Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Deniz🌿
Deniz🌿

BEN NERDE YANLIŞ YAPTIM ?

Yorum

BEN NERDE YANLIŞ YAPTIM ?

( 5 kişi )

3

Yorum

16

Beğeni

5,0

Puan

389

Okunma

BEN  NERDE  YANLIŞ  YAPTIM ?

BEN NERDE YANLIŞ YAPTIM ?

Elmira, üzgün ve gergin olduğu zamanlarda yaptığı gibi ritmi ve volümü yüksek bir şarkı aradı zihnini susturmak için. Dans ederek cheese cake ve reyhan şerbeti yapmak iyi gelebilirdi.Kulaklığını taktı, ekrana" let it talk to me" yazıp volümü sona kadar yükseltti.

Akşam İş çıkışı Feraye ve üniversiteden bir arkadaşı da ziyaretine gelecekti. Sinan’a sinir olduğu bir güne denk gelmesi iyi olmadı ama artık kimse için programını aksatmamayı öğrenmeliydi. Aynı tepkileri verip farklı sonuçlar bekleyemezdi .Şeytan dedi ki:
"Bak Mira,yıllardır aynı pasif tavırları sergileyip durdun azcık inşsiyatif al, izin verdiğin sürece sınırların ihlal edilip duracak. Bu kez biriktirdiklerini tutma. Artık 1 numarada sen varsın. Başka kimseyi düşünme."
Elmira, peki sonra ne olacak? Ne olacağını düşünmesi gereken aslında kimdi? diye düşündü.
Şeytan sazı aldı eline; " bu sefer kendini yıpratmak yerine yazarak anlat " dedi çözüm olarak.
Elmira’nın şeytanı bile vizyonsuz ve mıymıydı. En fazla bu kadar gaz verebiliyordu.

Akşam olduğunda ilk gelen Feraye’ydi. Kız kıza sohbet için uygun bir gündü. Feraye,Engin’den ayrıydı bir süredir. Major depresyon geçirmişti. Engin eşinden ayrılmayı ve bebeği istemeyince hayatın anlamı kalmamıştı. Elmira;

"Dünya sanki Engin’in etrafında dönüyor ve en temel var oluş problemi de üremek.."diye düşündü. Ama hemen ardından kendi duygusal yıkımları ve izin verdiği çalkantılar geldi ve içi burkuldu.

Ziyaretine şehir dışından gelen Özlem, yatıya kalacaktı. Yemekten sonra kış bahçesindeki köşe takımına oturup geçmişi yad ettiler. Özlem aralarında en mütedeyyin olanıydı. Geçit vernez rijit kişiliği empati yapmasını zorlaştırıyordu. Feraye’nin son yaşadıklarını öğrenince onu küçümseyen gözlerle yargıladı. Günahkar ve gurursuzdu ona göre. Bu yüzden söze çok karışmadı.
Elmira ise ona bu süreçte destek olmadığı için kendini suçladı. Aşırı tepkilerini törpülemeli, duygu parametrelerini stabillemeliydi.

Feraye bağdaş kurmuş , elindeki kupadan tüten kahvenin aromalı buharına dalmıştı. Durgundu bugün.

" Nerede, nerede, nerede...
Ben, ner-de...yan-lış yap-tım?.."

dedi o unutulmaz şarkıyı melodisiyle birlikte heceleyerek.

-Nerde doğru yaptın ki Feraye ,dedi Elmira gülerek.Hikaye baştan yanlış.

Dirseğini koltuğun kenarına, elini de şakağına dayamıştı.
Kupayı sehpaya bırakıp Esmer kıvırcık saçlarının bukleleriyle oyalandı Feraye. O da Elmira’yı küçümsüyordu:

-Peki...dedi tane tane, vurgulu ve sakince.
Sen kendi tavırlarını ne kadar doğru...ne kadar onurlu...ve ne kadar dürüst buluyorsun?
Hangimiz gerçeklerle dans ediyor, hangimiz yalanlarla oyalanıyor? Ben en azından kendime karşı dürüstüm.

Ortalık buza kesti. Elmira devamında açıklama gelecekmişçesine gözlerine takıldı Feraye’nin.

-Ben diyorum ki...Üçümüzün de mutsuzluğu eşdeğer,dedi Özleme bakarak. Sinan’ın sevgisi bağlılığı,değer verişi yetiyor mu sana?
Ya da Engin’in aldığı pırlanta kolye yetiyor mu bana?
Hem aynı iş ortamında çalışıp uzak durabilmek kolay mı sanıyosun?
Sonuçta, Özlem de yalnızlıktan şikayetçi biz de.Onun hayatında hiç gerçek bir ilişkisi olmamış bile.

