0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
190
Okunma

Göğün teselli ettiği aslında buhran yüklü bir ikramdan çıkarım yaptığım.
Lanet benzeri bir ses; bir kelam; bir yetemezlik hissi.
Kirli olmayan ellerimi yeniden şartlıyorum ve göğün pekmez kıvamındaki kıvrımlarında cirit atıyorum.
Aklımın ikmalinde ve seyrüseferinde evrenin…
Kundaklanan iç sesim; yobaz bir şarkı ve şahit tuttuğum şahika gölgesi bilinmezin ve kuramların…
Yaşamak için öldür…vahşetin çağrısı.
İndinde hayatın hücrendeki karanlığı del.
Zaman ve mekan muzip bir Tanrı ve bileşkesinde bu iki bilinmezin ben çatı katında ömrün bir bir diliyorum aslında dirilmeye saniyeler kala.
Koğuşumdayım oysaki kundaklandı yalnızlığım. Aylar var ki gün yüzü görmedim.
Çatallı bir ses.
Bu da neyin nesi?
Atan bir yürek sanki elbette benim yüreğim…yok, yok, başka bir şeyin sesi bu aslında yürekli bir çağrı ve evet; çok güçlü çok yakınımda.
Aymazlığında bilinmezin yüzümü görmek istiyorum.
Ne şehir mefhumu ne de mekan denen ibare.
Su dolu bir küvetteyim adeta ve ılık ılık içimdeki sesin ulvi fısıltısında ben bir son diliyorum iyi de başı olmayan bir hikaye nasıl sonlanır ki?
Pervazındayım ama neyin?
Sakıncaları var: biliyorum, biliyorum işte. Az sonra infilak edeceğim yoksa infilak etmesi gereken ben değil miyim?
Çok dar çok dar çok…çoğalan bir gürültü yoksa tıpasını mı açtılar şişenin?
İyi de ben bir şişe cini değilim ki.
Varsa yoksa aymaz bir yorgunluk oysaki ne yürüdüm ne de…yüzdüğümü kim söyledi?
Yüzüyorsam niye boğuldum?
Boğuldumsa nasıl hala nefes alıyorum.
Göçebe elleri bilinmezin.
Dar çok dar.
İtmeyin! Ne itiyorsunuz?
Şeytan diyor ki…delip geçen bir şey var aslında bir güç var ve işte kayıyorum kaydırağından…iyi de neyin? Neyin nesi bu gürültü?
Bir detayda boğulmak istemiyorum yoksa detayın ta kendisi miyim?
Anne başlıklı bir yazı okudum. Ne yanılgı!
Ben okuma yazma bilmem ki ya, o gördüğüm rüya neydi?
İyi de ben uyku nedir, bilmem ki.
Tanrı delirdi sonunda.
Tanrıyı görmek istiyorum aslında dışarı çıkmak…çok sıcak!
Hayır, çok soğuk!
Çok akışkan.
Suni bir hayat adeta!
İyi de hayat denen ne ola ki?
Hayatta mıyım ben yoksa, yoksa, daha doğmadım mı?
Ellerini geri çek. Hayır, dokunma bana.
Asla dokunma.
Kim çekiyor beni?
Başım acıyor ve ayaklarım…
Kan içindeyim.nasıl kanadım ben şimdi?
Yoksa benim kanım değil mi bunca sıvı?
Ufacık bedenimden geliyor olamaz bunca kan ve koku…
Koyu çok koyu burası aslında karanlıktan bile koyu.
İmdat!
Yardım edin bana!
Canım çok yanıyor!
Bu ses de neyin nesi aslında çok ılıman bir ses ve yumuşak bir tonu var aslında evet, aslında ben bu sesi tanıyorum.
Dayanamıyorum, yalvarıyorum son verin bu acıya!
Kim bu bağıran ve hala beni çekiştiren o el…kim, kimsin sen?
Ben kimim?
Oh, şükür, dehlizin sonuna geldim.
İşte ışık göründü.
Az kaldı, dayanın, bayan. Derin çok derinden nefes alın ve sayın ondan geriye.
On, dokuz…
Yedi…
Beş…
İki.
Ve bir!
Müjdeler olsun; nur topu gibi bir bebeğiniz oldu.
Bakın nasıl da gülüyor!
Oysaki ağlamam gerekirdi.
Bu normal mi doktor? Yani neden ağlamıyor?
Siz onun yerine zaten ağladınız, sevgili bayan.
Canım çok yanıyor çok hem de…
Neden o tokadı yapıştırdın şimdi, mübarek doktor?
Sen vurmadan da ağlardım ben hem ne olmuş ki: geç olsun güç olmasın.
Merhaba, dünya, ben geldim!
5.0
100% (3)