Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Oktay Güvener
Oktay Güvener

Uyuyan Ümmetin Uyanmayan Vicdanı

Yorum

Uyuyan Ümmetin Uyanmayan Vicdanı

10

Yorum

25

Beğeni

0,0

Puan

788

Okunma

Uyuyan Ümmetin Uyanmayan Vicdanı

Bugün, sizlerle birlikte kısa ama derin bir tarih yolculuğuna çıkmak istiyorum. Filistin meselesini anlamadan bugünü konuşmak mümkün değil. Bu yüzden geçmişin tozlu ama hiç solmayan yapraklarına dönelim.

14 Mayıs 1948’de İsrail bağımsızlığını ilan etti. Bu sadece bir devletin kuruluşu değil; bölgenin kaderini değiştiren, halkları yerinden eden ve dünyanın en karmaşık sorunlarından birini doğuran bir dönüm noktasıydı.

İsrail, varlığını güçlendirdikten sonra 5 Haziran 1967’de Mısır ve Suriye’ye savaş açtı. Tarihe "Altı Gün Savaşı" olarak geçen bu çatışma, İsrail’in mutlak üstünlüğüyle sona erdi. Mısır’dan Sina Yarımadası’nı, Suriye’den Golan Tepeleri’ni, Filistin’den ise Gazze ve Batı Şeria’yı alan İsrail, sınırlarını dört katına çıkardı.

İşte bugünkü Filistin sorununun yapı taşları o dönemde döşendi.

Savaştan sadece iki yıl sonra, 21 Ağustos 1969’da Mescid-i Aksa kundaklandı. Denis Ruhan adında bir Yahudi tarafından çıkarılan yangın, yalnızca bir ibadethaneyi değil, ümmetin kalbindeki son umut kırıntılarını da yakıp kül etti. O yangında, yüzlerce yıllık eserler yok oldu. En çarpıcı kaybımız ise, Selahaddin Eyyubi’nin fethin nişanesi olarak Kıble Mescidi’ne yerleştirdiği ahşap minberin tamamen yanmasıydı.

Peki o dönemde ne oldu?

Dönemin İsrail Başbakanı Golda Meir’in sözleri her şeyi özetliyor: "O gece sabaha kadar korkudan uyuyamadım. Zannettim ki, Müslümanlar dört taraftan İsrail’e girecekler. Ama korkulan olmadı. O zaman idrak ettim ki: Biz dilediğimizi yapabiliriz, zira Müslüman ümmeti uyuyan bir ümmettir."

Şimdi dönelim bugüne. Ne değişti? Aslında pek bir şey…

Bugün de hâlâ kınıyoruz. Sosyal medya çağındayız; duygularımızı paylaşıyoruz, fotoğraflar paylaşıyoruz, videolar yayıyoruz. Açlıktan kıvranan çocuklar, enkaz altından çıkarılan bedenler, bombalarla yerle bir edilen evler…

Ama gerçekten ne yapıyoruz?

Her gün izliyor, üzülüyor, sonra diğer habere geçiyoruz. Ya da ardından tatilimizi, yediğimiz yemeğimizi, bir kutlamayı ardından paylaşmayı da ihmal etmiyoruz.

Bu sözlerim sizi umutsuzluğa düşürmesin. Elbette ki birey olarak elimizden geleni yapacağız. Boykota devam edeceğiz. Bu zulmü, soykırımı dünyaya duyurmaya çalışacağız. Benim bu sözlerim özellikle Müslüman ülkelerin liderlerine. Açıkçası ben karınca misali tarafımı belli edebilirim ancak ama liderlerin sorumlulukları daha çok. Yaptıklarının yanında yapmadıklarından da sorumlu olacaklar.

İsrail pervasızca katletmeye devam ediyor. İnsanlık dışı yöntemlerle öldürüyor. Ne inanç tanıyor, ne hukuk. Ve her seferinde bir kılıf buluyor. Gazze’de yaşanan trajediyi artık sadece insan hakları değil, insanlık onuru da kaldıramaz hale geldi.

Ve bizler? Bizler hâlâ kınıyoruz. Televizyonlarda nutuklar, sosyal medyada öfke dolu paylaşımlar… Fakat bir tek adım, bir tek yaptırım göremiyoruz. Artık kınamanın zamanı geçti. Artık harekete geçme zamanı.

Her gün, açlıktan, susuzluktan ve hâlâ süren bombardımanlardan dolayı yüzlerce insan ölmeye devam ediyor. Bizim vicdanımız yanıyor, kalbimiz acıyor. Artık dünyaya bir şey söylemenin, gerçek bir duruş sergilemenin zamanı geldi de geçiyor.

Çünkü mesele sadece Gazze olmaktan çıktı.

Sahi Gazze diye bir şehir kaldı mı geride?

Ama asıl mesele, insanlık.

Ve tarih, artık bu sessizliği affetmeyecek.

Hepimiz suçluyuz.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Uyuyan ümmetin uyanmayan vicdanı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Uyuyan ümmetin uyanmayan vicdanı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Uyuyan Ümmetin Uyanmayan Vicdanı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Volkan70
Volkan70, @volkan70
17.8.2025 08:19:40
İki cümle ile ne yapmalı-neredeen başlamalı soruna yanıt verme gerekirse..neden ve sonuç ilişkisini kurmuş oluruz .
necmettin erbakan:''tayyip erdoğan siyonizme hizmet ediyor, bush'tan emir aldı.'' nokta
Etkili Yorum
İlyas Ateş
İlyas Ateş, @ilyas-ates
27.7.2025 08:19:40
Kendiliğinden hiç bir şey değişmez her neyi değiştirmek
İstiyorsak ah etmekten vah etmekten geçip gerekeni yapmak
Gerekir yoksa hep seyrederiz onlar ise istediğini yapar her
Bir konu da bu böyledir yerinde tesbitler hocam selamlarımla
Saygılar
Etkili Yorum
Göktürkmen
Göktürkmen, @gokturkmen
27.7.2025 06:05:51
Bir siyasi program olarak Akçura ve Üç Tarz-ı Siyaset üzerine satır koymamışız.
Seçenekler üzerinde emperyal kapitalizmin daha fazla uğraştığı vakidir.
Hepsini neo ekiyle, kendi trio ideolojisiyle tencere kapak haline getirmiştir.
Türkçülük, Osmanıcılık, İslamcılık versus Emperyalizm, kapitalizm ve kolonyalizm.
Gülistan2533
Gülistan2533, @gulistan2533
26.7.2025 19:21:16
Çünkü mesele sadece Gazze olmaktan çıktı.

Sahi Gazze diye bir şehir kaldı mı geride?

Ama asıl mesele, insanlık.

Ve tarih, artık bu sessizliği affetmeyecek.

Hepimiz suçluyuz.

Ne güzel demişsiniz değerli üstadım
Belinay21
Belinay21, @belinay21
26.7.2025 19:20:36
Hocam içimiz yanıyor ama bir şey yapamıyoruz sadece elimizde dua kaldı. Tebrikler üstadım
Salih2144
Salih2144, @salih2144
26.7.2025 19:19:33
Ve bizler? Bizler hâlâ kınıyoruz. Televizyonlarda nutuklar, sosyal medyada öfke dolu paylaşımlar… Fakat bir tek adım, bir tek yaptırım göremiyoruz. Artık kınamanın zamanı geçti. Artık harekete geçme zamanı.

Aynen öyle üstadım kesinlikle katılıyorum güzel bir konu yüreğiniz dert görmesin
Etkili Yorum
Merdümg.riz
Merdümg.riz, @merdumg-riz
26.7.2025 15:55:33
Dönemin İsrail Başbakanı Golda Meir’in sözleri her şeyi özetliyor: "O gece sabaha kadar korkudan uyuyamadım. Zannettim ki, Müslümanlar dört taraftan İsrail’e girecekler. Ama korkulan olmadı. O zaman idrak ettim ki: Biz dilediğimizi yapabiliriz, zira Müslüman ümmeti uyuyan bir ümmettir."


😔 çok acı bir gerçek. Saygılar
Ferda,ca
Ferda,ca, @ferda-ca
26.7.2025 12:24:41
"Uyuyan Ümmetin Uyanmayan Vicdanı", sadece bir yazı değil; vicdanın haykırışı, tarihin tokadı, insanlığın sınavıdır.

Duygusal değil, gerçekçi ve sarsıcı bir anlatım var.
Geçmişin ateşiyle bugünü aydınlatırken, sert bir yüzleşmeye davet ediyor.

Sosyal medya çağının tepkisizliğini ve liderlerin suskunluğunu eleştiren bu metin,
hem bir ağıt hem de çağrıdır:

Artık kınamak değil, ayağa kalkmak zamanıdır!

Sadece ümmete değil, insanlığa bir ayna tutuyor.

Duyarlı yüreğinize saygılarımla hocam

Tarza
Tarza, @tarza
26.7.2025 10:39:13
Tebrikler değerli dost.
ANLAMI büyük bir deneme.
Kutluyorum değerli dost
Selam ve saygılar sunarım
AZERZ
AZERZ, @azerz
26.7.2025 10:38:38
Hissiyatızla kale aldığınız bu yazınız maalesef müslüman ülkelerin acı gerçeği. Bizler uyumasak Gazze bu hale. gelmezdi. Maalesef insanlk ve müslüman bu acı gerçekten utansın. Sahip çıkamadık.
En içten selam ve saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL