Tilki, kümesi iyi tanıyor diye bekçi yapılr mı? harry truman
Sadegül
Sadegül

Köy Enstitüleri.

Yorum

Köy Enstitüleri.

4

Yorum

5

Beğeni

0,0

Puan

295

Okunma

Köy Enstitüleri.

Köy Enstitüleri.

KÖY ENSTİTÜLÜ, ÖĞRETMEN OLUNCA,
GİTTİĞİ KÖYÜN OKULUNU DA YAPARDI...
.
1930’lu yıllar, nüfus 16 milyon.
12 milyon köylerde yaşıyor.

40 bin köy.. 4 bin civarında köyde okul var.
6 bin kadar öğretmen.. Şehirde yetişip öğretmenler olanlar köylerde görev yapmayı kabul etmezler...
Çare; Köy Enstitüleri kurmaktı..
Kurdular.
Sadece köy çocuklarından öğrenci kabul ettiler.
Enstitüye gelen öğrenciler kendi okullarını kendileri yaptılar..
Gramla dağıtılan ekmekleri yiyerek,
yarı aç yarı tok eğitim öğretim gördüler...
Her bir öğrenci öğrenimleri süresince,
150’den fazla dünya klasiği okudu.
Sorgulayan, araştıran, aklını ve
bilimi kullanan gerçek aydın oldular...
İş içinde iş için eğitimle, yaparak yaşayarak öğrendiler.
Öğrenirken ürettiler, üretirken öğrendiler...
Okul yapmayı enstitüde öğrendiler...
Gittikleri köyün önce okullarını da yaptılar.
Tarımda, hayvancılıkta v.b. işlerde,
köylüye önder oldular.
Çocuklara okuma yazma öğrettiler..

IŞIK OLDULAR..

Bu topraklar seni bekler yavrum,
Bu yapraklar seni
Bu bozkırlar seni bekler yeşermek için
Uzat ellerini
Bu Adabelen tepesi var ya
Şu bataklık, şu sinek, şu sıtma
Hepsi seni bekler yavrum
Bunlardan kurtulmak için çağırdım seni
Koş gel yanıma
Uzat ellerini?
İşte sana boz urbalar
Ve postallar
Şu kazma, şu kürek, şu balyoz
Şu keser şu testere, şu mala
Aydınlık günler için
Vurmak gerekir taşa, toprağa duvara
Uzat ellerini
Sıcak kucağına açarak
Seni bekler 400 kişilik enstitümüz
Gelirken yıka ayaklarını
Saçlarını kestir üç numara
Giysilerini yıkat, yırtıklarını yamat anana
Sonra? ta oralardan bana
Uzat ellerini?
Bir çiçek olacaksın dallarda açan
O dallar meyveye dönecek
Ve düşliyebilir mi insan
Binlerce çiçek
Binlerce fidan?
Sana bir çiçek vereceğim yavrum
Bir meyva verecek
Uzat ellerini

Bahattin Uyar

Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Köy enstitüleri. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Köy enstitüleri. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Köy Enstitüleri. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
bohun
bohun, @bohun
3.12.2024 14:29:08
Köye düşen ışık:
Divriği Çayören (eski adı: Pütge) köyüne 1960 yılında bir öğretmen geldi. İlkbaharda okulun hemen yanındaki yonca ekilen tarlanın içindeki yabani armut ağacının (ahlat ağacı) bir dalına " aşı" yaptı. Çayörenliler ağaca aşı yapmanın ne demek olduğunu bilmiyorlardı, elma ve armut meyvalarını Malatya'nın Arapgir ilçesinden yazın ekin deriminde gelen çerçilerden buğday veya arpa ile değiştirerek alıyorlardı, ama bu çok sınırlı oluyordu, evin bütün bireyleri bu meyvaları yiyemiyordu. Köylüler asıl elma ve armut ihtiyaçlarını dağlarda , tarlalarda kendiliğinden yetişen yabani elma ve armut ağaçlarından sonbaharda (ekim-kasım ayları) elde ederlerdi, ama bu da kolay olmazdı. Çünkü, hem kendi aralarında, hem de bazen başka köylerden gelip o meyveleri almak isteyenlerle kavga ederlerdi. Ahlat ağacına aşı yapan öğretmen iki yıl sonra başka bir köye tayin olup gitti, ama aşısı 3-4 yıl sonra kocaman armutlar vermeye başladı. Böyle birşeyin olabildiğini gören köylüler bir yandan Divriği'ye gidip Zirai Donatım Kurumu'nda ağaçlara aşı yapmasını öğrendi, diğer yandan da Malatya, Tokat, Amasya gibi şehirlerden elam, armut, kayısı, ceviz fidanları getirip köyün yakınlarındaki buğday7arpa/fiğ/yonca ektikleri tarlalara dikerek bahçeler yaptılar. 1970'li yılların başlarında tonlarca meyve elde eden evler oldu. Bahçecilik ile birlikte arcılık da gelişti; her yıl yüzlerce kilo bal satan evler oldu. Köylüler artık dağ meyveleri için ne kendi aralarında ne de başka köylülerle kavga ediyorlardı. O köylerde de Köy Enstitüleri'nden mezun öğretmenler aynı uygulamaları yapmıştı. Bazı aileler özellikle baldan elde ettikleri paralarla İstanbul'da ev veya arsalar aldılar. Köyümüze bir ışık gibi düşen o öğretmen Divriği'nin bir köyündenmiş ve Kastamonu Gölköy Köy Enstitüsü mezunuymuş, çok sonra öğrendim ve babamla birlikte Ankara Seyranbağları'ndaki evinde ziyaretine gittik. Ruhu ışıklar içinde olsun, yattığı yer en sevdiği çiçekler koksun.

bohun tarafından 3.12.2024 14:47:38 zamanında düzenlenmiştir.
ce
cemalcelik, @cemalcelik1
25.11.2024 14:12:00
Evet bilimi kullanmadan aydın olunmaz. Köy enstitüleri mezunlarının hepsi aydındı. Bu güzel paylaşımınız için çok teşekkür ederim
cem3453
cem3453, @cem3453
24.11.2024 22:20:21

Ata aydınlığının ışığındaki yüreğinizi selamlamak istedim
aşağıda yazar yorumda aydınlığınıza şahitlik etmişlikten...

eyvallah.
Gönül Pınarı
Gönül Pınarı, @gonul-pinari
24.11.2024 13:12:44
10 puan verdi
Nerden nereye demek geliyor insanın içinden.
O uzun savaşlar sonrası kıt ve yetersiz imkanlarla o şartlarda neler başarılmış insan okudukça gördükçe daha da şaşırıyor.
Bir taraftan toplumun aydınlanması (köy enstitüleri ve üretime yönelik kurslarla vb. ile)Toplumun aydınlanması diğer taraftan sosyal siyasal ve ekonomik yaşamın modern şekilde tesisi ve canlandırılması hızlı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Bu husus Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Onuncu Yıl Nutku'nda; bu millî mücadelenin kimlere karşı, niçin ve nasıl verildiğini ifade ettikten sonra, Cumhuriyet kurulduktan sonraki safhasında da yapılan ve yapılması gerekenler konusunda ise O Nutku'nda, özetle
"...bu muvaffakiyeti, Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak, azimkârane yürümesine borçluyuz.” dedikten sonra devamında
"...Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir.” demiş ve NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE diyerek de sözlerini aynı coşkuyla tamamlamıştır.
Geçmişin hatırlanması maksadıyla güzeldi tebrikler, Kaleminiz daim ilhamınız bol olsun diyor esenlikler diliyorum.
Saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL