2
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
193
Okunma
Her şey;sadece bir cümlenin hayatımı değiştirebileceğine inandığım o yağmurlu gecede başladı.
Geniş mera ve yaylalara sahip bir köyün karşısında dedeme ait bir çiftlikte yaşıyor, köy halkı gibi tarım ve hayvancılık yapıyorduk. Dedem çok disiplinli, çalışkan ve sert mizaçlı biriydi. Onun hiç boş durduğuna şahit olmamıştım. Bazen bahçede bazen tarlada çalışır, hayvanlarla ilgilenir, beş vakit namazını kılar, her gün Kur’an ve Osmanlıca yazılmış eserler okur; önemli bulduğu konuları ise tüm aile fertlerini toplayarak onlara da anlatırdı. İhtiyar heyeti tarafından çözülemeyen sorunlar ve husumetler dedem tarafından sulha ve huzura kavuşturulur, köydeki satış senetleri dedem tarafından yazılırdı. Çok saygın ve sözü dinlenen biri olduğu için kız istemelere de dedem götürülürdü. Akşam erken yatıyor, güne erken başlıyor hatta sabah ezanından sonra uykudan uyanmayanı yatağıyla birlikte dışarı atıyordu. Babam, amcalarım ve eşleri hatta evlenip başka köylere yerleşmiş olan halalarım bile dedemin karşısında saygıdan el pençe divan dururdu. Tüm evlatları dedemin ağzından çıkacak cümleyi beklerler, onun yanında saygıdan çocuklarını sevmez, kucağına almaz, onlara iş buyurmazlardı. Henüz on dört yaşında, dedemin ilk torunuydum ve onun tarafından çok seviliyordum. Bu durumdan istifade edip dedemin arkasına sığınarak sabahları geç kalkıyor, canımın çektiği yemekleri anneme ve yengeme yaptırıyor, gönlümce geziyordum.
Mevsimlerden ilkbahar, aylardan ise nisandı. Şimşeklerin çaktığı gök gürültülü ve yağmurlu bir gecede derin uykudayken, dedemin “Canımın içi torunum, kalk! sana bir şey söyleyeceğim.” sözleriyle uyandım. Elimden tutarak, evimizin köye bakan balkonuna götürdü. Sabah ezanı okunmuş dışarısı alacakaranlıktı. Dedem “Köye iyi bak. Ne görüyorsun?” diye sordu. “Birkaç evin bacasından duman tütüyor.” dedim. Peki, o hanelerin durumu nasıl diye sordu. Bende köyün en zengin haneleri hepsinin yüzlerce sürüsü ve traktörü var çok saygın aileler dedim. Dedem bana döndü, bir eliyle sırtımı sıvazlarken gözlerimin içine bakarak “Bu haneler gibi sabah namazından önce kalkıp işinin başına geçersen Allah (c.c) sana da onlar gibi bol rızık verir güçlü, zengin, sözü geçen ve saygın biri olursun. Hayallerini gerçekleştirebilmek için daima bir adım önde olursun. Unutma ki “Hayali olmayanlar, hayali olanlara hizmetçi (köle) olurlar. ” dedi. O geceden sonra her gün, sabah ezanıyla birlikte kalkıp namazımı kıldıktan sonra işimin başına geçtim. Üç ayrı şehirde pazar kurdum ve binlerce sürü sahibi oldum. Hemen hemen köyün yarısına iş verdim. Aynen dedem gibi sözüne itibar edilen, saygın ve güvenilir biri oldum.
5.0
100% (3)