0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
170
Okunma
Bir zamanlar, insanlar arasındaki bağlar sessizce kurulur, yavaş yavaş güçlenir, yıllar içinde kök salar ve kolay kolay kopmazdı.
Komşu komşunun çocuğunu sever, bir kap yemeği paylaşıp bir derdi dinlerdi. Bir kahve, bir selam, bir “nasılsın” hayatın vazgeçilmez ritüelleriydi.
Şimdi o ritüeller çoktan unutuldu.
Artık göz göze gelmek bile zor.
Selam vermek yerine bakış kaçırmak moda.
Konuşmak, anlaşmak yerini susmaya ya da bağırmaya bıraktı. İletişim kurmak yerine bloklamak, görmezden gelmek ya da öfkeyle etiketlemek tercih ediliyor. İnsanlar birbirini anlamak yerine tanımadan yargılıyor.
Toplum, ötekileşmenin ve kutuplaşmanın dar sokaklarında yürümeye başladı. “Biz” ve “onlar” ayrımı, dostluğu düşmanlığa çevirecek kadar keskinleşti. Aynı sofrada oturanlar bile artık aynı dili konuşmuyor.
Bencillik, yeni bir yaşam biçimi gibi. Herkes kendi küçük dünyasında, başkasının derdine sırtını dönmüş durumda. Umursamamak, bir savunma değil; alışkanlık haline geldi. Ve bu alışkanlık, vicdanın yerini konforun aldığı bir çağın kapılarını ardına kadar açtı.
Liyakatsizlik her yere sirayet etti. Yetkin olmayan ellerde yönetilen işler, çürüyen adalet duygusu, hak edenin değil güçlü olanın kazandığı bir düzen… Bu düzen, insanların birbirine güvenini kemiren bir kurt gibi.
En çok da tahammülsüzlük büyüyor.
En ufak bir fikir ayrılığı, bir tartışma değil bir savaş sebebi oluyor.
Karşımızdakini anlamaya çalışmak yerine onu susturmayı, dışlamayı tercih ediyoruz. Bir zamanlar dost bildiğimiz insanlar, fikirleri değişti diye bize yabancılaşıyor; hatta düşmanlaşıyor.
Bu gidiş, toplumu geri dönülmez bir sona doğru sürüklüyor. Çünkü iletişim koparsa, bağlar çözülür. Bağlar çözülürse, toplum da çözülür.
Biz, birbirimizden koptukça daha kolay yönetilen, daha kolay yönlendirilen, daha yalnız bir kalabalığa dönüşüyoruz.
Belki hâlâ bir umut vardır.
Belki bir gün, öfkenin yerine merhameti, bencilliğin yerine paylaşmayı, tahammülsüzlüğün yerine sabrı koyabiliriz.
Ama şunu bilmek zorundayız:
Her eski dost, yeni bir düşmana dönüşüyorsa, bu yalnızca bireysel değil; toplumsal bir çöküştür.