1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
242
Okunma

SAYGIYI HAK EDEN YAZAR OLMAK
ZOR KOŞULLARIN İÇİNDE ZOR YAŞAYARAK YAZMAKTIR…
BÖYLESİ YAZARLARIMIZDAN OKURKEN BİZLER DE
ONLARA HAK ETTİĞİ SAYGIYI
YÜREĞİMİZİN BİR TARAFINA YAZMALIYIZ…
-Mehmet Ali Erdin-
*
Egitimci Hane’den
1885 yılında, 18 yaşındaki Elizabeth Cochrane, bir yazıda şöyle bir cümle okudu:
“Kadınlar ne işe yarar? Çocuk doğurmaya ve yemek yapmaya.”
Bu söz onda büyük bir öfke uyandırdı. Kalemini aldı, yazdı ve yazısını bir takma adla gönderdi.
Editör çok etkilendi. Böylece Nellie Bly adı doğdu — ve onunla birlikte yeni bir gazetecilik anlayışı.
Ama Nellie moda ya da sosyete haberleri yazmak istemiyordu.
Fabrikada çalışan kadınların zorluklarını, yoksulluğu, yolsuzluğu yazmak istiyordu.
21 yaşında tek başına Meksika’ya gitti. Oradan, halkın yaşadığı zor şartları anlatan güçlü bir yazıyla döndü.
23 yaşında ise şok edici bir şey yaptı:
Delirmiş gibi yapıp bir akıl hastanesine yatırıldı.
Orada 10 gün kaldı. Korkunç koşulları yaşadı: şiddet, çürük yemekler, soğuk…
Sonra bu deneyimi yazdı. Yazısı Amerika’yı sarstı.
Yasalar değişti. Kadın hastalar artık unutulmadı.
Daha sonra dünyayı tek başına dolaştı.
72 gün, 6 saat, 11 dakikada dünya turunu tamamladı.
Ve dünya ilk kez bir kadını ayakta alkışladı.
Savaş muhabirliği yaptı, fabrika yönetti, icatlar yaptı.
Kimseye danışmadan, izin istemeden hep yazdı.
Bugün onun ruhu,
• Yazmaya cesaret eden her kadında,
• Sesini yükselten her kız çocuğunda,
• Kızına düşünmeyi öğreten her annede yaşıyor.
Çünkü yürekten gelen kelimeler, bazen en güçlü silahtan bile etkilidir.
5.0
100% (3)