7
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
442
Okunma

Özrümü yolda unutup geldim bir de kendimi unutabilmeyi becersem keşke, demenin mahiyeti elbette değişir kişiden kişiye.
Hangi asparagas habere denk düştümse?
Önce sarışın bir lale olma özrüme tanıklık etti insanlık sonra da sıfır numara kazıttığım saçlarımla arşı alaya çıktım.
Ben-merkezcil olduğum söylerler: çok da umurumda hani?
Bir göğün tanıklığında bir de İlahi Adaletin.
Madem saçım görünmeyeceğinin meali bir eşarp, ben de dazlak kafama takarım saçımı ve saçımın-olmayan saçımın-ucu gözükmez.
Önce hasta arkadaşıma eşlik etmek ümidiyle saçlarımı kestirdim sonra da saçkıran olduğumu öğrendim.
Dalgakıranlara nispet aslında ben yüreği kırılanım.
Depozitini verdiğim evin üstüne üstük bir yıllık kirasını da ödedim mi…
Sonuçta hayat müşterek, azizim: ben kirayı öderim müstakbel eşim de faturaları.
Öyle ayrı gayrı mı olur? Gerçi kira fatura toplamından kat ve kat fazla ama…
Bu sefer doğal gazı ve suyu ve de eletriği… sanmayın ki kocama inat yüklendim ben bunca tüketimi sonra da poşet parası verdiğim-günde en az on poşet de oldu mu.
Gerçi mutfak parası annemlere aitti ben de sırf yardım olsun diye poşet parasını verdim mi…
Kim olduğumun önemi yok yine de söyleyeyim.
Zamanın bir tali an’ında bir anı mezarlığından çıkıp da geldim ve eşimle mezarlıkta tanıştık.
Rahmetli eşlerimin-sanmayın ki fazla: altı üstü iki rahmetli şey bir de geçen ay boşandığım ve nafakasını düzenli ödememeye yeminli şahısı da sayarsak-akabinde yalnızlık elbette çekilmez oluyor bir noktadan sonra hele ki gece gece canım bir şey çektiğinde kim gidecek ki alışverişe?
Hamile kaldığımda az çekmedi benden 3 no’lu eşim. Bir keresinde kestane şekeri almaya kaç saatlik yolu çekip de gidip geldi gün içerisinde. Ala ala iki kilo almış akıllım. Ben de ses etmedim ertesi gün canım Amasya elması çekti-şükürler olsun ki caddenin sonundaki manavda 12 ay aralıksız elma bulunur-ve bu sefer en az beş kilo alıp da gelmesini söyledim. Hal böyle olunca tosuncuk doğurdum lakin çocuk fazla yaşamadı. Sen bir gün otur çocuğun üstüne. Yok, yok, ben hep ihtimam gösterdim. Bizim adamın ablası: kadın mübarek üç tane ben çeker. Gerçi bu olaydan sonra mide ameliyatı olup verdi tonlarca kiloyu ama yine de pek şen geçmedi içerideki günleri. Hâkim neredeyse kalemi kırıyordu:
‘’Bre kadın, görmedin mi o çocuğu da oturdun üstüne?’’
Can mı dayanır? Vicdan azabı çekti sanmayın hani sadece hâkime vuruldu. Yeminle söylüyorum. Eh, adamın da son duruşmasıymış. Yaşı neresinden baksan altmış vardır bizim görümcenin lakin bu hâkim ona gençlik aşısı oldu. Tahliye olur olmaz nikah kıydılar yalnız hâkimin tek şartı vardı bizimkiden:
‘’Asla çift kişilik yatakta uyumayacağız.’’ demez mi.
Gerçi bu saatten sonra…dilimi ısırdım ama geç kaldım hani.
Vallahi de oldu çocukları hem de üçüz. Üstelik her biri en az üç kilo çeker. Kadının midesi küçüldü ama içine de kaç kişi girdi, hani.
Neyse efendim artık görüşmüyorum onlarla zaten kocayı da havale edip sonsuzluğa…
Ben-merkezcil olduğumu söyleyen son eşimle de yollarımızı ayırdıkta sonra bir yalnızlığa düştüm ki.
Varsın nafakam kesilsin söyle yedieminde çalışan bir kocam olsa fena mı olur hani? Demez olsaydım.
