1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
564
Okunma

Yine yandı dağlar… Gövdesi kömür, ciğeri küle döndü ormanın. Ve o göründü—Kızıl Geyik…
Yanan ormanın ortasında bir çift göz konuştu insana. Kızıl Geyik yalnızca bakmadı… O bakışta yüzyılların acısı vardı.
Susamış dilleriyle, yanan bedenleriyle sessizliğe gömülen binlerce can tek bir cümle bile kuramadı. Ama o bakış; insanın yüzüne çarpan bir tokat gibi, vicdanı kanatıyordu.
2024’te Türkiye’de yüz binlerce hektar orman kül oldu. Kuşlar, böcekler, yaban hayvanları yaşam alanlarını yitirdi. 2025’te ise yangınlarla mücadelede 11 kahraman şehit verdi bu vatan. İhmal ve bilinçsizliğin faturası ağır.
Kızıl Geyik artık bir efsane değil:
Çöle dönen topraklar,
Kalp krizi geçiren bir Türkiye,
Soluksuz bir yaşam,
İnsansız bir gelecek…
Bu bir uyarı mıydı, yoksa âh mıydı?
Yanan bir orman sadece yanmaz.
Toprak yanar, gökyüzü yanar, canlılar yanar,
Ve çocukların geleceği kül olur.
Çoğu zaman bir kelime bile kurulamadan…
Ama o bakış, vicdanımıza asırlık hesaplar sorar.
Artık rüzgâr değil, vicdan taşımalı bu yangını.
Sözümüz, sözleşmemiz doğayla yeniden kurulmalı.
Vicdanını hiçbir yargı ipe götürmez…
Ama suskunluk, seni toprağa ihanetle yargılar.
Remziye ÇELİK
5.0
100% (2)