Özlem:
-Ne atom bombası ne Londra konferansı...Bütün derdiniz bu mu kızlar ya? dedi ellerini iki yana açarak.

-Benim kafam rahat, çok mutluyum böyle.

Nedense buna ordaki hiç kimse inanmadı.

İnsanoğlu kendini kandırmakta ustaydı. Suya sabuna dokunmadan, yara almadan yaşamakla övünüyordu Özlem.

Hayatta ciddi bir yara almamıştı ama yol da alamamıştı.

Elmira:
-Dünyayı aşmak için önce onu yaşayıp tüketmelisin.
Çaldığın kapılardan eli boş döndükçe başka bir dünyaya yöneleceksin. Yoksa o kapıların ardında ne var ,diye düşünmekten manevi arayışa yönelemiyosun. Bu da oyunun bir parçası. Dünya gereksiz bir atlama taşı değil.

Feraye’nin gözü sürekli telefonundaydı. Kısa bir mesaj, bir emoji,bir çağrı...Ne olursa...
Bazen, hayatımızdan bir kişinin gitmesiyle bütün dünya boşalıyordu sanki...

Elmira fark ediyordu ve anlıyordu ama üzülmesini engellemiyordu bunlar.

-Feraye...dedi. Okuyamıyorsun insanları, Engin’i. Nerde yanlış yaptığını anla artık. Kendine değer verdiğin kadar değer verecek sana, kendini sevdiğin kadar sevecek seni...Bir yerde denk gelmiştim, tv programıydı; Erkekler avcı yaratıklardır diyordu ve sen kolay bir lokmasın...Onu hayal kırıklığına uğratıyorsun.
Hem, neden senin için rahatını bozsun ki. Prensiplerin yok...Sınırların...Ne bileyim bütün adımları sen atmışsın ,onun alanına da sen kurulmuşsun. Ben hiçbir zaman senin kadar cömert olmadım, olamadım. Senin durumunu görünce iyi ki , diyorum.

Feraye Elmira’nın sözlerindeki kibir kokusunu aldı.

-Mira...Bence sen hiç gerçekten sevmemişsin. Bu kadar kendini koruyabilen , kontrollü hesaplı biri aşkla hiç tanışmamıştır bence, beni kınamandan anlıyorum bunu.Metod,teknik işi mi bu? Sevgi, kendi yolunu çizer, şiddetini de yönünü de sana sormaz. Coşkun bir ırmak gibi...

Elmira güldü;
-Benim için önemli olan sevilmekti . Ne hissediyorum diye kendime pek sormadım, dedi düşünceli bir tavırla. Metodlara hiç ihtiyacım olmadı Feraye. Ben kendimi hep sevdim çünkü.
Gülümseyerek ekledi:
Çok şairane konuştun bu arada, seni bile değiştirmiş aşk.

-Hayır,kendimi suçlamayacağım birini sınırsız sevdim diye. Kıymet bilmemesi onun kalitesizliğiydi.

.Senin sevginin yöneldiği yer Engin’de nereye ulaşıyor? Duygularına mı beynine mi hormonlarına mı? Geçici bir yere mi,kalıcı bir yere mi?

O senin için neyi temsil ediyor? Para ve gücü temsil eden fonksiyonel bir nesne mi,tek tuşla ulaşabileceğin? Sadece beden fonksiyonları olan ruhsuz yaratıklar mı onlar? Eğer böyle düşünüyorsan alacağın karşılık da bu. Engin’in beyni yok mu sence? Herkes her şeyin farkında bu yaşam oyununda aslında.

Yani canım, kendini ve onu ne olarak görüyosan o da seni öyle yanıtlıyor. Kendi içinde yazdığın senaryonun dışardaki gösterimi seni neden böyle şaşırtıyor ki?

Onun rolünü sen yazdın. Kendininkini de...

Feraye rövanş almak için iyi bir fırsat yakaladığını düşündü, alaycı bir tavırla:

- Para ve güç mü? Sinan nasıl biri acaba? Gücü,liderliği bu kadar baskın temsil eden birini hiç görmedim doğrusu, tam bir Alfa...dedi gülümseyerek.

Özlem ekledi:
-Selami’yi araken bulduğum Alfa...
-Aynen öyle , dedi Feraye kahkaha atarak.

Elmira:

- Ah Feraye, ne bu? Kapak mı? ,
dedi umusamaz bir tavırla. Onunla tanıştığımda ne güçlüydü,ne işi vardı,ne de yöneticilik vasfını fark edebildim.Hatta benden daha gerideydi.En güçsüz ,hazırlıksız konumdakimi seçtim ki iyice tanıyayım,evlilik süreci uzasın ve bu arada da flörtün tadını çıkaralım.Hiç de evlilik sorumluluğuna meraklı bir tip değildim.Yeni mezun ve hayatı tanımaya çalışan bir acemi...O ise mezun bile değildi.
Gülümseyerek anılara devam etti:

Öyle güzel sözler, iltifatlar, metodlar da kullanmadı.Bu yüzden güvendim zaten,belli ki tecrübesiz bi avcıydı,masum ve başa çıkabileceğim biri. Eşit olmak istedim ,yönetmenin ve yönetilmenin söz konusu olmadığı huzur iklimini aradım.Keçi burcu kolay yönetilebilir mi? İnatçı biri olarak egoları yüksek olduğundan A tipi baskın yönetici tiplerden uzak durdum.

-Keşke onlar da senden uzak dursalardı Elmira, dedi Özlem gülümseyerek.

Elmira dalgın dalgın:

-Çok mu güçsüz görünüyodum acaba? Baskın tipler güçlü kadın sevmezler çünkü...
Hayatımda bana alan kalmadı sanki sonrasında. Özgürlüğüne bunca düşkün olan ben ,yarısını evliliğe yarısını Sinan’a bıraktığım yaşam enerjimi geri toplayamadım.

Özlem:
-Bunca şey feda ettiğine göre ve bunca yıl devam ettiğine göre çok sevmiş olmalısın.
Elmira gülümsedi:

-İşin tuhaf yanı da bu ya...Neyi neden yaptığımı kendime bile açıklayamıyorum.Belki bir liman arayışı,huzur ihtimali...Büyük konuşmuş olmalıyım ya da, kimseyi çekmeyeceğime dair...

Konuyu değiştirmek için ekledi sonra:

-Eğer siz de şu evlilik , çocuk meselelerini aşmış olsaydınız şimdi şurda oturup sonraki levelleri konuşurduk, değil mi Özlemciğim?

-Mesela bir ilim sohbeti, ya da felsefi bir konu...dedi Özlem.

Feraye, Elmira’nın bu uzun ve bilgiç konuşmasından hiç hoşlanmadı.Her şeyi çözmüş gibi hava atmasından da.Tam bir kapak cümlesi daha kuracakken telefonu çaldı. Feraye birden canlandı. Ruhundaki enerji bedenine yansıdı.Telefonu kaptığı gibi seke seke mutfağa doğru koşturdu.

5 dakika bile sürmeyen bir konuşmanın ardından , sanki hiçbir şey olmamış gibi ışıldayan gözlerle :

-Benim çıkmam gerek kızlar! dedi ve dans ederek evden çıktı.

Onu böyle yöneten, aşk mıydı, acı mıydı, boşluk duygusu muydu, bilemedi Elmira.
Ama anladı, anladı onu...

İnsanın bütün yaralarına, boşluklarına, acılarına iyi gelen bir merhem var mıydı dünyada?

Boşluklarımız neden bir türlü dolmuyor, dünya rüyasından neden bir türlü uyanamıyordu insan? Var mıydı dile gelmeyen acılarımızı açıklayabilecek bir lisan?

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (5)

5.0

100% (5)

Ben nerde yanlış yaptım ? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ben nerde yanlış yaptım ? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BEN NERDE YANLIŞ YAPTIM ? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Merdümg.riz
Merdümg.riz, @merdumg-riz
3.8.2025 23:41:54
5 puan verdi
Var mıydı dile gelmeyen acılarımızı açıklayabilecek bir lisan?

Bence yok, saygılar selamlar sunarım
howlin wolff
howlin wolff, @vortexgazininoglu
2.8.2025 20:00:31
Kayahan da diyordu ben nerede yanlış yaptim
Merve Yiğit
Merve Yiğit, @merveyigit1
2.8.2025 18:45:55
Sevgili Deniz, kalemine sağlık...

Bu satırları okurken aklıma; Pablo Neruda'nın sözü geldi. Diyor ki 'Aldırmadan gidemiyorsa, aldırmadan kalmayı bilmeli insan. Çünkü henüz icat edilmedi; anlamayana anlamayı öğretecek bir lisan'.

Tebriklerimle, selamlar🍀
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL