Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Nil Gün
Nil Gün
VİP ÜYE

Kül Gibi Gülümseyen

Yorum

Kül Gibi Gülümseyen

( 6 kişi )

7

Yorum

20

Beğeni

5,0

Puan

445

Okunma

Kül Gibi Gülümseyen

Kül Gibi Gülümseyen

Ben yanmayı seçmedim.
Ama kimse sormadı bana,
hangi ateşe gönüllüydün diye.

Bazen bir çölün ortasında
susuzluğu anlatamadığımda anladım:
kelimeler boğazda değil,
ruhta düğümlenir.



kaç kere sustum, bilmiyorum.
kaç kere anlatabilmek için
hiçleşmeyi göze aldım.

beni duymadıklarında
daha çok var oldum.
çünkü görünmeyen her yanım
daha gerçekti.

bir kadının gülümseyişi, bazen
bir mezarın üstüne örtülen beyaz bir çarşaftır.
temiz görünür, ama altı yanar.
şiir yazarken
ne kurtulmak istedim ne affedilmek.
Sadece,
sadece susmak istedim —
duyulacak kadar derin bir sessizlikle.



ve şimdi,
kül gibi gülümsüyorum.
çünkü her şeyi yakıp geçtiğimde
geriye yalnızca ben kaldım.
Ben bu yazdıklarıma şiir diyemem.
Çünkü şiir güzelliğin içinde saklıdır
ve ben çirkin yanımla barıştığım gün
daha derin yazmaya başladım .
Ruhum dağınık, içim yıkık, imgelerim kimsesizdi.
Ama tam da bu yüzden sahiciydi.

Kül gibi gülümseyen bir kadını görmüş müydünüz hiç?
O gülüşte ne kadar yangın, ne kadar sabır,
ne kadar vazgeçiş saklı?
Ben gördüm.
Aynada.

Gülüşüm, mezar taşıma yazılacak ilk cümle olabilir:

“Her şeyi içinden geçirerek yaşadı.”

Ben susarak öğrendim en keskin bilgileri.
Ve sonra susmamı bekleyenlere inat,
içimden bir nehir gibi konuştum.
Ama bu, gürültülü bir konuşma değildi.
Bu, bir kadının kendi rahminden fısıldadığı
kırık bir dua gibiydi.
Anlayana hayat, anlamayana sessizlik getirdi.

Bana hep “kimin için yazıyorsun?” diye sordular.
Ben hiçbir zaman biri için yazmadım.
Ben kendimin içinde bir odada kilitli kaldım
ve orada yazmak, nefes almaktan farksızdı.
Çünkü bazen nefes almak bile susmak kadar gürültülü olabilir.

Şunu fark ettim sonra:
Kadın olmak, çoğu zaman
gizli bir arşiv gibi yaşamaktır.
Dosyalanmış acılar, saklanmış arzular,
açılmamış zarflar gibi yıllarca içimizde taşırız kendimizi.
Oysa kimse bilmez;
en korkunç sırlar en zarif kadınlarda saklıdır.



Ben işte o zarifliğe güvenmeyip
kendi acımı kendim açtım.
Sızdı.
Taştı.
Yandı.
Ve sonunda
kül gibi gülümseyen bir kadına dönüştü.

Bu metin bir açıklama değil.
Bu bir af dileme değil.
Bu bir vedalaşma hiç değil.
Bu, içimdeki kalabalığa
“susun artık, ben konuşuyorum” deme hâlidir.
Sonra da susma hakkımı kutsama hâlidir.

Ve şimdi
son cümle yaklaşırken,
içimdeki ses şöyle diyor:

“Artık yanacak hiçbir şey kalmadı.
Küllerimin üzerine oturabilir ve gülümseyebilirim.”

İşte bu yüzden, bu metnin adı:
Kül Gibi Gülümseyen.




Bu yazı ne bir kapanış ne bir başlangıç.
Bu, kapının aralığından bakıp
sonra sessizce kapatmak istediğim bir odanın hikâyesi.

İçeri girmek isteyen varsa,
önce kendine dokunsun.
Çünkü burası
sadece içinden geçenleri göze alabilenler için yazıldı.


Ben
kül gibi gülümsedim.


Ve artık
susmak istiyorum.









Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (6)

5.0

100% (6)

Kül gibi gülümseyen Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kül gibi gülümseyen yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kül Gibi Gülümseyen yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Tüya
Tüya, @tuya
17.7.2025 20:39:50
Yaşam arenasında, kendini kabul ettirme çabası, nefes alıp vermeyle sınırlandırılır çoğu zaman. Karşı taraf (alıcı) düşünsel ve eylemsel planda parazitliği kimlik edindiğinden, anormal/aykırı bulacaktır doğal olan her reaksiyonu, hamleyi.
Bu nedenle, insanın kendi içinde oluşturduğu odada, sadece kendine dokunarak, kendiyle konuşarak "yaşam"ını sürdürür; çünkü bu tercih biçimi, en güvenli, en sadesidir var oluşun..!

Seni okumak, sevgili Nil Gün; hep kapalı tutulan perdeleri aralamak, aydınlığa erişmek gibi.

