Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Mu
Muhammed Rıdvan Kaya

Dövüş Sporları ve Müslüman Kimliği Üzerine Bir İnceleme

Yorum

Dövüş Sporları ve Müslüman Kimliği Üzerine Bir İnceleme

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

165

Okunma

Dövüş Sporları ve Müslüman Kimliği Üzerine Bir İnceleme

Dövüş sporları modern toplumlarda fiziksel güç, cesaret ve disiplin sembolü olarak kabul edilen bir faaliyet alanıdır. Ancak bu sporların İslam ahlakına ve değerlerine uygunluğu üzerinde derinlemesine düşünülmesi gereken bir konudur. Özellikle Müslüman bireylerin bu tür faaliyetlere katılımını değerlendirirken hem Kur’an-ı Kerim’in ahlaki ilkeleri hem de İslam medeniyetinin barış ve bilgelik temelli yaklaşımı dikkate alınmalıdır. Dövüş sporlarının doğasında insanın bedenine zarar verme riski vardır. Ölüm, sakatlık ve kalıcı sağlık problemleri gibi sonuçlar bu sporların tehlikelerini ortaya koymaktadır. İslam insana ve onun yaratılışına büyük bir değer verir: > “Şüphesiz kim bir cana ya da bozgunculuğa karşılık olmaksızın bir canı öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibidir. Ve kim de onu yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur.” (Maide, 32) Bu ayet insan hayatının kutsallığını açıkça ortaya koyar. Dövüş sporlarının bu ilkeye ne ölçüde uygun olduğu tartışmalıdır. Müslüman birey bedenine emanet gözüyle bakar ve onu bilinçli bir şekilde korur. Dolayısıyla sakatlık ve ölüm riski barındıran faaliyetler bu anlayışa ters düşmektedir. Dövüş sporları genellikle Batı dünyasının popüler kültürü ve ekonomik çıkarları çerçevesinde şekillenmiştir. Medya bu sporları birer eğlence ve güç gösterisi olarak sunarken Müslüman toplumlarda da bu anlayışa kapılan bir kesim oluşmuştur. Ancak bu Müslümanların kendilerine yabancı bir kültürün değerlerini benimsemeleri anlamına gelir. İslam medeniyetinin temelinde ilim, hikmet ve adalet yatar. Müslüman bilgi ve irfanla donanarak mücadele eder bu mücadele yalnızca bir savunma veya caydırıcılık amacı güder: > “Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve bağlanıp beslenen atlar hazırlayın...” (Enfal, 60) Bu ayet askeri ve teknik üstünlüğün önemine vurgu yapar ancak bu üstünlük yalnızca savunma ve caydırıcılık için kullanılmalıdır. Barbarca dövüşmek veya şiddeti yüceltmek İslam’ın barış ve merhamet ilkeleriyle bağdaşmaz. Dövüş sporlarına gösterilen gereksiz ilgi İslam dünyasının gerçek sorunlarını göz ardı etmesine yol açabilir. Batı dünyası stratejik düşünce kuruluşları (think-tank) aracılığıyla geleceği planlarken İslam dünyasında bu alandaki eksiklikler dikkat çekmektedir. Bugün ABD’de 7 binin üzerinde düşünce kuruluşu bulunurken İslam dünyasında bu sayının son derece sınırlı olması entelektüel ve stratejik geriliği göstermektedir. Müslümanların kendi medeniyet değerlerine sadık kalarak bilgiye dayalı bir mücadele geliştirmesi elzemdir. Bu bağlamda genç nesillere dövüş sporları yerine bilim, teknoloji ve ahlaki eğitim alanlarında rehberlik edilmelidir. Müslümanların Batı dünyasının stratejik üstünlüğünü sorgulamadan benimsemeleri hem kimliklerini zayıflatır hem de İslam medeniyetinin temel ilkelerine zarar verir. Dövüş sporlarının İslam ahlakıyla uyumluluğu sorgulanmalıdır. Müslüman bireylerin fiziksel güç gösterisinden ziyade akıl, ilim ve irfanla öne çıkması gerekmektedir. Ayrıca Batı medeniyetinin stratejik üstünlüğüne karşı İslam dünyasında yeni düşünce kuruluşlarının ve bilimsel çalışmaların teşvik edilmesi gereklidir. Bu hedefler doğrultusunda;
1. Müslüman toplumlarda entelektüel düşünceyi ve stratejik planlamayı destekleyecek eğitim reformları yapılmalıdır.
2. Gençlere fiziksel dayanıklılık ve disiplinin yanı sıra ahlaki değerler ve bilimsel bilgi ile donanmanın önemi öğretilmelidir.
3. İslam dünyasında ilim ve irfan temelli bir medeniyet anlayışını tekrar inşa etmek için ortak bir vizyon geliştirilmelidir.
İslam mücadeleyi yalnızca fiziksel güçle değil bilgi, ahlak ve bilgelikle yürütmeyi emreder. Dövüş sporlarının bu anlayışa ne ölçüde hizmet ettiği Müslümanların bireysel ve toplumsal sorumluluklarının bir yansımasıdır. Bu nedenle dövüş sporlarına yönelik ilgiyi sorgulamak aynı zamanda Müslüman kimliğini ve medeniyetini yeniden tanımlamanın bir adımıdır.

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Dövüş sporları ve müslüman kimliği üzerine bir inceleme Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Dövüş sporları ve müslüman kimliği üzerine bir inceleme yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Dövüş Sporları ve Müslüman Kimliği Üzerine Bir İnceleme yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL