0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
3190
Okunma
ANİDEN
Sevgili dostum,
Sana uzun zmaandan bu yana dostluk üzerine mektup yazmadığımın farkına varince daha fazla ertelemeden bu mektubu yazmaya karar verdim. Çünkü son okuduğum kitap “Kendini ertelemekten vazgeç ve hemen harekete geç” diyordu. Bu da okuduğunu uygulayan bir okur olduğumu göstermiyor mu sence? Okuduğumuzu uygulamazsak okumanın ne anlamı var ?
Yaşanmışlıklar ve yaşam insana her zaman yazacak malzeme veriyor. Artık şaşırmaya bile vakit bulamıyoruz aniden yaşanan değişikliklerden dolayı. Aslında yaşanan anidenlikler ve olaylar bize ders veriyor ama anlayabilene. Bu mektupta sana bunu anlatmak istedim işte.
Sevgili dostum,
Şu sosyal medya gerçekten de ilginç. Bir tuşa basıyorsun, 35 sene önceki Üniversiteden arkadaşın canlı olmasa da dijital ortamda karşında ve görüşebiliyorsun görüntülü olarak. Sohbet ediyorsun uzun zaman. Üniversite bittikten sonra hiç aramamışsın onları , onlarda tabii seni. Çok seviniyorsun. Bir dostu 35 sene sonra karşında görünce dijitalde de olsa. “Dostluk 35 senedir tatildeydi. Bu tatil bitti, dostluk yeniden başlayacak” diye düşünüyorsun. Memleketine davet ediyorsun. Muhatabın da en kısa zamanda geleceğini, memleketinin tarih ve turistik yerlerini merak ettiğini söylüyor. Gelirse misafir edeceğini söylüyorsun. Çok seviniyor. Ama gelen giden olmuyor. Bu hep erteleniyor.Biraz düşününce, onlarına slında taaa Üniversite yıllarında memleketini merak ederek gelmek istediklerii ama gelmedikleri aklına geliyor. Bir gün bakıyorsun mesajlara bile cevap vermiyor. Bir süre sonra seni engelliyor. Hayal kırıklığına uğruyorsun. Tarh tekerrürden ibadet oluyor yani. Bu durumda ne diyebilirsin ki ? Güven en büyük sorunumuz toplum olarak. Bu konu üzerine durmak lazım.
Sevgili dostum,
Bunu yakın zamanda bir kaç kere yaşadım. Önce çok üzüldüm ama sonradan “sana değer vermeyen insan, senin dostun olabilir mi?” sorusunu uzun uzun kendime sordum. Ve sonunda durumu kabullenerek bende onları düşünmemeye, düşüncelerimden silmeye karar verdim. Dedim ki seni aklıma getirince, “Onlar 35 sene önce okulda mecburiyetten dost olan insanlardı. Seni aramadılar, sormadılar. Demek ki, gerçek dostun değillerdi. Sil gitsin” Ben de bunu yaptım. İyi ki sen varsın ,sahte değilsin, sanal değilsin.
Sevgili dostum,
Bu aniden gidişler, bana ölümü de hatırlattı tabii ki. Biz de aniden bu dünyadan gideceğiz. O sosyal medyada bizi engelleyenler gibi, hayatta bizi bir gün yaşamaktan engeleyecek. O çok sevdiğimiz hayat, bizi artık dünyada istemeyecek. Maddi şeyler bu dünyada kalacak. Gerçek sevgi, gerçek inanç, gerçek iyilikler geçerli olacak gittiğimiz yerde.
Sevgili dostum,
İşte bu aniden gitmelere çok kişi kızar, öfkelenir, küfür eder. Ben de kızdım ama baktım ki, kızacak, öfelenecek bir şey yok. Gitme zamanları gelmiş ve gitmişler. Güzel bir şehri gezmekten mahrum kalmışlar. 35 sene aradan sonra kavuştukları dostllarının, gerçek sevgisinden, ilgisinden mahrum kalmışlar. Biraz geniş düşününce aslında terk eden, silen ben olmak gerekirken onlar silerek benim işimi kolaylaştırmışlar. Gerçek sevgiyi anlamayanları da fark edince silmek gerekir. Sen erken davranıp silmezsen onlar seni siliyor işte.Bu yaşanmışlıklardan ben bunları anladım. Bu dersi çıkardım. Sen ve başkaları da farklı çıkarımlar yapabilir. Ona da saygımız var tabii ki.
Sevgili dostum,
İşte hayatta güzellklere yer açmak için bazen öyle seni gayrete getirip de sonra aniden terk eden insanları terk ederek hayatına güzel yer açmak gerekiyor. Mesela onlara ayıracağım sevgiyi ve ilgiyi gerçek dost olan sana ayırarak, sana bu mektubu yazaren bir yandan da okuyacak olanlara düşünecekleri, ders çıkaracakları ve gelişme ve öğrenme ortamı oluşturacakları yazılı kaynaklar bırakıyorum. Bundan daha güzel mutluluk olur mu* Biz geçici sanal, ve sahte dostlarla uğraşmak yerine, kalıcı ölümsüz mektuplar ile senin gibi gerçek dostları sevindirelim ki, insanlara faydalı olmanın mutluluğunu yaşayalım.
Sevgili dostum,
Aniden olan olaylar, insanlara şok etkisi yapar. Çünkü çok zaman insanlar aniden yaşanan olaylara hazırlıklı değillerdir ve bunun sonucu da anidenlikler daha derin ve sert izler bırakır. Ben de andiden giden arkadaşlarıma ilk zamanlar üzüldüm tabii k. Aniden terk edenlerde de psikolojik sorunları daha çok olduğunu görebiliyoruz. Bunu gazete haberlerinde eşi ve çocuğunu aniden terk edenler, maddi çıkarı bitince aniden ortadan kaybolanlar insanalar üzerinde de görebiliyoruz. Bunun için de fazla olumsuz etkilenmemiş olmanın sevinci de var. Şöyle de düşünebiliriz. Masraftan kurtulduk , sahte dostların gerçek yüzünü erken görerek daha az psikolojik yıpranmışlık yaşadık. Biir hayat tecrübemiz oldu. Daha güzel şeyler, mesela bu mektubu yazmak için zamanımız oldu. Mektubu okuyan faydalanacak.. Bunları saymakla bitmez. Yani olumsuz aniden yaşanmışlıkları düşündükçe zararı faydasından daha az.
Sevgili dostum, güzel Kardeşim,
Aniden giden insanlar hayatta çoğalıyor. Aniden gidenler galiba terk ettikleri insanları cezalandırdıklarını düşünüyorlar ve aniden gidince kendilerinde rahatlama olacağını düşünüyorlar. Eminim aniden gidenlerin çoğu pişman ve geri gelmek istiyorlar ama hem özgüven eksikliği hem gereksiz egodan dolayı da gelemiyorlar. Plansız yaşamanıın sonucu bu olsa gerek. Aniden gidenlerin çoğu geri gelse de sonradan bu davranış tekrarlanıyor.
Sevgili dostum,
Hayatta yaşadığımız çok olumsuz ve olumlu olay aslında bizlere ders vermek için geliyor. Bizler farklı anlamlar yükleyerek ya gereğinden fazla üzülüyor, seviniyor ya da gereğinden fazla seviyoruz ki, muhatabımız gerçek manada sevgiyi anlamadan, o sevgiyi ortaya koyan Yaradanı anlamadn terk ederek bir nevi kendilerine sunulan gerçek dostlardan uzaklaşıyor ve sahte dostların oyuncağı oluyorlar. Bunu yaşanmışlıklar ile gören insan olarak , dostlara dikkat etmeni tavsiye ediyorum.
Sevgili dostum, güzel Kardeşim,
Uzun bir aradan sonra, böyle samimi ve içten bir mektubu, samimi ve içten olan ve aniden terk etmeyen bir dosta yazmak ile mutluluk ve huzur doldum. Demek ki samimi ve içten, aniden terk etmeyen dostlara duyulan sevgiler de bu kadar güçlü bir enerji veriyormuş. Bu da yaşanmadan pek anlaşılmıyor. Bu da bu aniden gitmeşerin verdiği en önemli ders olsa gerek.
Sevgili dostum,
Bu mektup uzun aradan sonra yazılınca, uzun aradan sonra daha mutlu ve huzur veren bir mektup oldu. Dedim içimden “ Aniden terk edenleri düşünürken, onlara üzülürken, seni gerçekten seven ve mektubunun yolunu gözleyen dostlarını ihmal ediyorsun, daha sık mektup yaz ve gerçek dostlarını daha çok sevindir. Bundan sonra sana daha sık mektup yazarak , güzel dostluğumuzla insnalara örnek olarak ders vermeye devam edelim” dedim.