Kutluyorum yalınlığını, dinginliğini.
Çok sevgi, selam ile.

Volkan70
Volkan70, @volkan70
17.7.2025 08:40:52
5 puan verdi
Yangın yeriydi, gökyüzüne yayılmış bir kaos'tu tüm galaksiler sustu, dönme dolaptı, baş*dönüren bir heyhula idi..atlı karınca yoruldu..şölen bitti.. ud sustu..gülüşmeleri çocukluğun, incir ağacına asılı kaldı..Külbastı !! dokundu bir yerlerime..nefesim sustu..hep dostçakal..
rengim
rengim, @rengim1
17.7.2025 01:15:52
Acısı saklı ezilen görülmeyen kimlik kayıpları
Üstüne başına sürülmüş ayıpları
Gün yüzü görmemiş eli kınalı düşleri
En çok ta kefen olan o gülüş örtüsü


Geç farkettim yüreği gönül evinizi affedin

Sevgiler

Şiir kokan yüreğe
YANILGI USTASI
YANILGI USTASI , @yanilgiustasi
16.7.2025 21:28:55

Toplandılar büyük alanına kentin
çünkü oğullar ölüyordu .
' Benim oğlum ' diye hıçkırdı kadının biri,
'kardeşimin oğlu ve düşmanım ki
yan yana gömüldü... '
'Kızlarımız ' diye yanıtladı öteki ,
'kocasız kaldı , nişanlısız '.
Genç bir kız 'Sevgilileri olmayacak ergenlerin'
diye sızlandı ,
saçları ağarmıştı .
.....
Ve çekirdeksiz meyveler büyüdü ağaçlarda .
O yılın hasadından sonra
ot bile yeşermedi toprakta...

"Şiirin ve umudun yorulmaz iğnesi"
Şennur Sezer'in yüreğindeki acıları ve kadını
taşır kendini bilen her kadın ve kül diğer adıdır kadının ve bu topraklarda hiç olmak ile kül olmak kardeştir , direncin dilinde ...
Her satırında ağıtdaşlık etti kadın yanıma , değerli eseriniz .

Selam ve sevgiler Nil...
Etkili Yorum
Believe-TülA(y)slan
Believe-TülA(y)slan, @believe-t-layslan
16.7.2025 15:34:47
My Sista…

Kadını ikinci sınıf gören herkes insanlıktan düşer.
Bu bir fikir meselesi değildir; bu bir varoluş suçu, bir ahlak yıkımıdır.

Kadını susturan her ağız, bir gün kendi sessizliğinde boğulacaktır.
Onu hor gören, küçülten, döven, ezen, bastıran her eril otorite gölgede büyümüş korkak bir köktür. Kendi yetersizliğini, kadının ışığında maskeler.

Bu dünyada hâlâ kadının sesi “fazla yüksek” diye bastırılıyorsa, bir kadın sokağa çıktığında “nereye gidiyorsun?” sorusu onu sınırlıyorsa,
bir kadın giydiği kıyafet yüzünden yargılanıyorsa,
bir kadın “hayır” dediği için ölüme yakınsa

sorun kadında değil,
kadını tanıyamamış,
gücünü kabullenememiş erkeklik sistemindedir.

Bu sistem hastadır.
Ve bu hastalığın tedavisi yumuşak sözcüklerle değil, yüzleşmeyle, ifşayla, adaletle mümkündür.

Kadınlar sustukça değil, konuştukça iyileşir bu topraklar.
Ama sadece kadınların değil erkeklerin de bu sisteme karşı durarak, “erkeklik” adı altında işlenen şiddete karşı ses çıkarmasıyla olur bu.

Çünkü mesele kadın olmak değil; insan olmanın ne olduğunu hâlâ öğrenememiş bir kibrin çökertilmesidir.

Ve bu kibri kırmak için, her kelime bir neşterdir.
Her ses bir devrim.

Öperek var oluşunu
Kadın ad’dır doğumun başlangıcıına herkese ;
görene bilene



Sevgi
Ve aydınlığını karanlığını korkmadan ser ey ben(K ‘A,dın)





Sumaq Illariy_TülAy tarafından 16.7.2025 15:44:16 zamanında düzenlenmiştir.

Sumaq Illariy_TülAy tarafından 16.7.2025 15:48:03 zamanında düzenlenmiştir.
Etkili Yorum
Dramatik Buluntular
Dramatik Buluntular, @dramatikbuluntular
16.7.2025 14:30:59
Virginia Woolf'un "Kendine Ait Bir Oda" kitabı geldi aklıma.
Tam olarak öyle değilse de onu çağrıştırdı.

Bir de Kül, kelimedir.
içindeki anlamdır yanmış olan.

Selamlar...
Etkili Yorum
-Tesbih-
-Tesbih-, @eternal2
16.7.2025 14:15:24

En derin yaraların sessiz çığlığındaki saklısı
kül gibi gülümsemelerin dili sustuğunda
gerçek hikayeler başlar.

Yanan gölgeleri saklayan şiir
duyurur fırtınaları sessizliğin içinden.

Karanlıkta parlayan ışığın yıldızı
Çok güzelsin 🌹


Sevgimle canım
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL