Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Mu
Muhammed Rıdvan Kaya

Zorluk Olmadan Kolaylık Olmaz: Kur’an ve Psikoloji Perspektifinden Sabır ve Umut

Yorum

Zorluk Olmadan Kolaylık Olmaz: Kur’an ve Psikoloji Perspektifinden Sabır ve Umut

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

150

Okunma

Zorluk Olmadan Kolaylık Olmaz: Kur’an ve Psikoloji Perspektifinden Sabır ve Umut

Hayat, karşılaşılan zorluklar ve kolaylıklarla bir yolculuk gibidir. İnsan, bu yolculukta kimi zaman yokuş yukarı çıkar, kimi zaman düz yolda yürür, kimi zaman da yokuş aşağı iner. Ancak bu iniş çıkışların arkasında Allah’ın hikmet dolu bir düzeni vardır. İnşirah Suresi’nin şu ayeti, bu gerçeği en güzel şekilde ifade eder: "Şüphesiz zorlukla kolaylık beraberdir." (İnşirah Suresi, 6) Bu ayet müminlerin ilahi vaade tam anlamıyla inanması ve güvenmesi içindir. Çünkü Allah, kullarına zorlukların ardından kolaylıklar nasip edeceğini vaat etmiştir. Bu vaat, bir müminin hayatında umut ışığıdır ve en karanlık anlarda bile sabretme gücü verir. Allah, dünya hayatını bir imtihan yeri olarak yaratmıştır ve bu imtihanın içinde zıtlıklar barındırır: darlık ve bolluk, gece ve gündüz, yaz ve kış... Bu zıtlıklar olmadan, hayatın anlamı ve hikmeti tam olarak kavranamazdı. Eğer sürekli kolaylık içinde yaşasaydık, sabır ve şükür gibi yüce ahlakları öğrenemezdik. Darlık olmasaydı bolluğun, kış olmasaydı baharın kıymetini bilemezdik. Nitekim Bakara Suresi’nde bu durum şöyle ifade edilir: >"Kim Allah’a onu kat kat ona artıracağı güzel bir borç verir. Ve Allah kısan ve yayandır. Ve O’na döndürülürsünüz." (Bakara Suresi, 245) Allah, kullarını bazen sıkar, zorlar ve dener; bazen de genişlik, ferahlık ve kolaylık verir. Bu döngü, insanı hem dünyevi hem de uhrevi olarak eğitir ve olgunlaştırır. Zorluklar, müminlerin imanını kuvvetlendiren en önemli araçlardır. Allah, münafıkların ve müşriklerin ayıklanması için bazen zorluklar yaratır. Müminler ise bu zorluklar karşısında Allah’a güvenerek sabreder ve dua ile O’na yönelir. Çünkü bilirler ki, bu zorluklar geçicidir ve her gecenin ardından bir sabah, her kışın ardından bir bahar gelir. Sabır, müminin imanını güçlendiren en büyük erdemlerden biridir. Çünkü sabır, Allah’ın rahmetine olan inancın bir tezahürüdür. Zümer Suresi’nde bu durum şu şekilde belirtilir: "De: Nefislerine karşı aşırı giden kullarım Allah’ın rahmetinden asla umut kesmeyin. " (Zümer Suresi, 53) Mümin, Allah’ın rahmetine olan inancıyla en zorlu anlarda bile umut eder ve sabreder. Bu sabır, sonunda Allah’ın yardımına erişeceğinin bir göstergesidir. Allah’ın Kâbıd (daraltan, sıkan) ve Basıt (genişleten, açan) isimleri, hayatın zorluk ve kolaylık dengesi içinde yaratıldığını gösterir. Bu isimler, insanın zorlukların geçici olduğunu ve Allah’ın genişlik vereceğini hatırlatır. Mümin, zorluk anlarında bu isimlere sığınarak huzur bulur. Zorluklar, müminin Allah’a yönelmesine, dua ve sabırla imtihanı geçmesine vesile olur. Kolaylıklar ise şükür ve mutluluğun kaynağıdır. Bu denge, müminin hem imanını kuvvetlendirir hem de hayatına anlam katar. Hayatın zorlukları karşısında sabır göstermek ve Allah’a sığınmak, müminin en büyük silahıdır. Zorlukların ardından kolaylık geleceğine inanmak, müminin umut ışığıdır. Çünkü Allah, kullarını hiçbir zaman rahmetinden mahrum bırakmaz. Gece biter, güneş doğar; kış geçer, bahar gelir. "Allah’ın rahmetinden asla umut kesmeyin. " (Zümer Suresi, 53) Unutmayalım ki, zorluk olmadan kolaylık olmaz. Hayatın iniş çıkışları, insanın sabrını ve imanını güçlendirir. Ve sonunda, Allah’ın rahmeti ile her zorluk kolaylığa dönüşür. Sabret ve umut et; güneş mutlaka doğacaktır. Bu hakikat, günümüzde psikoloji biliminin bulgularıyla da doğrulanmaktadır. İnsanın duygusal sağlığı, karşılaştığı zorluklara karşı gösterdiği tepkiyle doğrudan ilişkilidir. Modern psikolojide bu tepkiyi belirleyen en önemli kavramlardan biri psikolojik dayanıklılık (rezilyans) olarak tanımlanır. Psikolojik dayanıklılık, bireyin stres, travma, kriz veya büyük zorluklar karşısında toparlanabilme ve uyum sağlayabilme kapasitesidir. Tıpkı İnşirah Suresi’nin vurguladığı gibi, zorluklar içinde gizli bir kolaylık barındırır ve insanın ruhsal olarak gelişmesine zemin hazırlar. Zorluklar, insanın zihinsel ve duygusal kaslarını geliştirir. Tıpkı fiziksel kasların ağırlıkla çalıştırılarak güçlenmesi gibi duygularda sıkıntılarla karşılaştıkça olgunlaşır. Bu süreçte sabır ve umut, bireyin duygusal sağlığını koruyabilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Pozitif psikoloji de benzer şekilde, anlam duygusunun ve içsel inancın, kişinin travmaları anlamlandırmasında büyük rol oynadığını savunur. İnanan bir kişi için bu anlam, Allah’a olan güven ve kadere teslimiyetle şekillenir. Bilişsel terapi alanında sıkça kullanılan bir kavram olan “yeniden çerçeveleme” (reframing), yaşanan zorluklara farklı bir bakışla yaklaşmayı önerir. Kur’an merkezli bakış açısıyla bu, bir zorluğu Allah’ın eğitici bir nimeti olarak görmek anlamına gelir. Yani "neden ben?" demek yerine, "bu deneyim bana ne öğretiyor?" sorusu sorulur. Bu yaklaşım, hem sabrı besler hem de psikolojik iyilik halini artırır. Travma sonrası büyüme kavramı da burada önemlidir. Araştırmalar, birçok insanın ciddi zorluklardan sonra daha güçlü, daha derin düşünceli ve daha şefkatli bireyler haline geldiğini göstermektedir. Mümin bir birey için bu, imanın kuvvetlenmesi, Allah’a yönelişin artması ve sabırla kazanılan içsel bir huzur anlamına gelir. Kur’an’da zorluklarla gelen olgunlaşma süreci, psikolojideki bu dönüşümle örtüşür. Ayrıca dua ve tevekkül, stres ve kaygıyı azaltmada etkili bir içsel mekanizmadır. Bilimsel çalışmalar, inanç temelli ritüellerin beyin üzerindeki yatıştırıcı etkisini doğrulamaktadır. Dua zihni sakinleştirir, kalbi teskin eder. Bu da psikolojik olarak “güvende hissetme” ihtiyacını karşılar. Öz şefkat, modern psikolojinin önemsediği bir başka başlıktır. Zor zamanlarda kişinin kendine yargılayıcı değil, anlayışlı ve sevgi dolu yaklaşması önerilir. Kur’an, Allah’ın rahmetine sığınanların affa ve kolaylığa ereceğini müjdeleyerek, kişiye bu öz şefkati ilahi temelde öğretir: “Allah’ın rahmetinden asla umut kesmeyin.” Sonuç olarak, hem Kur’an’ın öğretileri hem de modern psikoloji bize aynı hakikati hatırlatıyor: Zorluklar birer sınavdır ve bu sınavlar sabırla geçildiğinde duygusal bir olgunluk doğar. Sabretmek ve umut etmek sadece inancın değil, duygusal sağlığın da temellerindendir. Zorluklar, insanı güçlendirir, karakteri derinleştirir ve Allah’a yakınlaştırır. Bu yüzden “zorluk olmadan kolaylık olmaz.” Sabır ve umutla yürüyen insan, hem bu dünyada hem de ahirette huzura kavuşur.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Zorluk olmadan kolaylık olmaz: kur’an ve psikoloji perspektifinden sabır ve umut Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Zorluk olmadan kolaylık olmaz: kur’an ve psikoloji perspektifinden sabır ve umut yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Zorluk Olmadan Kolaylık Olmaz: Kur’an ve Psikoloji Perspektifinden Sabır ve Umut yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL