11
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
683
Okunma

Her su damlasının bir hafızası vardır. Şehrin koşuşturmacası, sanayinin hırıltısı ve hayatın yorgunluğuyla kirlenmiş o sular, artık kendi ağırlığı altında ezilirken, görünmez bir çağrı yükselir. İşte o an, doğanın kadim bilgeliği devreye girer.
Atıksuların arıtılması, sadece teknik bir işlem değil, aynı zamanda kirli olanın arınma yolculuğu, ruhsal bir dönüşümün ta kendisidir.
Bu süreç, bir orkestranın senfonisi gibi işler. İlk adım, suyun kabası alınarak büyük bir sahneden elenmesidir; tıpkı bir şairin ilk taslağından fazla kelimeleri atması gibi. Sonra su, devasa havuzlarda dinlenmeye çekilir. Burada, kum ve çakıl gibi ağırlaşmış hatıralar, suyun dibine çöker. Bu, hayatın getirdiği tortuların, zamanın sessizliğinde kendi ağırlıklarıyla aşağı çekilmesine benzer.
Ancak asıl mucize, suyun kalbine indiğimizde başlar. Aktif çamur adı verilen mikroskobik dünya, bu hikayenin adsız kahramanlarıdır. Onlar, ne yaşadıklarını bilmeyen ama içlerindeki ilahi bir çağrıyla hareket eden minik savaşçılar gibidir. Her biri, suyun içindeki organik atıkları, yani hayatın yorgunluğunu, acılarını, kimyasal ve biyolojik kirlilikleri kendi varlıklarıyla yutar.
Bu, bir şairin, kendi içinde biriken tüm hüzünleri, onları şiire dönüştürerek temizlemesi gibidir. Bu mikroorganizmalar, görünmez birer sanatçı gibi, zehirli olanı alıp, saf ve temiz bir şeye dönüştürürler.
Bu savaş, bir duygunun içsel mücadelesi gibidir. Her mikroorganizma, varoluşunu borçlu olduğu bu kirli suyu temizlerken, aslında kendi içinde de bir arınma yaşar. Onların bu bilinçsiz ama fedakar eylemi, suyun ruhsal dengesini yeniden kurar.
Su, bu savaştan sonra daha hafif, daha dingin ve daha berrak çıkar. Artık o, geçmişin yüklerinden arınmış, yepyeni bir hikayeye başlamaya hazır bir damladır.
Nihayet, arınmış bu su, dezenfeksiyon tünelinden geçer. Burada, kalan son izler, sonsuzluk ışığıyla silinir.
Artık su, sadece temiz değil, aynı zamanda güvenlidir. Geriye dönerek şehre karışabilir, doğaya kavuşabilir ya da toprağın koynuna yeniden sızabilir.
Atıksu arıtma, sadece çevreyi koruma eylemi değil, aynı zamanda kirliliğin getirdiği acıdan, yok oluşa giden yoldan, yaşama giden bir köprünün inşasıdır. Her damla, arındıkça, bize temiz bir başlangıcın, umudun ve dönüşümün mümkün olduğunu fısıldar.
Bu, doğanın en büyük şiiri, hayatın ise en derin felsefesidir.
5.0
100% (6)