Ahvalim de pek tedirgindi benim içine düştüğüm bu boşluktan ne de olsa onlara sarmıştım. Günde beş kez halı yıkayıp üstüne üstük pencereden sarkıttığım yetmezmiş gibi…gerçi ne var ki bunda?
Hah, bir de müziğin sesini sonuna kadar açıyormuşum?
Bunda da ne var ki?
Hem neşeli kadınım ben: duramam yerimde.
Nalları diken Tony’i de rahmetle anıyorum. Zavallı köpeğe diyet bisküvilerimden verip üstüne de maydanoz suyu içince gerçi bana iyi gelen ona da yarar, dedim amma velakin bir hurafeymiş.
Dün gece uykumda gördüm rahmetliyi: hayvan mezarlığında yürüyüşe çıkmış bir de gecenin körü kapı çalmaz mı?
Hemen 112’yi aradım ve gelip aradılar tüm sokağı baştan sonra bir de ne bulsunlar?
Yurt dışından karton kutuda getirtilen üç tane cins köpek hem de kaniş.
Komiser önce çok kızdı ama sonra üstün hizmet madalyasına layık olduğumu söyleyip de alnımdan öpmez mi?
Yalnızlık zor zanaat.
Geçenlerde de itfaiyeye haber saldımdı. Zavallı muhabbet kuşumun kafesi açık kalmış o da ne yapsın? Uçmuş bahçedeki ağacın en üst dalına.
Komşu Zekiye’nin de kedisi de peşine düşmesin mi?
İtfaiyeden sonra yeniden karakola düştü yolum. Hakaretten tazminat davası açtı kadın bana. İyi de ben kedisine demiştim ‘yelloz’diye. Pes yani; bir kedi yılda kaç kez yavrular ki?
Düşmüyor yakamdan: ne lanet düşüyor ne de şanssızlık.
Gencim güzelim madem: ben de sıfıra vurdurttum işte saçlarımı ve şanssızlık bir kez de burada boy gösterdi.
Nereden bileyim ben eşimin asker kaçağı olduğunu?
Aşk evliliği yaptık mezarlıkta tanıştığımızın ertesi. Bir bakışta vurulduk birbirimize.
Adamın lepiska gibi saçları vardı. Benimki de meydanda.
İkimiz de birbirimizin saçına vurulduk-şey o, benim olmayan saçıma; ben de asla sahibi olamayacağımın onun uzun saçlarına.
Unuttum. Neyi mi?
Kaçıncı kocam olduğunu unuttum varsın da unutayım.
Bayağı güzel bir hayata adım attık-sözüm ona.
Anadolu yakasında eşsiz bir semtte kocaman bir daire kiraladık ve ben biriktirdiğim nafakalarım ile ödedim tüm borcumu üstelik peşinen zaten nikahı birkaç ay geciktirdik sırf nafakam kesilmesin, diye gerçi bizimki diretti imza atmadan bir beraberlik yaşayalım diye…a, olacak şey mi?
Onun saçı uzun ve aklı kısaysa benimki de…neyse, efendim.
Bir gün iki gün derken güllük gülistanlık yaşayıp giderken her şey baş aşağı oldu.
Ne zamanki kol kola gezmeye çıkalım insanlar laf atmaya başladı ama yanlış insana yanlış kişiler laf atarken…nasıl mı?
‘’Saçlarına kurban olayım, güzelim.’’
Lafı yiyen kim, tahmin edin.
Ya da:
‘’Aslan gibi Maşallah. Bana da yer var mı yüreğinde yakışıklım?’’
Biz de değiş tokuş yaptık bazı şeyleri.
Ben saçlarımı asla uzatmadım. O ise kestirmedi ve kısa yoldan hüviyetlerimizi değiştik zaten mecburduk da hele ki asker kaçağı olduğu da ortaya çıkınca eşimin.
Artık benim kimliğim mavi.
Onunki de pembe.
Dedim ya; kimse bana ben-merkezcil, demesin.
Şafak sayıyorum bu aralar ve bu satırları da asker ocağından yazıyorum. Aşk bu! Bir kez buldum asla kaybetmem.
Yemin törenime de geldi lepiska saçlı eşim benim. Bir dolma sarmış ki parmaklarınızı yersiniz.
5.0
100% (6)