolaydır burada. Çünkü siz gözünüzü yummuşsunuz, kötülüğe karşı durmuyorsunuz.
Köylüler başlarını öne eğmiş. Derviş İhsan devam etmiş:
— Köpek sadece havlayan değil, aynı zamanda koruyandır. Siz köpek beslemediniz diye kötüler değneksiz dolaşıyor. Eğer iyiliğin sesi olmazsa, kötülük meydanı boş bulur.
Bu sözden sonra köylüler silkelenmiş. Birlik olmuşlar, hırsızlara karşı çıkmışlar. “Burası bizim köyümüz, burayı sahipsiz sanmayın!” demişler. O gün köyde haksızlık edenler köyü terk etmiş.
Ve o günden sonra köylüler bir şey öğrenmiş:
“Köpeksiz köyde değneksiz gezen çok olur. Ama kötülüğe sessiz kalan, kendi köyünü korumasız bırakır.”
5.0
100% (7)